1.7

1.3K 137 20
                                    

Minji kolundan çekilmesiyle dengesini kaybetmiş ve yere düşmüştü.

"Napıyorsun sen?!"

Eun, Minji'yi tartaklamaya başlamıştı.

"Amacın ne senin? Napıyorsun kendine gel?!"

Minji yediği tokatla kendine gelmişti.

Jeongin yavaşça Minji'yi yerden kaldırmıştı.

"Ne geçiyordu aklından he ne geçiyordu?! Atlayınca mutlu olacağını düşünüyor musun? Geride kalanlar ne olacak?!"

"Gitme üstüne Eun. Iyi değil şu an"

Bir süre öylece durmuşlardı. Eun şuan Minji'nin iyi olmadığını biliyordu fakat korkmuştu.

Kız kardeşim dediği kızı kaybetmekten korkmuştu.

Eun, Minji'ye sarılmıştı. Minji'nin bedeni Eun'un kolları arasında küçücük kalmıştı. Zayıflamıştı ve çökmüştü Minji.

"Hadi gel babalarının yanına gidelim ve yemek ye tamam mı?"

Minji hiç bir şey söylemeyip yürümeye başlamıştı.

"Üstüne fazla gitme. Babaları uyandığında eski haline dönecektir."
"Ya uyanmazs-"

"Durumları iyi niye uyanmasınlar?"

Aşağıya indiklerinde Seungmin, Jisung'un odasının başında bekliyordu.

Minji bir şey olduğunu anlayıp koşarak gitmişti.

Doktorlar içerideydi ve Jisung uyanmıştı.

Minji başta yanlış gördüğünü sanıp gözlerini kapatıp açmıştı ama yanlış görmüyordu. Uyanmıştı..

Minji hızlıca odanın kapısını açıp içeri girmişti. Jisung onu gördüğünde gülümsemişti. Minji ağlamamak için zor duruyordu.

Içeri girmesi yasaktı fakat doktor kızmamıştı. Sadece üzerine kıyafet girip girmesi gerektiğini söylemişti.

Hemşire onu alıp kıyafet odasına götürmüştü. O ara doktor olanları anlatmıştı. 4 gündür orada olduklarını, durumlarının iyi olduğunu sadece Minho'nun uyanmasını beklediklerini söylemişti.

Minji kıyafetleri giydiğinde babasının yanına gelmişti. Doktorlar ise çıkmışlardı. Yavaşça Jisung'a sarılmıştı.

"Bebeğim iyisin değil mi?"

Minji gözyaşlarını silerek onu onaylamıştı.

"S-sen iyisin değil mi?"
"İyiyim bebeğim. Ağlama ama lütfen."
"Ç-çok korktum sizi kaybetmekten."

"Seni bırakıp hiç bir yere gitmeyeceğiz bebeğim. Minho babanda iyiymiş sadece uyanması gerekiyormuş."

Minji kafasını sallamıştı. Biraz daha babasının yanında kaldıktan sonra odasına gitmişti. Babasını da o odaya getireceklerdi zaten.

Yatağına yattığı gibi uyumuştu. Bedeni dinlenmek istiyor. Dün sadece 2 saat uyumuştu ve yorgundu.

1 saat geçtikten sonra Jisung odaya getirilmişti. Artık iyice kendine gelmişti Jisung. Kolunda zedelenme olduğu için kolluk takıyordu sadece.

Yavaşça yatağından kalkıp Minji'nin yatağına gitmişti. Yüzüne düşen saçları topluyordu.

"4 gün boyunca iyi miydi?"
"İyi gibiy-"
"İntihar etmeye kalkıştı."

Eun'un dediğiyle Jeongin şoka girmişti, Jisung ise olduğu yerde kalmıştı.

"Hani söylemeyecektik?"
"Söylemememiz iyi mi etkileyecek onu? Sence o söyleyecek mi iyileştiklerinde?"

"Neden ö-öyle bir şey yapmaya çalıştı?"
"Çünkü ailesi de bunları yaşadı tek fark sizin yaşıyor olmanız"

"Minji'nin bu dönemden sonra size çok ihtiyacı olacak. 4 gün boyunca kimseyle konuşmadı. Doktorla bile zorla konuşuyordu. İkna etmek içindi o da zaten"

"Sadece seninle konuştu. Her ne kadar den uyansan da Minho Oppa uyanmadan rahatlamayacak. Uyansanız da bir süre etkisinden çıkamayacak."

"Önceki olayda yanında değildim. Olaydan sonra yanındaydım ve iyi değildi. Hemde hiç değildi. Tabi o olayla bu olay bir değil ama işte yanında olmalısınız "

Bir an intihar etseydi ne olurdu diye düşündü Jisung. Sonrasında ise intihar etmediğini yanında olduğunu ve şu an onunla ilgilenmesi gerektiğini düşündü.

Kapı açıldığında Changbin, Hyunjin ve Felix gelmişti.

Jeongin yarın işe gideceği için gitmesi gerekiyordu. Hyunjin onu alacaktı.

Seungmin ve Felix çalışmıyordu. Eun ise Minji'nin yanından ayrılmıyordu. Bu yüzden Seungmin de buradaydı. Felix ise Jeongin yerine gelmişti.

Changbin de hem onları ziyaret etmeye hem de ihtiyaçlarını getirmeye gelmişti.

Jisung'a iyi olup olmadığını sormuşlar ve onunla konuşmulardı. Changbin, aldığı yemekleri getirmişti.

Jeongin yemeyeceğini evde yiyebileceklerini söylemişti ısrarlara rağmen.

Jisung ise hastane yemeğini yemek zorundaydı 1-2 gün. Onlar yemek yerken Minji sıçrayarak uyanmıştı.

Jisung bunu fark ettiğinde Minji'nin yanına gitmişti.

"İyi misin?"
Minji kafasını sallamıştı.

"Ne gördün?"
"Gereksiz bir şeydi."
"Ne gördün güzelim söyler misin?"

"S-siz ö-ölüyordunuz"

Jisung iç çekmişti.

"Minho babanın yanına gidelim mi?"

Minji onayladığında Minho'nun odasının önüne gelmişlerdi. Jisung tek kolunu Minji'nin omzuna attığında Minji kollarını Jisung'un beline sarmıştı.

"Bir süre seni bırakıp gitmek gibi bir niyetimiz yok. Seni asla tek bırakmayacağız Minji."

"Ne olursa olsun biz buradayız bunu sakın unutma. Başımıza bir şey gelse bile artık senin yanında bir sürü kişi var. Eunlar, Jeonginler, felixler.. Buradaki herkes senin ailen"

"Biliyorum ama korkuyorum. Ailemi tekrar kaybetmek istemiyorum."

"Kaybetmeyeceksin bebeğim. Kimseye kaybetmeyeceksin. Böyle düşünmekten vazgeç"
"Minho babanda uyanacak yakında ve evimize geri döneceğiz."

Jisung birazda olsa Minji'yi rahatlattıktan sonra odaya dönmüşlerdi. Jeongin ve Hyunjin onlarla son kez görüşüp evlerine gitmişlerdi.

Jisung zorla Minji'ye yemek yedirmişti daha sonra ise yanına yatıp saçlarıyla oynamıştı.

Eun, Changbin ve Seungmin kafeterya da oturuyorlardı.

Minji'nin ağrısı olduğu için serum takmıştı doktorlar. Minji ağrısı geçmesi için uyumuştu.

Seungmin ve Eun odaya geldiğinde doktorda gelmişti.

Minho'nun uyandığını söylemişti.

Jisung hızlıca yerinden kalkıp odasının önüne gitmişti.

Durumu iyiydi ve o da odaya alınacaktı.

Jisung, Minji'yi uyandırmak istemişti fakat ağrısı olduğu için kıyamamıştı.

Minho'da odaya geldiğinde bir sürü soru sormuştu.

Minji iyi mi? Sen iyi misin?

En sonunda Jisung onu susturmuştu.

Hepsi iyiydi ve bir aradaydılar.

Herkes demiş ki öldü mü? Arkadaşlar çatıdan kız atlamadan öldürdünüz kızı NAÜFMWGÜWÖFÜWÖGŞE



Teachers 2 °Minsung°Where stories live. Discover now