Japonya'nın hoş yerlerini ziyaret edecektiniz. Zenitsu, bir kızla gideceği için yerinde duramıyordu. İnosuke sürekli eşyaları dağıtıyordu, Tanjiro ve sen de topluyordunuz. Gitmek için bir trene bindiniz. İnosuke treni canavar sanıp yumruklamaya çalıştı, zor tuttunuz. Trende de rahat durmayınca eline kağıt-kalem verdin.
''Bak, şimdi sana ''nerede, ne yapıyor?'' oyununu öğreteceğim. Ama düzgün dinle.''
İnosuke sakince onaylayıp dinlemeye başladı. ''Buraya kim, buraya kiminle... yazacaksın, tamam mı?'' Oynamaya başladınız. İnosuke kendi kağıdını kapıp hemen açtı.
Alışveriş merkezine gittiniz. Hepsinin ilki olduğundan sen onlara öğretiyordun. Nezuko kumaş mağazalarını görünce olduğu yerde zıplayıp mağazayı işaret etti. Hepinizi kolundan tutup çekiştirdi.
''Bu kumaş çok güzel, değil mi Kanzaki-chan?''
''Evet, hatta bak. Bundan Kanao'ya yelek örerim.''
---
Rengoku Kyojuro, Tomioka Giyuu & Muichiro Tokito
Beraber Giresun'a gidiyordunuz. Kyojuro, ''Burası çok hoş ve güzel!'' Diğer ikisi hiç konuşmuyordu bile. Arada konuşmaya çalışıyordun ama aşırı kısa konuşuyorlardı. (NİYE GİRESUN BİLMİYORUM SALLADIM)
''Güzel.'' Muichiro etrafa bakarak konuşuyordu. (Ya da çalışıyordu.) Yürürken bir mısırcı gördünüz. Muichiro mısırcıya doğru yürüdü. ''Ben de alabilir miyim..?''
Mısır alıp kaleye doğru gidecektiniz ki Giyuu konuştu. ''Mavi Göl'e gidelim.'' Sonrasında hepiniz ağzınız açık bir şekilde gittiniz. Muichiro aşağı bakarken göle düştü. Kyojuro ise onu kurtarmaya giderken düştü.
