ii. freud denklemi

16 1 1
                                    

Sabahın ilk ışıkları Dean'ın odasına dolarken hafifçe yatakta dönüp gözlerini kapattı. Hava öyle sıcaktı ki eylül ayında olmalarında rağmen sanki cehennem gibi sıcaktı. Bacağına dolanmış çarşaftan kurtulmaya çalışırken çarşafı yere itti. Her seferinde çarşafını düzeltmesine rağmen nasıl dolandığına inanamıyordu. Yatağın içinde nefesini bırakıp zorlukla ayağa kalkarak odanın dışına ilerledi. Charlie önünden aceleyle geçerken bir yandan hızlı hızlı eşyalarını toplamaya çalışıyordu.

"Geç kaldım, geç kaldım!" Charlie telaşla konuşurken termosu eline alıp çantasına attı. "Kahvaltını yapmadan çıkma, sincap. Akşam görüşürüz film gecesine geç kalma." Dean uykulu halde başını sallarken Charlie'in başına ufak bir öpücük kondurdu.

"Kendine dikkat et. Akşam görüşürüz." Uykulu bir sesle konuşurken mutfağa ilerledi. Kahve makinesini çalıştırırken telefonunu eline alarak tek eliyle tezgaha yaslandı. Sosyal medyada gezinirken makineden ses geldiğinde kahveyi alarak masaya ilerledi.

-Hafta sonu buluşuyor muyuz? Erkekler gecesini özledim.

Sam'ın attığı mesajı onaylarken gözünü ovuşturdu. Masanın üzerindeki ödevini alıp defterlerinin arasına yerleştirirken kahveden bir yudum daha aldı. Sabahki dersi Bay Crowley'e aitti. Adamı seviyordu, en azından dersleri fazlasıyla eğlenceyi geçiyordu. Crowley gibi adamları severdi, dersleri çoğu zaman dolu dolu geçerdi. Birkaç şeyi daha çantasına atarken evden çıktı. Impala'ya ilerlerken -Tanrım, bu arabaya bayılıyordu.- eliyle arabanın üzerindeki tozları sildi. Eskiden babasının arabası olsa dahi eski arabalar Dean'ın her zaman favorisi olmuştu. Ancak babasının dediğine göre yıllar önce ufak bir karavan alacakken birisi Impala önermiş ve tercihi değişmişti. Yıllar sonra Mary ile planlarını gerçekleştirmek için arabayı Dean'e vermiş ve istediği karavanı almıştı. Bu şans mıydı bilmiyordu ama Dean bebeği için her şeyini feda etmeye razıydı.

"Günaydın, bebeğim."

Parmaklarını kaputun üzerinde gezdirirken radyoyu açıp arabayı çalıştırdı. Radyodan eskilerden kalma bir şarkı çalmaya başlarken parmakları direksiyonun üzerinde eski bir ritim tutmaya başlamıştı bile.

**

"Bilinen o şeydir ki, Artemis'in Orion'u öldürmesi tek taraflı bir ölüm değildi. Hayatının aşkını öldüren birisi, ne kadar yaşayabilir ki? Ölüm onun da pençesini bırakmaz."

Crowley elindeki kitabı yana bırakırken kollarını göğsünde birleştirdi. Birçok şeyden hoşlanırdı, buna insanlara bir şey öğretmekte dahildi. İnsanların kendisine olan hayranlıkla bakışlarından veya tarihin gizemli sayfalarına dalıp farklı dillerin anlattığı şeyleri öğrenmek kadar keyifli bir şey var mıydı? Eğer eski zamanlarda yaşayıp kral olsaydı halkının cahil kalmasını yasaklardı. Öğrencilerin üzerinde tuttuğu kahverengi gözlerini çekmeden konuştu.

"Metin hakkında konuşmak isteyen yok mu?" Genelde her hafta farklı bir konu belirlenir ve bunun üzerinde konuşulurdu.

"Artemis'in drama kraliçesi olması dışında mı?" Alex ve birkaç kişi gülerken Crowley gülümsedi. Her sınıfta böyle olan tiplerden olurdu, buna alışkın sayılırdı. Göğsünde birleştirdiği kollarını çözerken başını yana eğdi.

"Böyle düşünmene neden olacak şeyi merak ediyorum. Güçlü bir karakteri kabul etmenin ezikliği mi, yoksa cahilliğini bu şekilde mi önlüyorsun?" Kalçasını yasladığı masadan kalkarken gözlerini çocuğun üzerinden çekmedi. "Varsayımları severim. Gerçekten severim. Ancak bu düşüncelerin altında yatan mantık eksik olduğunda içi boş havadan ibaret oluyor." Sınıfa yayılan sessizlik Alex'in yutkunması ile bölündü. Muhtelemen arkadaşları arasında yaptığı yersiz şakanın böyle sonuçlanmasını o da beklemiyordu. Crowley yüzündeki alay dolu gülümsemeyi korurken Alex neredeyse bembeyaz olmuştu bile. "Bundan sonra yorumlarınıza dikkat edeceğinizi düşünüyorum."

Dostali jste se na konec publikovaných kapitol.

⏰ Poslední aktualizace: Apr 14 ⏰

Přidej si tento příběh do své knihovny, abys byl/a informován/a o nových kapitolách!

Mamihlapinatapei [Destiel]Kde žijí příběhy. Začni objevovat