35🌿Anonim ve Bahar

2.7K 247 16
                                    

dananın kuyruğunun koptuğu bölümdeyiz

35| Anonim ve Bahar

Aradan bir hafta geçmişti. Furkan hak ettiği gibi işten çıkartılmıştı ve ajans ona dava açmıştı. Üstelik herkes benim masum olduğumu öğrenip benimle konuşmaya çalışmıştı. Sanırım biraz popüler olmuştum. Ama buradaki sahte insanların sahte ilgisine ihtiyacım yoktu, Emre hariç tabi. Adım gündeme düştükten sonra Emre'yle yakın olduğum için hakkımda bir takım dedikodular çıkmıştı. Hiçbiri umurumda değildi gerçi. 

Hatta şimdi de Yağız abiyle onun odasında kahve eşliğinde eski günlerden bahsediyorduk. Benim o zamanlar yaşım küçük olduğu için hatırlamadığım şeyleri söylediğinde mutlu oluyordum. Yalçın'ın çocukluğu ve taşındıktan sonra olanlarla ilgili de epey şey öğrenmiştim. O zamanlar anneleri ve babaları boşandığı için taşınmak zorunda kalmışlar meğer. Bunu bilmiyordum ve Yalçın için üzülmüştüm. O yaşta benim tahmin bile edemediğim acılar yaşamış ve bana bir kere bile belli etmemişti.

Hep benim için didinip durmuştu.

"Neyse işte, boş verelim bunları." dedi Yağız abi küçük bir tebessümle.

"Bu arada abi..." dedim "Yalçın numarasını mı değiştirdi?"

Kaşlarını çatıp "Yoo." dedi. "O gün kullandığı numara benim eski numaramdı. Kendi hattına geri dönmüştür. Sende yok mu numarası?"

Başımı iki yana salladım. "Hayır yok. Kendisiyle yüz yüze pek düzgün iletişim kuramıyoruz."

Gülerek telefonunu çıkartıp ekranda bir şeyler yaptıktan sonra bana uzattı. "Geçir kendi telefonuna."

Hevesle telefonu alıp kendi telefonumun rehberine yazmaya başladım. Bu hallerime gülüp kahvesini yudumladı. Tüm numarayı yazdığımda zaten numaranın rehberde kayıtlı olduğunu gördüm. Gözlerim şokla aralanırken odanın kapısı çalınmadan açıldı ve içeri Yalçın girdi. Yüz ifademi bozamadan ona baktım. O da bir bana bir abisine bakıyordu.

"Rahatsız mı ediyorum?" dedi tek kaşını kaldırarak.

Yağız abi gülümseyip "Hayır biz de Bahar'la sohbet ediyorduk, katılmak ister misin?" dedi.

Yalçın duraksayıp gözlerini benden ayırmadan "Bahar'la mı?" dedi.

"Evet. Lan, Baha işte. Baha'yla." diyerek toparlamaya çalıştı Yağız abi. "Sıçtım dimi?" dedi bana bakarak. Ama ben ona bakamıyordum. Yalçın'la gözlerimiz öyle bir kenetlenmişti ki. İkimiz de ayıramıyorduk.

Kahveleri yüzümün her yerini turluyordu. Yüzünden yaşadığı şaşkınlık okunuyordu. Kapının açılıp kapandığını duyduğumda Yağız abinin çıktığını fark ettim. Yutkunarak oturduğum yerden kalktım.

"S-sen?" dedi kaşlarını çatıp.

Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp ezerken elimdeki açık telefonu yüzüne tuttum. "Sen?"

"Sen Baha'm mısın?"

"Sen... Anonim misin?"

"Baha, ama... Neden söylemedin?" dedi fısıltı gibi çıkan sesiyle.

"Anonim olup benimle konuşmak eğlenceli miydi?" dedim bende aynı şekilde.

Kaşları daha da çatıldığında sinirlendiğini anladım. "İkisi aynı şey mi? Bana daha karşılaştığımız ilk gün söyleyebilirdin, benim diyebilirdin." diye bağırdı.

Bende aynı şekilde sesimi yükselttim. "Ben seni kapının önünde gördüğüm ilk saniye tanıdım. Sende tanısaydın o zaman?"

Kravatını gevşetip çıkardı. "Aradan 11 yıl geçti Baha." dedi bağırarak.

Gözlerim dolmaya başlamıştı yine. Nefret ediyordum bundan. Kalan son gücümle "O 11 yıl sadece senin için mi geçti geri zekalı?" diye bağırdım. 

"Ama..." dedi ses tonu alçalmıştı "...bir şekilde söyleyebilirdin."

Kaşlarımı kaldırıp birkaç adım atarak yaklaştım ona. "Sen bana ismimi hak etmediğimi söylerken mi 'benim' deseydim? Peki sen niye mesaj attığında 'benim' demedin?"

Odadan hızla çıkmadan önce gördüğüm son şey Yalçın'ın titreyen dudaklarıydı.

.

yalçının göz rengini unuttum kahve yazdm hatırlayan varsa yanlışsa düzeltirim :(

gece bi bölüm daha gelebilir yetişirse
bu bölüm fazla ucu açık kaldı ve sanırım duyguları tam aktaramadım diğer bölümü yalçından dinleyebiliriz belli olmaz

Lost On You | bxbWhere stories live. Discover now