5

32 8 79
                                    

Heesung

Üç çocuk harap oldu.

Kendilerini suçlamayı bırakamadılar.

Jungwon bizim için kardeş gibiydi.

Neden yaptığını anlamadık.

Jungwon'un intiharından bir yıl sonra onları müzeye götürmeye karar verdim.

Etrafta dolaşıyorlar ve keşfediyorlardı.

Köşede bir resim gözüme çarptı.

Adeta beni içine çekti.

Ona bakmayı bırakamadım.

Aniden Jungwon'u gördüm.

Gözleri parlak kırmızıydı.

Bana gülümsedi.

Siyah kanatlarını açıp ortadan kayboldu.

"Ayrılma zamanı geldi" diye bağırdım.

Onlar koşarak çıkarken ben hâlâ tabloya bakıyordum.

Hepsinden geride kalmıştım.

Arkamdan biri geldi.

"Jungwon?" diye şaşkınlıkla sordum.

"Nasıl hala hayattasın?"

"Ah.... asla ölemem." Fısıldamıştı.

Gözleri kırmızı parlıyordu.

"Ben şeytanın yavrusuyum."

"Nasıl.... Buraya nasıl geldin?"diye sordum.

Güldü ve resmi gösterdi.

"Bu benim dünyaya açılan kapım....
Hyung"

"Özür dilerim....bunu yapmak zorundayım."

"Biliyorsun... Çok fazla."

Bunları söyleyip kayboldu.

Ertesi gün gözlerimden biri yine kırmızıya döndü.

Ve hem Niki hemde Sunghoon ortadan kayboldu.

Niki

Pazartesi oldu ve işe gittim.

Dışarı çıktığımda omzunda bir el hissettim.

"Jungwon?"

Cevap vermedi.

Ve her zamanki gibi beni selamladı.

Yoğun bakışları beni içeri çekti.

Beni felç etti.

Göz açıp kapayıncaya kadar boş bir odaya ışınlandım.

Bir tek ben vardım.

Ve önümde tek birşey vardı.

Jungwon'un tablosu.

Ondan boyalar akıyordu.

spawn of satan |Tamamlandı Where stories live. Discover now