yedi

139 2 0
                                    

Bayık bakışlarım ders anlatan hocanın üzerindeyken vücudumu sınıfa doğru çevirmiştim. Herkes bu hocanın ders anlatımından şikayetçi olsa da ses çıkarmadan dinliyorlardı. Hoca dersten bırakır diye mi korkuyorlardı, emin olamıyordum. 

Son zamanlarda oldukça dalıyordum. Neye bu kadar daldığımı dahi bilmiyordum. Ayzayla 2 hafta kadar bir süre birlikte flört olma oyununu oynamıştık. Herkes artık bizim sevgili olma yolunda olduğumuzu biliyordu. Ayza'ya atılan onlarca kötü bakışı da görmüştüm. 

Benim gibi birini nasıl kendisine bağladı diye düşünüyordu herkes. Elbette bunun sadece bir oyundan ibaret olduğunu bilmeleri imkansızdı. Tek bir kişi dışında tabii...

Batı asla inanmıyordu, fakat inanmama sebebi Ayza'nın kendisini sevdiğini düşünmesiydi. Ayza sırf onu kıskandırmak için benimle çıkıyormuş, öyle söylüyordu her yerde. Ki çok dikkat çeker diye çıkıyoruz da dememiştik. Sadece görüşüyorduk, buna rağmen böyle düşünüyordu. 

Hocanın sesi kesildiğinde dikkatimi yeniden sınıfa verdim. İhsan hoca ellerini beline koymuş öylece bize bakıyordu. Adamda kendisini kimsenin dinlemediğini anlamış olmalıydı. Aslında üzülmüyor değildim ancak hiç ilgimi çekmiyordu dersi. Bizim asla seçmediğimiz ama seçmeli ders olarak ittikleri saçma derslerden birisiydi.

"Madem dinlemiyorsunuz, kendi halinizde takılın öyleyse," diyerek arkasını dönüp masasına ilerledi. Hocanın bu sözleriyle birkaç kişi canlanıp arkadaşlarıyla konuşmaya başladığında onlara gözlerimi devirdim. 

Adama ayıptı bir kere, en azından biraz bekleyip sonra başlayabilirlerdi. Hoca umutsuz bakışlarla sınıfı süzerken benimle göz göze geldi. Gülümsediğinde bende başımı salladım. Ders anlatsa da sessizdim, anlatmasa da. Arkadaşlarım bu sınıftan değillerdi ve bende diğerleriyle çok bir samimiyet kurma gereği duymuyordum. 

Başımı arka duvara yaslayıp gözlerimi kapattım. Öğle arasına girecektik. Ayzayı gidip sınıfından alma işi ne kadar canımı sıksa da haftanın en azından birkaç gününde gidip onu sınıfından tek sefer de olsa almamı istiyordu. Kantine tek başına da gelebilirdi, yolda kimse onu kaçıracak değildi ya.

İçten gelen ani bir sıkıntıyla nefesimi dışarıya bıraktım. Yutkunduğumda adem elmamın hareket ettiğini biliyordum. Aniden düşme sesi geldiğinde gözlerimi açtım. Orta sıranın başlarında oturan Sinem yere eğiliyordu. Su şişesini düşürdüğünü gördüğümde tam eski pozisyonuma geçecekken utançla bana baktığını gördüm. 

Göz göze geldiğimizde hızla bakışlarını kaçırdı. Kaşlarım havaya kalkarken beynimde birkaç şey oluşmaya başlamıştı bile. Yine de umursamadım, bu tür şeyleri düşünüp beynimi meşgul edemezdim. 

Zil çaldığında bakışlarımın hala Sinem'in üzerinde olduğunu fark ettim. Arkadaşları kaçamak bakışlarla bana bakıp ona bir şeyler anlatırken gözlerimi üzerlerinden çektim. Yavaşça ayağa kalkarken sınıftakiler ormana yani doğal yaşamlarına ulaşmak ister gibi koşturmaya başlamışlardı. Yüzümü ekşittim. Rezil herifler. 

Ellerimi pantolonumun cebine koyarak baygın bakışlarla alt kata indim. 11'lerin katı fazlasıyla kalabalıktı. Ayza'nın sınıfına ilerlerken birkaç kişi dikkatimi çekse de umursamadan önüme dönüyordum. 

Sınıfın önüne geldiğimde bir süre bekledim. Ayza çıkmadığında kaşlarımı çatarak sınıftan içeriye baktım. Sırasında oturmuş öylece bekliyordu. Sınıftaki diğer birkaç kişi kendi halinde takılırken içeriye adım attığımda bakışları bana döndü. Beni tanıdıklarında bakışlarını kaçırmaya çalışsalar da yapmadılar. 

Onlarla fazla oyalanmadan Ayza'ya doğru ilerledim. Beni görünce yüzünde memnun bir sırıtış oluştu. Bilerek dışarıya çıkmadığını anlamış oldum. 

ELMASWhere stories live. Discover now