GECE GÜNEŞİ | ANLAT BANA NİL

4.8K 297 45
                                    

Sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyandım. Gözlerimi zorlukla açıp etrafa bilinçsiz bir şekilde baktım. Esneyip kollarımı geriye attığımda aklıma gelen şeylerle gözlerim kocaman irileşti ve hızla yatakta oturur pozisyona geçtim.

Dün gece içmiştim ve sarhoş olmuştum.

Evran'la telefonda konuşmuştuk.

Benim sesimi duymuştu.

Sesime dinlediğim en güzel şarkı demişti!

Kalp atışım hızlanırken ayrıntıları hatırlamaya çalıştım, olmuyordu! Sanki hafızamdan silinmiş gibiydi. O kadar içersen olacağı buydu Nil...

Telefonumu elime alıp baktım, Evran mesaj atmıştı. Neler yaptığımı bilmiyordum ve açıkçası korkuyordum. Saçma şeyler demiş olabilirdim. İlk defa sarhoş olmuştum ve hangi tür sarhoş olduğumu bilmiyordum. Yutkunup WhatsApp'a girdim, dört tane mesaj atmıştı.

"Günaydın." 07.32

"Normalde de uykucusun, dün içtin bir de. İkiden önce kalkmazsın sen." 09.56

"Antrenmanlarım bitti, eve geçip dinleneceğim." 11.45

"Uyan artık, sıkıldım!" 14.34

Kıkırdayıp klavyeyi açtım. Bana uykucu demesini seviyordum. Bir şey yazmadan önce dün geceki mesajı kontrol ettim. Böyle bir şey dememesi ve benim bunu uykumda görmem olası bir şeydi. Ama demişti! Mesaj tam karşımda tüm güzelliğiyle duruyordu...

"Uyandım, günaydın. Başım çok ağrıyor, dün gece hafızamdan silinmiş gibi."

İçim içimi yiyordu, umarım kendimi rezil edecek bir şey söylememişimdir. Birkaç dakika sonra Evran çevrimiçi oldu.

"Hmm, neler yaptığını hatırlamıyor musun?"

Evran'ın bu mesajıyla iyice telaşlanmıştım. Derin bir nefes alıp bir mesaj yazdım.

"Hayır, ne yaptım ki?"

"Dur düşüneyim..."

Merak ve telaşla mesajı beklerken şekilden şekile girmiştim. Geçen her saniyede daha çok heyecanlanıyordum.

"Benim çok yakışıklı olduğumu, Didem'den kıskandığını, sesimi çok sevdiğini, çişinin geldiğini ve beni sevdiğini söyledin."

"NE?"

"HAYIR!"

"BEN BÖYLE BİR ŞEY SÖYLEMEDİM!"

Ellerimle yüzümü kapatıp çığlık attım, cidden bunları söylemiş miydim? İnanamıyordum! Bir daha Evran'la konuşamazdım. Bunları ona nasıl söylerdim?

"Sakin ol... Sadece şaka yapıyorum."

Şok olmuş bir şekilde mesaja bakıyordum, bu nasıl bir şakaydı!

"Zaten inanmamıştım ben."

"Tabi... Tabi."

"Neler olduğunu 'şaka yapmadan' anlatacak mısın yoksa ben kafamı duvarlara vurarak hatırlamaya mı çalışayım?"

"Vurma kafanı. Ben anlatırım."

Dudaklarımda ufak bir gülümseme oluşurken heyecanla yazmasını bekledim.

"Aradığımda bankta uyukluyordun, seni zorla ikna ettim taksi durağına doğru yürüdün. Az kalsın düşecektin ve buna çok güldün. Köpeğe kuş demeni ve oşt diye kovmanı saymıyorum... Taksiye bindikten sonra yine uyukladın. Eve geldiğinde de direkt uyudun zaten."

"Ve evet, çişinin geldiğini beş kere söyledin."

Çişimin geldiğini ona neden söylemiştim ki! Nil, gerçekten rezilsin...

"Pekala... Dün geceyi hiç yaşamamış gibi yapabilir miyiz?"

"Hmm, hayır. Dün gece hayatımın en güzel günlerinden biriydi."

Yanaklarım kızarırken ayağa kalkıp banyoya ilerledim. Evran bir mesaj daha atmıştı.

"Sesin pamuk şeker gibi."

Bu benzetmesiyle kıkırdadım ve yüzümü yıkadım. Onunla konuşmaktan gerçekten çok hoşlanıyordum. Yüzümden silinmeyen gülümsemeyle hızla mesaj yazdım.

"Yavaş yavaş hazmedeceğim..."

"Hadi yemeğini ye, sonra duşa gir. Kendine gelirsin."

"Yarım saate geliyorum, bıy!"

" :) "

Ah... Yine o gülücük. Telefonumun ekranını kilitleyip aşağı indim, annemler evde değillerdi. Çabucak bir kahvaltı hazırlayıp yedim ve yukarı çıkıp duşa girdim.

Sıcak su vücudumu rahatlatırken onu düşünüyordum. Sesini, kahkahasını, bana bebek demesini...

Bana ne oluyordu bilmiyordum. Kalbim yerinden çıkacaktı sanki... Eğer sesiyle bunları yaşıyorsam, onu görünce bayılırdım kesin! Onu göreceğini nereden çıkardın Nil...

Duştan çıkıp üstüme rahat bir şeyler giydim. Saçlarımı elimle dağıtırken yatağa uzandım ve WhatsApp'a girdim.

"Enerji depolandı."

Kısa süre içinde çevrimiçi olmuştu.

"Daha iyi misin?"

"Evet, teşekkür ederim. Sen ne yaptın dün gece? Seni de rahatsız ettim, kusura bakma."

"Şöyle şeyler söyleme Nil. Çok endişelenmem dışında bir sorun yok. Bir an arabaya atlayıp nerede olduğunu bilmeden yanına gelmeyi bile düşündüm."

"Bana değer veriyor musun Evran?"

Parmaklarım istemsizce yazmıştı bu cümleyi. Kalbim deli gibi atarken atacağı mesajı bekliyordum.

"Neden bilmiyorum ama evet. Tahmin ettiğinden daha çok değer veriyorum sana."

"Of be!" Diye mutlulukla bağırıp derin bir nefes aldım. Bana değer veren biri vardı artık! Ben daha sevincimi yaşayamadan Evran bir mesaj daha attı. Meraklı gözlerimi ekrana çevirdim.

"Dün senin içtiğini anladığımda çıktım kulüpten, seninle ilgilendim. Gerçekten telaşlandırdın beni."

"Üzgünüm... Sadece yeni bir şeyler denemek istemiştim."

"Dün bana 'benim yanımda hiçbir zaman biri olmaz' dedin, bu ne demek Nil?"

Böyle mi söylemiştim? Gerçekten bunu demiş miydim? Elimi yüzüme vurarak kendime sövdüm. Ben bir daha içmemeliydim...

"Sarhoştum Evran."

"Hayır. Bu sadece sarhoşlukla ilgili değil. Anlat bana Nil, seni rahatsız eden şey ne?"

O an ona her şeyi anlatmak istedim. Küçüklüğümden başlayarak yaşadığım her şeyi, her günü. Tüm kırgınlıklarımı... Tüm yaşayamadıklarımı...

Ama yapamadım. Kendimi hazır hissedemedim buna.

"Gerçekten bir şey yok, sadece sarhoştum."

"Herkesi kandırabilirsin ama beni kandıramazsın Nil. Bunun altında bir şey yattığını biliyorum ve bunu öğreneceğim. Beni başkalarıyla karıştırma. Ben senin her koşulda yanında olacağım. Bunu bil."

On birinci bölüm sonu.

"Neler olduğunu 'şaka yapmadan' anlatacak mısın yoksa ben kafamı duvarlara vurarak hatırlamaya mı çalışayım?"

"Vurma kafanı. Ben anlatırım."

GECE GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin