o zamanlar ki ikametimiz eski tarz mahalleler hani kimsenin kapısını kilitlemediği akşamları komşuların kapılara dökülüp çekirdek çitlediği çocuklarında gece 12 lere kadar sokakta oyun oyanadığı mahalleler evimiz zincirli kuyu mezarlığını görürdü hikayeler anlatılırdı mezarlıkla ilgili , mezarların üzerinde dolaşan ışıklar falan biz de görebilmek için gece vakti seyrederdik acaba hangi mezarda yanıyor diye
işte yine öyle bir gün merdiven başına oturmuş 3 arkadaş mezarlığa dikmişiz gözlerimizi uçuşan ışıklar varmı diye bakıyoruz, biz den belki 5- 6 yaş küçük bir çocuk geldi ne yapıyorsunuz burda dedi bir yanımdaki arkadaşım ''sanane ne işin var senin bu saatte burda gitsene evine ''dedi ben çocuğu bir yerden tanıycam ama çıkaramıyorum bir türlü mahalledeki çocukları gözümün önüne getiriyorum yok hatırlayamadım öbür arkadaşım dondu kaldı hiç bir şey söylemiyor daha önce konuşan arkadaşım yine söylenmeye başladı ''ya çocuk git evine annen seni arar şimdi nerde'' oturuyorsun sen dedi çocuk gülümser gibi oldu mezarlığa doğru baktı ve bi şey söylemeden merdivenlerden inmeye başladı
öbür arkadaşım aniden kalktı ve ben eve gidiyorum dedi ''ne oldu ya niye gidiyorsun ''dedik görmedinizmi çocuğu o veysel di dedi hepimiz o an fırladığımız gibi eve kaçtık bir daha da mezarlığı seyretmedik
veysel bizim arkadaşımızdı 7 yıl önce ailesiyle birlikte şile ye denize gittiklerinde boğulmuştu
Omg sonunu okumadan korkmadım demeyin .
Her neyse bizde küçükken mezarlığın oradan geçer su doldururduk .
YOU ARE READING
Korku Ve Cinayet
HorrorNOT:Kitabım alıntıdan oluşuyor bölümleri internetten buluyorum fakat düzenleme yapıyorum .
