İzuku hayslindeki okula varmıştı.
Buruk küçük bir gülümseme attı ortaya.
İçeri girdi. Sınıfını bulup girdi.
Hayat ona sadece acı veriyordu.
Kacchan'ı ile aynı sınıftaydı.
Görünüşe bakarsa sürekli hap içmek zorunda kalacaktı. Teneffüste de dayanamayıp kusabilirdi herhalde.
Boş bir yere geçip oturdu.
Hoca geldiğinde sınava yapacağını söyleyip ayrıldı.
Herkes spor kıyafetini giyip dışarı çıkmıştı.
İzuku sınavdan parmağını yaralayarak kurtulmuştu.
Tek sıkıntı kusma isteğiydi. Acil kusması lazımdı.
İlacı yanında değildi. Yine mi tutucaktı o çiçekleri.
Yine mi tutucaktı o kanı.
Hayır tutamazdı. Çünkü bir kere ağzına gelirse çıkmak için can atıyordu çiçekler.
Allah'tan sınav sonuna doğru olmuştu da kurtulmuştu izuku.
Üstünü değiştirmeden soyunma odasındaki tuvaletler yerine arkadaşları duymasın diye üst kattaki tuvalete koşmuştu.
Herkes nereye diye sorarken izuku'nun tek yaptığı ise sadece ağzını kapatarak koşarak uzaklaşması idi.
Ama bu sefer arkasından koşan biri vardı.
Todoroki shoto.
İzuku tam kabinin kapısını kapayacakken eliyle kapanmasını engelleyen todoroki izuku'ya bakıyordu.
İzuku zorlamayı bırakıp kusmaya başladı. Durumu anlayan todoroki izuku'nun sırtını ovmaya başladı.
İzuku onda farklı bir his uyandırıyordu.
Bir kaç dakika bu şekilde izuku'nun kusması bitene kadar durdular.
Kusmayı bitiren izuku todoroki'nin yardımı ile yayılan yaprakları toplayıp temizlemişlerdi.
İzuku bu yardıma karşı gülümsemişti.
Gülümsemek. İçten mi?
Gerçekten kendini todoroki'nin yanında rahat ve mutlu hissediyordu.
Uzun süre sonra farklı bir mutluluk bulmuştu.
İkili birlikte yemeğe giderken sohbet ediyorlardı.
İkisi arasında büyük bir sır vardı artık.
Hanahaki
Aslında daha çok izuku konuşuyor todoroki dinliyordu.
İzuku'nun çocuk gibi heyecanlı oluşu, tatlı gülüşü.
Todoroki onu tatlı bulmuştu. Bu haline gülümsemiş. Nefes almadan hızlı ve mutlu konuşmasını ölen kardeşine benzetmişti.
Yemeğe ikisi birlikte oturmuşlardı.
Todoroki her zamanki gibi soğuk sobasını yerken izuku uzun süre sonra yine yemek yiyeceğinde heyecanlanmış katsudonunu yiyordu.
Arkadaşına baktığında nedensizce tepkisiz ama tutkulu bir şekilde soba yemesi komiğine gitmiş ve kıkırdamaya başlamıştı.
Gülen arkadaşına bakan todoroki niye güldüğünü anlamayıp sadece gülümseyerek bakıyordu.
Kesinlikle uzun süre sonra onunla yarası yüzünden dalga geçmeyip veya kahraman oğlu olduğu için arkadaş olmamıştı.
İçten bir arkadaşlığı vardı izuku'nun
Kesinlikle bunu hissettirebiliyordu.
Birlikte yemeğini yiyen iki arkadaşı izleyen yakut gözlüyü fark etmemişlerdi.
Yakut gözlü düşündü. Neden içinde bir kızgınlık vardı?
En nefret ettiği kişiye karşı bu histe neydi?
Kıskançlık?
