10. Bölüm: Çarpışma

8K 249 208
                                    

Ve en ummadık zamanda bir tesadüf oluverir hayatında.

Tik

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tik...tak... Tik... tak... Tik... tak.

Bunaltıcı yaz gecelerinden birinin en karanlık, en sessiz sularında, koca salonda sadece duvar saatinin ritmik sesi duyuluyordu. Bir de çıplak ayaklarım ve sarsak adımlarımla merdivenlerden yukarı çıkmaya çalışan benim... Elimde yarısı içilmiş viski, üzerimde kalçalarımı ancak kapatan müstehcen bir gecelik vardı.

Kırmızı renkli acı sıvıyı son damlasına dek kafama diktikten sonra alelade bıraktım bir köşeye. Koca bir şişenin dibini getirmiştim. İçtiğim bu şey bilincimin kontrolsüzleşmesine neden oluyordu. Başım dönüyor, midem bulanıyor ancak iyi geliyordu. Onca korku, endişe, gözyaşı ve tedirginlikten sonra kafamı dağıtmam lazımdı, bunu hak ediyordum. Biraz olsun içinde bulunduğum bu berbat durumdan uzaklaşmak istek değil adeta ihtiyaçtı.

Kaçırılmıştım. Kulağa trajik ve gergin bir olay gibi görünse de aslında bir sürenin ardından herşeye olduğu gibi buna da alışıyordu insan. Hem sonra 3 haftayı geçiyordu kaçırılışımın üzerinden. Sürekli ağlayıp sızlayacak değildim ya. Umursamazlığım başıma vurmuştu. Hangi insanoğlu kaçırılmayı normal karşılardı ki? Ben de karşılamamıştım elbette. Sadece... akışına bırakmıştım. Artık ne olacaksa olsundu.

Yılmaz uyumamıştı hâlâ. O ruhsuz herif bu saatlerde uyumazdı. Yüzüne kusacaktım bugün tüm öfkemi, 3 haftadır söyleyemediklerimi, sinirimi, nefretimi. Yapmıştım da. Odasına girmiş bağırıp çağırmıştım. Hatta hatırladığım kadarıyla birkaç eşyayı da fırlatıp parçalamıştım. Deli gibi kavga edişimizin ardından nasıl olduysa bir anda dudaklarına atlamıştım. Niye bilmiyordum, hatırlamıyordum. Sanki... tokat atmak istemiştim ama onun yerine beynim onu sertçe öpmeyi tercih etmişti. Sonrası hayatım boyunca pişmanlık duyacağım olaylar silsilesiydi. Öpüşüme karşılık vermiş, beni kucağına alıp odaya girmiş, yatağa uzanmış ve yarın yokmuşçasına birlikte olmuştuk. İtiraz etmemiştim. Aksine gece boyu daha fazlası için yanıp tutuşmuştum.

Sabah uyandığımda ise utanarak ve kendimden iğrenerek çıplak bedenime göz gezdirmiş yaptığım aptallığın beni geri dönülemez bir yola soktuğunu kavramıştım. O sesler haftalarca yankılanmıştı beynimde. Bedenime dokunduğu her anın görüntüsü saniye saniye işlenmişti beynime. Beni tüketişi, ona teslim oluşum... şehvetle bakan gözleri, zevk dolu inlemelerim, sıcak havanın da etkisiyle terleyen bedenlerimiz... Saf arzu, tutku kokan iniltilerimiz, arsız dokunuşlarım, beni kaçıran adama bedenimi sunuşum... öyle çok ağlamıştım ki bir noktadan sonra göz pınarlarımın kuruduğunu düşünmeye başlamıştım, artık yaş akmıyor kıpkırmızı ve şişmiş görünüyorlardı. En son annemin mezarı başında böyle ağlamıştım. O gece kendi başımı yakmıştım. O gece Yılmaz'ın benden vazgeçmemesini ona karşılık vererek kendim sağlamıştım.

****

Kabuslar ve eski anılar sayılmazsa gayet rahat geçmişti uzun yolculuk. Uçaktan indikten sonra arabayla yola koyulmuştuk.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 10 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DÜŞ KAPANI (+18)Where stories live. Discover now