Hediye Paketleri

308 45 121
                                    

✘

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yıl 1933

"Doğum günü çocuğu." Elvis arkasına sakladığı acimece yapılmış olan hediye paketini uzattı. "15. yaşın kutlu olsun. Bugün ne istersen onu yapacağız... Kahretsin, çok sıradan."
Hediye paketini yatağın üzerine koyup, belki hafif bir atış denilebilir, aynadaki yansımasına bakarak saçlarını düzeltti. "Hadi oğlum, çok zor değil. Steve senin 7 yıllık arkadaşın, sadece içinden geldiği gibi davran."

Hediye paketini yataktan tekrar alıp, aynanın karşısına geçip boğazındaki gıcığı temizledi. "Doğum günün kutlu olsun narin bebeğim... E yuh ama. İstersen bir de geçmiş olsun çiçeği götür yanında."

"Sadece gelip bana onu verebilirsin." Kapının yanında çoğu kişiye göre cılız ama Elvis'e göre Mozart'ın notası gibi duyulan sesi işittiğinde omuzularını düşererek ona döndü. "On beş dakikadır senin nasıl prova yaptığını izliyorum."

"Tek istediğim yüzünde açan güller." Elvis kendi elleriye saatlerce hazırlamak için uğraştığı hediye paketini Steve'i uzatmak yerine küçük bedene sıkıca sardı kollarını. "Doğum günün kutlu olsun."

"Teşekkür ederim. Biliyorsun, Bucky ve sen beni her zaman mutlu ediyorsunuz."

"Çok daha iyisini hak ediyorsun." Kumral çocuk geriye çekilip onun saçlarını karıştırdı. "Bugünü senin istediğin gibi geçireceğiz."

Steve olduğu yerde gülümsedi, Temmuz ayının sıcaklığı yüzünden beyaz teni kızarıyordu. "Göle gidebiliriz." diyerek sundu teklifini, büyük süslü hediye paketlerini istemiyordu.

Elvis, Steve'in böyle bir şey isteyeceğini biliyordu. Steve zarif bir insandı, gözü çok yüksekte de değildi. Anı yaşar, anı değerlendirir, o dakikların güzel ve eğlenceli geçmesi için uğraşırdı. Kimsenin görmediği ama Elvis'in hayran olduğu özelliği Steve'in içindeki bitmek bilmeyen mutluluk enerjisiydi. O enerji Steve'in etrafını öyle güzel sarıp sarmalıyordu ki etrafındaki insanlar bile o enerjiden yararlanıyorlardı.

Ya da belki de sadece Elvis hissediyordu o enerjiyi.

"Deine inneren Werte sind noch schöner als dein Äußeres." *1

"Elvis bunu yapma." Steve gülerek ince kaşlarını çattı. "Almanca bilmiyoruz diye daima yanımızda Almanca konuşuyorsun."

"Çünkü ben bir Alman'ım."

"Ben de İrlanda göçmeniyim ama İrlandaca konuşmuyorum."

"İrlandaca bilmiyorsun bile." Elvis kahkaha atarak Steve'in yumuşak saçlarını karıştırdı, genç oğlanın şu hayatta yapmayı sevdiği yegane şeylerden bir tanesi de Steve'in saçlarını okşamaktı. Steve'e göre bu okşamak değil dağıtmak olsa da asla Elvis'i bu huyundan vazgeçirtmek için uğraşmamıştı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 20, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

the ghost , STEVE ROGERS GayWhere stories live. Discover now