Zeynep'ten
Karşımda duran manzara gerçekten çağrıya hak vermemi sağlamıştı burası ev değildi bildiğin bir köşktü ve buranın her köşesinde güvenlikler bekliyordu çağrıya döndüğümde ne yapacağını bile bilmiyordu haklıydı onun için kolay değildi bu ama güçlü olmasını gerekiyordu bunu babamdan öğrenmiştim eğer düşmanın seni güçsüz görürse seni bitirmesi kolay olurmuş
-çağrı güçlü dur seni o savunmasız küçük çocuk sanmalarına izin verme hem ben senin yanındayım
Cümlemi bitirdikten sonra çağrının elini tuttum sanki bunu bekliyordu benden güç almak istercesine sıktı elimi ve o kocaman bahçeye girmiştik bile kapıda bizi iki kişi bekliyordu bunlar muhtemelen çağrının annesi ve Tahir denen itti annesine dikkatli bakınca seraya aşırı benzediğini fark ettim kocaman yeşil gözleri vardı saçları kırmızıydı ve upuzundu gerçekten çok güzeldi muhtemelen sonunda oğlu geldi diye de çok mutluydu yavaş yavaş gözlerim tahire döndü çağrının annesi ne kadar güzelse Tahir de bir o kadar çirkindi en sonunda bu gergin ortamı çağrı konuşması ile dağıttı
-zeynepcim bu annem Neslihan bu da eşi Tahir
Kısaca bizi tanıştırdıktan sonra hemen içeri girmiştik aynı dışarısı gibi görkemliydi burası da ne kadar tersti çağrının babasının evi ne kadar sadeydi halbuki
Neslihan hanımın içi içine sığmıyordu bizi hemen yemek sofrasına oturttu Tahir iti ise sadece öyle bakıyordu bu adamdan tüm benliğimle nefret ediyordum
Neslihan: oğlum seni ne kadar özlemişim iyi ki geldiğiniz çok teşekkür ederim
-ya anne biraz zoraki olsa da her türlü buradayım yine
Hafifçe öksürüp çağrının bacağına vurdum ne yaparsa yapsın o bir anneydi bu durumdan haberi yoktu büyük ihtimalle ve duymasına da gerek yoktu
Tahir: e anlat bakalım aslan parçası nasıl gidiyor
Çağrının omzuna sanki bir dostuymuş gibi bir iki kez vurdu bu akşam belki onlarca kez söyleyecektim bu cümleyi bu adamdan tüm benliğimle nefret ediyordum çağrı da zaten adamın sorusunu yanıtsız bıraktı ama Tahir asla durmuyordu bu sefer bana döndü
Tahir: kızım sen neler yapıyorsun
Neslihan:ay evet zeynepcim kusura bakma oğlumu görünce bir seni unuttuk nasılsın kızım
-yok hiç öyle hissetmedim Neslihan hanım
Neslihan hanım bana gülümsemekle yetinmişti bu gergin ortamdan bir an önce çıkmak istiyordum çağrıya döndüğümde yine çenesini sıktığını anladım ve dehşet şekilde bacağını sallıyordu elimle bacağını durdurdum
-çağrı bari biraz sakin ol seni anlıyorum ama
-inan kolay değil küçük bambi ama senin hatrına biraz da olsa deneyeceğim
-bana bambi demeni özlemişim be çağrıcık
Çağrıyı gülümsetmeyi başarmıştım sonunda ama konuşmalarımızı Tahir duymuştu
Tahir: ay çağrı bu bambi meselesi ne
Neslihan hanımın gözleri ışıldamıştı bunu duyunca abi bu evde ne dönüyor ya asla çözemiyordum
Neslihan:küçükken çağrının en sevdiği hikayeydi bambi hep şey derdi bende bambi olacağım kahraman olacağım
Küçük çağrı... ve yine aynısı oluyordu keşke çağrıyı bir günde olsa çocukluğuna götürsem ve ona daha çocuk olduğunu söyleyebilseydim
Neslihan: çağrı da sonunda kahramanını bulmuş ha oğlum
Ne çağrı kendi hikayesine kahraman olarak beni mi seçmişti bu suratımda aptal bir gülümsemeye yol açmıştı çağrının suratı ise kızarıp bozarmıştı Neslihan hanımın nasıl tanıştınız sorusu ile ikimizde afalladık gerçeği söylemezdik
-annecim biz şey kavga yani kavga ederken tanıştık
Neslihan hanımın suratı değişik bir hal almıştı çağrı da toparlamaya çalışıyordu
-yani şey beni bilirsin agresifimdir biraz yine birlerine takıştım onlarda baş edemeyeceğim kadar çoktu bir anda Zeynep çıktı karşıma beni korudu işte o an dedim ki bu kız benim hayatım olmalı ondan sonra asla bırakmadım onu eksik hissettiğim parçayı bulmuşumda tamamlanmış gibi...
Bana dönüp masada ki elimi tuttu sıkıca iyi bir yalancısın çağrı koçak tehlikelisin senin tehliken masumluğun
Çok sıkılmıştım yemek aşırı gergin geçiyordu kimse konuşmuyordu iki de bir oflayıp puflamamdan da anlaşılıyordu sıkıldığım
-izinle annecim zeynep'e biraz ortalığı gezdireyim
Çok kibardı sanki asi çocuk gitmiş gibiydi ama içimden halay bile çekebilirdim
Çağrının odasına geldiğimizde ikimizde derin bir oh çektik odayı bile incelemeden kendimi hemen ortada ki yatağa attım
-ay çağrı bu kadar gerici bir ortam daha görmemiştim
Çağrı da ben gibi kendini yatağa attı derin bir nefes aldı
-dünyama hoş geldin Zeynep sarı
Bunu bana dönüp söylemişti ona bakmaya korkuyordum eğer bakarsam yine vücudum benden bağımsız hareket edebilirdi çağrı tam hareketlendiğinde onu kolundan çekip tekrar eski yerine getirdim
-çağrı lütfen ya biraz daha kalalım hatta bir yalan bulalım gidelim
-hiç sevmedin değil mi seni buna mecbur ettiğim için özür dilerim
-ben sadece biraz daha silmeye çalıştığın anıları hatırlamanı istemiyorum
-tamam ben bir yalan bulurum
Gözlerimi kapattım sadece nefes almak istiyordum ama bu evde boğuluyormuş gibiydim
...
YOU ARE READING
Querencia /zeyçağ
FanfictionYalan mı? Gerçek mi? Neye inanmalıyım kalbime mi Kendimi tanımadığımı seni tanıyınca anladım her şeyi yerle bir eden seni...