~

929 56 181
                                    

Kulağıma dolan melodiyi tanıdıktan sonra anca telefonumun müziği olduğunu idrak edebilmiştim. Kafamı çevirip dirseklerim üzerinde dikleştim ve telefonu elime alıp aramayı onayladım.

"Efendim?" uykulu çıkan sesim gözlerimi açabildiğim söylenemezdi.

"Ağaç ettin bizi burda, ağaç"

Derin bir nefes alırken boşta ki elimle yüzümü sıvazladım "geldiniz mi?"

"Yok, gelmedik. Yolda gelirken ağaç olduk onun için sana yakınıyorum Semi"

"Çok komik Yeonjun"

"Bence değil, aşağı inmeye ne dersin?"

Mırıltılı sesler çıkarttıktan sonra onu onaylayıp telefonu kapattım. Ellerimle yüzümü kapatırken bir kaç saniye sonra yataktan çıkmış kendimi kişisel banyoma atmıştım. Yüzümü yıkadıktan sonra odama geçtim ve içinden aldığım siyah şort ve kırmızı kolsuz crop'u üstüme geçirdim.

Beyaz spor ayakkabılarımı giyerken telefonu ve şarj aletini çantama koyduktan sonra çantamı omzuma astım ve dolabımın yanın da ki bavula baktım.

"Bu kadar ağır olmak zorunda değildin" diye söylenerek bavulu tuttum ve tekerleklerinden sürüklemeye başladım. Odamdan çıkarken asansöre bindim.

Kendime gelebildiğim söylenemezdi. Hâlâ uykum vardı. Şuan ki tek hayalim arabaya biner binmez uyuyabilmekti.

Asansörün kapıları açılırken ev sessizdi "bu saatte kim uyanık olur ki zaten. Biz oluruz, çünkü biz malız" söylene söylene evin kapısına ilerleyip kendimi bahçeye attım.

Bavulu bahçe kapısına kadar sürüklerken kollarımın ağrıdığını hissettim. O sırada beni gören kapı da ki görevli yanıma koşup bavulu benden alırken kollarımı ovuşturdum. Birlikte bahçe kapısına geldiğimiz de kolunu camdan uzatmış Yeonjun'u gördüm. Karavan gibi büyük bir arabanın şoför koltuğunda oturuyordu.

Beni fark edince 'sonunda' der gibi yüzüme bakıp arabadan indi ve bavulu görevliden aldı.

"Git bin arabaya, gelene kadar anca kapıya ulaşmış olursun"

Bacağına tekme atarken asık suratla ona bakıp karavanın diğer tarafına gittim. Kapı ben açmadan açıldığında tutmam için bir el uzatılmıştı. Elin sahibini görmek için kafamı kaldırdığım da Beomgyu ile göz göze gelmiştim.

"Hadi" yüzüne gülümseyerek bakmaya başladığın da çatık kaşlarım düzeldi ve derin bir nefes alıp uykusuzluğun izin verdiği kadarıyla gülümseyip elini tuttum ve karavana bindim. Beomgyu arkamdan kapıyı kapatırken Yeonjun çatık kaşlarla bana bakıyordu şoför koltuğundan.

"Ne var?" Dedim kafamı iki yana sallarken.

"Koala'ların soyundan geldiğini bilmiyordum"

"Çok konuşma da arabayı sür"

Yeonjun göz devirip önüne dönerken arabayı çalıştırmış ve yola koyulmuştu. Soobin'in, Yeonjun'un yanında ki yolcu koltuğun da oturduğunu fark etmem uzun sürmemişti.

Ayrıca uykusuz olan sadece ben değildim. Kai ve Yuna uyuklarken Taehyun telefona bakıyordu. Bende Beomgyu ile yan yana öylece oturuyorduk.

Taehyun kulaklıkları kulağına geçirirken aslında Soobin'in de uyuduğunu fark ettim. Yeonjun müzik açarken normalden biraz daha yüksekti ama kimse bundan rahatsız değildi.

Elim ile ağzımı kapatırken esnemiştim. İstem dışı sol göz kapağım kapanırken bunun yıllardır gerçekleştiğini fark ettim. Esnerken göz kırpma gibi bir huyum vardı.

Say You Love Me °~° Choi BeomgyuWhere stories live. Discover now