33. Bölüm

6K 171 21
                                    

Arman ile birlikte yaklaşık 2 aydır Kenan Beyin yanına gidiyorduk. Ona kıyıda köşede kalmış hikayelerimizi anlatıyorduk. Bu beni bazen iyi hissettirse de geçmişi tekrar deşmek üzüyordu.

Aklıma Sinan geliyordu. Onunla yaşadığım şeyler ve bana anlattığı sözde hikayeler... Hepsi sahteydi. Onun gibi. Nasıl da güvenmiştim ona. Nasıl da inanmıştım sevgisine.

Oğluyla ilgili anlattığı şey geldi aklıma. Yüzümü buruşturdum. Bu kadar cani bir hayal gücü vardı işte.

Şimdi akıl hastanesinin önünde sıranın bekliyordum. Sinan ile yüzleşecektim. Onun ne kadar kötü ve acımasız olduğunu yüzüne söyleyecektim.

Kapıdan girip ağır adımlarla üst kata çıktım. Ayaklarım titriyordu. Koridorda beni gören görevli gülümsedi.

"Hoş geldiniz Aslı Hanım."

"Hoşbuldum." Dedim ve bende ona gülümsedim.

"Yine mi Sinan için geldiniz? Bu sefer daha kararlı gibi bir haliniz var."

"Evet onun için geldim ve bu sefer gerçekten kararlıyım."

Birkaç defa buraya gelmeme rağmen geri dönüp vazgeçmiştim. Ama bu sefer istekliydim. Kendimi daha iyi hissediyordum.

"Tamam. Siz üst kata geçin biz onu getireceğiz."

Üst kata çıkıp boş bir masa bulup oturdum. Etrafına göz gezdirdiğim. Beyaz önlüklü insanlara korkarak baktım. Neydi sizi bu denli delirten? Yaşadığınız acı mı? Doğduğunuz ev mi?

Ayakkabı sesiyle kafamı geldiğim yöne çevirdim.

Sinan

Elleri bağlı bir şekilde tüm dikkatini bana vermiş yürüyordu. Bir kaç adım attıktan sonra masaya gelip boş sandalyeye oturdu. Yanımızda dikilen hasta bakıcıya gülümsedim.

"Siz gidebilirsiniz ben hallederim."

"Daha bugün birine saldırmaya çalıştı. Maalesef gidemem sadece uzaklaşabilirim." Dedi ve devam etti. "İki masa yanınızda oturacağım."

"Peki."

Gözlerimi hasta bakıcıdan alıp Sinan'a çevirdim.

"Rezil görünüyorsun."

Sinan her zamanki serseri sırıtışını takındı. "Sende çok seksi." Ve kafasını bana yaklaştırdı. "Niye geldin?"

"Neden beni kandırdın?"

"Kandırılması kolay birisin Aslı. İlgiye ve sevilmeye aç küçük kız çocuğu." Sinan kahkaha attı.

"Her şeyin yalandan ibaret Sinan. O kafanda kurduğun korkunç acımasız dünyada yaşıyorsun. Ben sana inandım. Ben seninle üzüldüm. Ben seninle oğlun için ağladım. Ben -"

Sinan sözümü kesti. "Oğlumu karıştırma." dedi öfkeyle.

"Oğlun?" Dedim ve sesli kahkaha attım. "Kafandan uydurup ona canice ölüm uydurduğun oğlun mu?"

Sinan kafasının biraz daha yaklaştırdı. "O gerçekti o benim bu hayattaki en değerli varlığımdı." Diye tısladı. "Pantolumun cebinde fotoğrafı var al bak"

Elleri bağlı olduğu için o alamıyordu. Tereddüt ederek elimi cebine soktum ve fotoğrafı aldım. Yüzünü çevirip baktığımda Sinan ve kucağında gülerek kameraya bakan bir erkek çocuğu. Aslan.

"Hikayenin sonunda ben tedavi olup iyileşmiyorum Aslı. Ben deliriyorum. Herkesi öldürmek isteyen bir manyağa dönüşüyorum."

Donuk kaldım. Diyecek söz bulamadım. Aklımı kaybettiğim bebeğim geldi. Acıyordu. İnsanın yüreği acıyordu. Ama Sinan'ın durumu daha farklı ve kötüydü.

Masanın üzerinde çalan telefonumla Sinan'ın ve benim bakışlarımı oraya döndü. Arman arıyordu. Onu meşgule atıp kahkahalar atan Sinan'a baktım.

"Vazgeçemiyorsun değil mi o pislikten. Hayatını bitirecek"

Bu sefer ben kahkaha attım. "Bunu sen mi diyorsun."

"En azından benim nedenlerim var."

Sinirle konuştum. "Nedenlerin mi var. Birini tecavüz etmek için birini öldürmek için nasıl bir neden arıyorsun? Evet çocuğun canice öldürülmüş olabilir ama bunları yapmak için bir sebep değil. O nedenlerinin olmadığını düşündüğün adam küçük yaşta tecavüze uğradı. Şiddete maruz kaldı. Babasının ölümünü gördü. Bir odaya kapatılıp günlerce aç bırakıldı. Çok hatalar yaptı ama şuan bana en iyisi olabilmek için çabalıyor. Herkesin bir derdi var Sinan. Dünya üzerinde delirmeye hakkı olan tek kişi sen değilsin."

"Vah vah vah. Ne üzüldüm o Armancığa. Sorsana zevk almış mı?" Pis bir sırıtış belirdi yüzünde.

Yanağına sertçe bir tokat indirdim. "Sen...Sen konuşulmaya değer biri değilsin."  Gözlerim dolmuştu.

Ayağa kalkıp geldiğim yoldan geri dönmek isterken Sinan söylediği şey ile donup kaldım.

"Biliyor musun Aslı bebeğine babalık falan yapmayacaktım. Doğar doğmaz onu öldürecektim. Aslan nasıl bana ulaştıysa bebeğinde sana öyle ulaşacaktı. Bunun için sana katlanıp o salak hareketlerine maruz kaldım. Ama bebek gitti. Eğer bir daha hamile kalırsan bebeğine dikkat et kutunun içinde sana geri dönmesin."

Gözümden yaşlar akarken hiç bir şey demeden ordan uzaklaştım. Merdivenleri hızlı hızlı inerek kendimi dışarıya attım. Derin nefesler almaya çalıştım. Boğuluyordum. Kalbimin üzerinde bir ağırlık var gibiydi.

Tekrar çalan telefonumu bu sefer açtım.

"Aslı müsait misin?" Arman'ın sesini duymamla Sinan'ın yukarıda dediği şey aklıma geldi. Ne kadar acımasız ve duygusuzdu.

"Bu akşam sinemaya gidelim mi?" Bu teklifi ona sunan bendim. Eğer bir şeylere adım atacaksak onu daha yakından tanımalıydım. Değişip değişmediğine iyice ikna olmalıydım.

"Olur. Seni saat sekizde evinden alırım." Arman'ın sesi neşeli gelmişti. "Teşekkür ederim Aslı. Her şey için."

Hiç bir şey demedim ve telefonu kapattım. Elimle kalbime bastırdım. "Niye bu kadar canımı yakıyorsun?"

Oy vermeyi unutmayın. Hepinizi öpüyorum 😽♥️

ESİR (Tamamlandı)Where stories live. Discover now