~27.Bölüm~

6.8K 382 101
                                    

27.Bölüm

Deniz'i o apartman dairesinde, yarı ölü adam ile sessizlik içinde bırakıp ayrılmamın üzerinden bir ay geçmişti.

Sevdiğim adamı terk etmiştim. Bu düşünce geçen günlere ve ağırlaşmış ve olduğun uzun hissettiren zamana rağmen zihnimde bir yer edinemiyordu. Bununla ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Normal hayatıma devam edemiyordum çünkü o yokken hayat nasıldı hatırlamıyordum. Elimi telefona uzatmak istiyor ama aradığımda orada olmayacağını bilerek geri çekiliyordum. Varlığına nefes kadar ihtiyaç duysam da yanımda olmasını sağlayacak hiçbir yol bulamıyordum. Onu geride bırakıp ilerleyemiyordum çünkü adımlarıma dolanan parmakları beni yere çiviliyor, sadece onun yüzüyle bezeli ağaçların soyut ormanında zihnimi hapsediyordu. Emir'e onu benden çaldığı için kızgındım ama bana olmayan bir şeyi göstermemişti. Gerçeği çıplaklığıyla karşıma koymuş ve ateşiyle yüzleşmemi sağlamıştı. Beni gerçekle yüzleştirdiği için ona nasıl kızabilirdim?

Bana o geceyi yaşatmamış ve bir yabancı gibi davranmamış olsa her şeye rağmen onunla kalacağımı bilecek kadar kendimi tanıyordum. Sevgiyi uçlarda yaşardım ya da sadece ona duyduğum aşk bu denli kör ediciydi. Hastalıklı, doğru veya yanlış olup olmaması umurumda değildi. Zamana ve olanlara rağmen hala onu istiyor olmam bunu gösteriyordu, onsuz yapamıyordum ve onsuz yaşayamazdım. Geçirdiğim günlere hayat denmezdi.

Beni gitmeye zorlayan ve bunu isteyen oydu. Canımı yakma pahasına da olsa iyiliğimi istediğini biliyordum. Belki de bu yüzden hala ondan vazgeçemiyordum. Küçüklük resmine bakarak uyuyor ve zihnimde onunla kavga ediyordum. O gece yurda geldiğimde Melisa'nın bana her şeyin güzel olacağını söylediğini hatırlıyordum. Atlatacaktım. Güzel bir uyku çekecek ve yarın daha iyi hissedecektim ama öyle olmamıştı. Ondan sonraki sabahlarda da. Bir ay boyunca da.

Her güne ölü gibi başlayıp, ölü gibi bitiriyordum. Minimum konuşarak, minimum çevreme odaklanarak, her zaman kafamın içinde Deniz ile yaşıyordum. İlk günler üzüntümün yerini öfke almıştı. Ona öfkeliydim. Bana yaşattıkları için ondan nefret ediyordum. Bir ay içinde en çok konuştuğum zamanlar bu günlerdi. Arkadaşlarıma Deniz ile ayrıldığımı ve bana bir daha ondan bahsetmemelerini söylemiştim. Gelen soruları ise öfkeyle geri püskürtüyordum. Bu süre tek başıma bir masada oturduğum ve arkadaşlarımın benden uzak durmasına neden olduğum zamandı. Bana kızmıyorlar, kırılmıyorlardı ama yanımda olup sinirimden pay almaktansa uzaktan izlemeyi tercih ediyorlardı. Kafeteryada tek başıma oturuyor ve önümde soğumak için bırakılmış kahveyle camdan dışarı, yağmuru izliyordum. Bazen öylece dalıyor ve dersleri kaçırıyordum ama zihnimdeki anılarını incitecek ve gitmelerine neden olacak hiçbir sese odaklanamazdım.

İkinci hafta öfkem dinmiş, yerini çaresizliğe bırakmıştı. Çaresizce beni aramasını ve herhangi bir haber yollamasını istiyordum. Ona ihtiyacım vardı ve onu özlüyordum. Telefona bakarak mesaj bekleme ve parka gidip oturarak onu görmek için bekleme alışkanlığımı bu ikinci haftada edinmiştim. Çaresizliğim her geçen gün tokat gibi yüzüme çarpıyordu. Deniz'in parkın oradaki evine gitme isteğimi güçlükle bastırdığım zamanlar olmuştu. Bu anlarda beni oraya gitmekten vazgeçiren tek şey o evin bende bıraktığı hatıralardı. O eve tekrar gidip olayları tekrar hatırlamak ve ilk zamanlar Deniz'e duyduğum öfkenin alevlenmesine izin vermek istemiyordum. Öfkemin yatışmasına memnundum. Deniz'e öfke duymak bana yakışmıyordu. Onu hep güzel duygularla anmak istiyordum.

Üçüncü hafta ise kabullenme dönemimdi. Ayrılmış olabilirdik ama bir gün mutlaka görüşecektik. Hayatımdan sonsuza kadar çıkmış olamazdı. Evini biliyordum. Neler yaptığını, sırlarını... Deniz istemese bile babası bir gün beni görmek isteyecekti. Peşimi bırakacağını sanmıyordum. Bundan ilk kez memnundum. Belki babası yeni bir görev vermek için beni evlerine çağırırsa Deniz'i görebilirdim. Belki de babasına ayrıldığımızı söylememişti. Söylemiş olsaydı adamın bu zamana kadar beni çağıracağına emindim. Yoksa söylemişti de o da mı çıkmıştı hayatımdan? Deniz'in beni sevmediğini düşündüğü için artık peşimde olmayacak mıydı? Deniz'i görürüm umuduyla adamın hala peşimde olması mı yoksa adamın beni içine çekmek istediği hayattan kurtulmuş olmam mı daha iyiydi bilmiyordum.

Buzun FısıltısıWhere stories live. Discover now