KIŞ GÜNEŞİ | YİNE BENİ BEKLİYORDU

3.4K 203 171
                                    

Eve vardığımda zorlukla gözlerimi açıp taksiden indim. Gözlerim yanıyordu ve tek istediğim eve gidip uyumaktı. Takside gelene kadar ağlamıştım. Uzun süre ağlamayınca ağlayacak çok şey birikmişti.

Sessizce eve girip odama çıktım. Yatağımda birini görmemle çığlık atarken hızla ışığı açtım.

"Benim benim, dur." Nehir ayağa kalkıp bana yaklaştı.

"Nehir? Kötü bir şey mi oldu?" Nehir dudaklarını birbirine bastırıp yatağa oturdu. Gözleri ben de dolanırken ellerimi görmesiyle afalladı.

"N-nil? Ellerin!" Hızla ayağa kalkıp yanıma geldi ve kan içinde olan ellerime baktı. Gözlerimi kaçırıp ellerimi arkama sakladım.

"Önemli bir şey değil. Sen ne söyleyecektin?"

"Nasıl önemli değil Nil? Görmüyor musun halini? Gel pansuman yapalım." Nehir gideceği sırada kolundan tutup onu engelledim.

"Nehir, söyle hadi." Dedim bezgince. Bu halimi görünce hafifçe başını salladı ve geriye çekildi.

"Benim sana bir şey anlatmam gerekiyor."

"Çok önemli değilse sonra konuşalım mı?"

"Önemli." Ellerimle yüzümü sıvazlayıp başımı salladım. Ardından lavaboya girip ellerimi yıkadım.

Açık renk kırmızı suyla beraber lavabodan akıp giderken aynadaki yansımamla göz göze geldim. Tam anlamıyla berbat görünüyordum.

Ben gittikten sonra Evran ne yaptı diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Ona inanmamıştım. Evran aslında bana hiç yalan söylemezdi. Belki de inanmalıydım.

Bunları düşünmeyi erteleyip yüzümü yıkadım ve lavabodan çıktım. En azından bu gece Evran hakkında hiçbir şey duymak, düşünmek istemiyordum. Dolabıma yönelip üstüme siyah uzun bir tişört giydim. Saçlarımı gelişigüzel bir şekilde topuz yaptıktan sonra yatağa oturdum.

"Anlat hadi, ne oldu?" Nehir gergindi, bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi.

"Nehir hadi, çok yorgunum. Söyle artık." Dedim ve deli gibi yanan gözlerimi kaşıdım.

"Bana kızmayacağına söz ver."

"Ne hakkında?"

"Evr-"

"Nehir. Yüzümün halini görüyor musun? Ben bugün yeterince Evranla konuştum. İzin verirsen yatıp uy-"

"Evran bana hep yazıyordu." Gözlerim şaşkınlıkla açılırken anlamaya çalışıyordum.

"Ne?" Nehir elleriyle yüzünü sıvazladı ve ellerimi tuttu.

"Nil bunu senden gizlediğim için çok üzgünüm. Evran gittikten birkaç ay sonra bana yazmaya başladı. Seni sorup duruyordu, nasıl olduğunu, hastalığı, neler yaptığını... Sana söylememi istemedi. Senin bilmeni istemediğim hiçbir şeyi söylemedim ona. Ne anneni ne de ölümden dönmeni. Ben cidden çok özür dilerim, ama Evran çok zor günler atlattı. Çok acı çekti, tıpkı senin gibi... Ben ne yapacağımı bilemedim."

"Nehir." Dedim onu sakinleştirmek istercesine. Kalbim deli gibi atıyordu, bunları duymayı hiç beklemiyordum.

"Telefonunu verir misin?" Nehir başını sallayıp Evranla mesajlarına girdi ve bana verdi.

Evran Civan: "Nil nasıl, iyi mi?"

Evran Civan: "Biz hastanedeyken doktor bana bir sorun olmadığını söyledi aslında ama bir sorun var mı? Görüşmüş mü doktorla?"

GECE GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin