Bölüm 3 |İNTİKAM

923 47 5
                                    

Sabah olmuş, güneş ışığı camdan içeriye giriyordu. Draco, güneşin yüzüne vurduğunu hissetti, yatağın diğer tarafına kayacaktı ama yapamadı. Göğsünde Hermione yatıyordu, kolları sımsıkı bir şekilde Hermione'nin beline sarılmıştı.

Hermione'nin yüzü kendisine dönüktü, huzurlu bir şekilde uyuduğu her halinden belli oluyordu. Kıvrımlı bukleleri yastığa dağılmıştı. Üsttlerindeki örtü, kadının dün gece giydiği elbisenin izin verdiği gibi göğüs dekoltesinin oluşmasını sağlamıştı.

Draco bir süre onu seyretti, yanındaki sıcaklık, nefesinin kesilmesine neden olmuştu. Daha önce de birçok ilişki yaşamıştı ama bunun en iyisi olduğunu inkar edemezdi.

Bakışlarını tavana çıkardı.

Draco dün neler olduğunu hatırlamaya çalıştı. Öğleden sonra şirketten çıkmıştı, yüzük almaya gitmişti. Sonra restoranda yaşananlar geldi aklına. Astoria ve Blaise'e içinden bir küfür savurdu. Sonra bara gitti orada Hermione ile karşılaşmıştı ve salondan yatak odasına uzanan bir ön sevişmeden sonra işte yataktaydılar.

Gece yaşananları düşündü, deli gibi sarhoş olduğu halde Hermione ile geçirdiği her bir saniyeyi hatırlıyordu. Onun bu kadar ateşli olabileceğini hiç düşünmemişti.

Kendini yoklamak istedi, dün gece yaşananlardan dolayı pişman mıydı ? Kesinlikle değildi, hatta beraber olduklarını düşününce sırıtmadan edemiyordu. Bundan sonra olabilecek ihtimallerle ilgili aklından birkaç düşünce geçiyordu.

Çok geçmeden, üzerine düşen güneş Hermione'yi de rahatsız etmiş olacaktı ki kirpiklerini kırpıştırdı. Başı hafifçe ağrıyordu. " Gördüklerim kabus muydu yoksa güzel bir rüya mıydı ?"  uykulu bir sesle mırıldandı.

Draco, onun bu haline belli etmeden gülümsedi.

Hermione nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu, neden bir el tarafından sarılmıştı ? Yoksa Draco'nun göğsünde mi yatıyordu ? Gözlerini yavaşça açtı, doğrulmasıyla Draco ile göz göze geldi. Bir süre ne diyeceğini bilemedi. Dünden hatırladığı Ron'u böyle bir yatakta Lavender ile görmesinden sonra bara gitmesiydi. Orada Draco ile karşılaşmıştı. Kaç kadeh içtiler hatırlamıyordu. Kirli konuşmalar, dudaklarının birbirini bulması ve işte onunla yatıyordu. Draco'nun sesiyle girdiği transtan çıktı.

"Sen hangisinin olmasını isterdin Granger ?"

Gözleri, Draco'nun omzunu bulunca ne yaptıklarının farkına vardı. Her şeyi unutmak için kendini onun kollarına bırakmıştı.

Erkeğin boynuna ve köprücük kemiğinin bulunduğu şerite baktığında neler yaşadıkları bir bir zihnine doldu. Saç diplerinde bir sızı hissetti. Gecenin ilerleyen dakikalarda Draco saçına asılmıştı. Ancak bu zevk veren tatmin edici bir acıydı o anları hatırlayınca.

Yüzünü yastığa gömdü, ikinci seçeneğin tercihi olduğunu söylemek istemedi.

Draco'nun sormak istediği başka bir şey vardı. Tekrar bakışlarını Hermione'ye çevirdi. "Peki, dün geceden pişman mısın ? "

Hermione düşündü, aslında pişman olması gerekiyordu ama dün gece hissettikleri tek kelimeyle harikaydı, bunu inkar edemezdi.

"Kesinlikle pişman değilim."

Hermione yerinden doğruldu, sorgulayan gözlerle Draco'ya baktı. "Peki şimdi ne olacak, bir şey olmamış gibi davranacağız ?" Draco da bunu düşünüyordu, aklında müthiş derecede eğlenebileceği bir fikir vardı.

"Aslında sana bir teklifim var."

Ardından dün gece yaptığı gibi kadının önüne gelen saçını kulağının gerisine tutturdu.

ALCOHOL | DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin