5

514 67 26
                                    

Yaralı ayağına masaj yaparken bedeninin önceki gibi acıdan gerilmediğini fark etmiştin. İlaçlar işe yaramıştı.
Başlarda ayağını birazcık hareket ettirdiğinde acıdan kıvranırdı. Her ne kadar sana söylemese de masaj yaparken ellerini yumruk yapar, istemeden bedenini gererdi. Çok acıdığındaysa ağzından küçük bir inilti çıkardı. Ama şimdi bunlar yoktu.

Ayağının sargılarını da değiştirdiğinde geri çekildin. Ayağa kalkıp ellerini yıkamaya başladın.

"Yaran iyice iyleşmiş Levi. Artık masaj yaparken acı hissetmiyorsun. Bu çok iyi bir şey."

"Yani yürüye bilecek miyim?"

"Şimdi değil ama bir hafta sonra doktora görüneceğiz. Eğer o da izin verirse artık yürüme antrenmanlarına başlarız."

Aradan üç hafta geçmişti. Bu zaman biçiminde Levi çok garip hareketler yapıyordu.
Çoğu zaman onu küçük bir kâğıtı dikkatle okurken görüyordun. Sen geldiğindeyse hemen onu saklıyor ve senden kaçıyordu.
Bazen çok duygusallaşıyordu yanında. Heyecan, sevinç ve bu gibi duyguları hiç çekinmeden gösteriyordu. Bazensede sen hiç orda yokmuşsun gibi davranıyordu.

Senle ilgili her şeye meraklıydı. En ufak bir şey söylediğinde ve ya düşüncelere daldığında onlar hakkında çokça soru soruyordu.

"Tch. Yine ne düşünüyorsun velet?" Kafanı ona çevirdiğinde yanında olduğunu gördün.

"Ah. Hiç bir şey düşünmüyordum Levi." Saate baktığında öğle yemeğinin vaktinin geldiğini farkettin. Dolapta yemek vardı. Sadece sofra hazırlanmalıydı.

Bir yandan yemeği dolaptan çıkartırken, bir yandan da tabakları silmeye başladın. Hareketlerinden sofrayı hazırlayacağını anlamıştı Levi. Yalnız yapmanı istemiyordu. Bir şekilde sana yardım etmeliydi.
Tezagaha baktığında kenarda duran bir bez gördü. Masayı siliyordun o bezle. Sen farketmeden bezi alıp sofrayı silmek istiyordu. Bir nevi seni şaşırtmak ve hâlâ bir işe yaradığını kendine kanıtlamaktı hedefi.

Beze uzandı ama boyu yüzünden yetişemiyordu. Sandalyede oturduğunu da hesaba katarsak onun için bezi almak imkansızdı. Sen dolapta bir şeyler arıyordun. Bu fırsatı kullanarak bezi almak istedi Levi.
Ayağa kalkacak ve hemen bezi alıp yerine oturacaktı senin ruhun bile duymadan. Ayağa kalkmayı denememişti ama senin de dediğin gibi artık acı hissetmiyordu. Yavaş-yavaş iyileşiyordu zaten. Ayağa kalkacağına inanıyordu.

Sandalyede kendini öne getirdi ve ayaklarını yere koydu. Derin bir nefes aldı ve hazır olduğunda ayağa kalkmaya çalıştı. Lakin keskin bir acı hissetmesiyle çığlık atması bir oldu. Daha hiç doğru-dürüst kalkamamıştı oysaki.

Sesi duymanla hızla Levi'ye çevrildin. Olanları anlaman bir kaç saniyeni almıştı.

"Levi!" Ona doğru atıldın ve sandalyede yerleşmesine yardım ettin. İyice yerleştiğine emin olduktan sonra önüne geçtin. Pantolonunu yavaşça yukarı çektin ve yarasını incelemeye başladın dikkatle. Kanamasından korkuyordun ama garip bir şekilde kanama yoktu. Rahatlamıştın.

"Aklından ne geçiyordu senin! Neden ayağa kalktın!" Bağırmak istememiştin aslında. Ama onun bu dikkatsizliği yüzünden sakatlanması seni korkutmuştu.

"Bezi alıcaktım. Ulaşamadığım için ayağa kalkmak istedim." Donuk ifade ile bunları söylemesi seni daha da sinirlendirmişti.

"Bana söyleseydin! Neden ayağa kalkmak aklına geldi ki? Ya yanında ben olmasaydım? Kayıp düşseydin? Bir yerlerini incitseydin? Bu kadar yol kat etmişken kendini yaralayıp niye geri tepiyorsun ki?" Ona çok sinirlenmiştin. Yanında olmana rağmen senden yardım istememişti. Halbuki onunla birlikte olmanın esas sebebi buydu.Yardım etmek.

𝚊𝚕𝚠𝚊𝚢𝚜 𝚝𝚘𝚐𝚎𝚝𝚑𝚎𝚛❝𝚕𝚎𝚟𝚒 𝚊𝚌𝚔𝚎𝚛𝚖𝚊𝚗❞Where stories live. Discover now