Trip

246 39 10
                                    

Yine hatırlatıyorum bölüm sırası 5-6-7-8 muah ❤️

BÖLÜM 7

Jisung ve Minho revire geldiklerinde kapıyı çalarak içeriye girdiler fakat herhangi biri yoktu. Minho "Ben neredeymiş bir öğreneyim sen bekle tamam mı? Kıpardama." Dedi ve yeniden odadan çıkacakken Jisung kolundan tuttu.

Telaşı hoşuna gitse de abartacak bir şey olduğunu sanmıyordu Jisung. "Sakin olur musun? Bir şeyim yok cidden. Eğer vicdan azabı duyuyorsan-"

Minho sözünü kesti. "Hayır vicdan azabı değil." dedi ve Jisung'a baktı. "Ben sadece biraz endişelendim. Canın acıdı ya."

Jisung yavaşça elini çekti ve ensesini kaşıdı bakışlarını kaçırıp. "Ben.. Teşekkür ederim. O zaman bekliyorum oturup." Dedi ve gidip sedyeye oturdu.

Minho kafa sallayıp "Hemen halletmeye çalışacağım." Dedi ve gitti. Minho'nun gitmesiyle Jisung oturduğu sedyede ellerine bakarken ayaklarını sallıyordu gülümseyerek.

''Sen kimsin Minho? Hiç anlatılan gibi değilsin."

Kısa bir süre içinde Minho elinde telefonuyla ilgilenirken içeri girmişti.

Dikkatli bir şekilde telefona bakarken 'Hemşire öğleden sonra gelecekmiş. O yok ama gelirken araştırma yaptım ve birkaç merhem buldum. Ecza dolabında onlardan herhangi birini bulabilirim diye düşünüyorum." Dedi ve dolaba gidip kapağını açtı.

İçini karıştırırken sonunda bulmasıyla "İşte araştırdıklarımdan biri var." Dedi merhem kutusunu elinde sallayıp Jisung'un yanına gitti. "Bunu sürebiliriz."

Jisung onu onayladığında Minho da sedyeye oturdu. "Sanırım yardım etmem lazım değil mi?" Diye sordu. "Elin yetişmez. İstersen sürebilirim."

"Olur yani sürebilirsin." Dedi Jisung çekinerek.

"Tamam o zaman bana doğru arkanı dön."

Jisung onun komutuna uydu ve arkasını döndü. Minho Jisung'un bol üstünü yavaşça yukarı doğru kaldırdığında gördüğü incecik vücutla şaşırsa da gözü vuran yerdeki kızarıklığı takılınca yüzünü buruşturdu. "Moraracak gibi duruyor." Dedi pişmanlıkla.

Merhemi kutusundan çıkarıp kapağını açtı ve parmak ucuna sıktı.

Sürmeye başladığında Jisung'un kendini kastığını gördüğünde daha çok pişman olmuştu. Kesin canı acıyordu.

Hem dikkatini dağıtmak için hem de bunu söylemesi gerektiğini düşündüğünden "Özür dilerim." Dedi.

Jisung tuttuğu nefesini konuşmak için salarken "Yanlışlıkla oldu özürlük mesele yok." Dedi samimi bir şekilde.

"Hayır. Başından beri yaptıklarımdan dolayı özür diliyorum." Dedi Minho. Kremi sürmeyi bitirdiğinde Jisung'un açıkta kalan vücuduna birkez daha bakmamaya çalışarak yukarı çıkardığı sweati yeniden yavaşça canını acıtmayacak şekilde eteklerinden tutarak aşağıya indirdi.

Hala Jisung ona arkası dönükken konuşmasına devam etti. "Sabah takındığım tavır fazla küstahçaydı. Bir sporcu olarak bu çok çocukçaydı bunu kabul ediyorum."

"Sen de haklısın." Dedi Jisung ona dönerek. "Sonuçta hangi okuldan geldiğimi bildiğin için öyle davrandın değil mi?"

Minho kafasını salladığında Jisung "Sen de göz dağı vermek istedin." Diye devam ettiğinde de Minho bu sefer daha da yerin dibine girdiğini hissetmişti.

Karşısındaki çocuk her şeyin farkındaydı.

"Bizimkiler daha kabaydı hele ki son maçta gerçekten de sınırları zorladılar."

"Maçları izler miydin?" Diye sordu Minho.

"Evet. Yani öyle ara sıra."

Bu mevzulara hiç ama hiç girmek istemiyordu. Hiç bir zaman. Hele ki zaten iki takım kaptanı da birbirinden nefret ederken bu tatsız ayrıntıları bahsetmek pek istediği bir şey değildi. Zaten unutmak istiyordu anlatıpta hatırlamak değil.

"Beni nasıl tanımadım o zaman?" Diye sormasıyla Jisung nasıl bir cevap vereceğini bilememişti.

İsmini biliyordum ama maç esnasında senin yüzünü ezberleyecek kadar odağımda değildin hiçbir zaman diye nasıl söyleyebilirdi?

"Bir an tanıyamadım işte."

"Neyse sizin okulun takımı tam olarak orospu çocuklarıyla dolu. Orda onları çok güzel sikerdim ama dua etsinler basketbol onların suratını sikmekten daha değerli. O sikikler yüzünden-"

"Çok küfür ediyorsun. Etme hoş değil." Dedi hafif azarlar tondan Jisung.

"Ne o eski okulunun biricik takımına laf ettirmeyecek misin?"

"Alakası bile yok." Diye savundu kendini Jisung.

"Baya yok." Dedi Minho homurdanarak. "Ben gidiyorum maça."

Kapıdan çıkmadan önce "Geçmiş olsun. Kremi de bundan sonra Gimpo basketbol takımından birileri sürer sana. Ne de olsa eski okulun." Dedi ve gitti.

Arkasında Jisung şok bir şekilde kalmıştı. "Ben şimdi niye durduk yere trip yedim ki?"

O da revirden çıkacakken telefonuna mesaj gelmişti.

Jae
O ibne ağzını kapalı tutuyorsun değil mi?
Sonuçlarını biliyorsun!
Bu sefer gırtlağını yerinden sökerim senin
Siktir olup gitmek bir şeyi değiştirmiyor
Tependeyim
Eğer ötersen siktirdiğin götünden kan alırım senin

Jisung sanırım kaçamamıştı.

...............................................................................................

Okuduğunuz için teşekkür ederim❤️

STRAY KIDS İLE KALIN 🤍🤍

STRAY KIDS EVERYWHERE ALL AROUND THE WORLD

YOU MAKE STRAY KIDS STAY

🌈

teslim tesellüm | minsung Where stories live. Discover now