Anka Kuşunun Dünya Şiiri Parçaları (2)

415 51 0
                                    


Yun Che mühür oluşumundan geçtikten sonra içeride gerçekten bir yassı taş odası olduğunu keşfettiğinde şaşırdı.Yassı taş odası doğal olmayan bir biçimde en azından 100 metre genişliğinde ve uzunluğundaydı.Yalnızca iki yüz insan bir yana bunun bile on katını kolayca sığdırabilirdi.Taş odasının her iki tarafında çok uzun taş merdivenler vardı ve sanki yukarıda başka bir kat varmış gibiydi.Taş odasının önünde yaklaşık bir kaç düzine metre uzunluğunda uzun bir patika vardı.Salonun sonunda,dışarıdaki mühre benzeyen kibarca dönen kırmızı renkli bir mühür oluşumu vardı.

Mühür girişi, görüşü kesmişti ancak ses yalıtımını kesememişti.Kara Şeytan Paralı Askerilerinin uğultuları dışarıda yankılanıyordu.

"Bu oluşumu patlatın!" Bu Kara İblis'in sesiydi.

Dışarıdan gelen bir dizi ışık patlaması sesleri sonrasında aniden ölmekte olan bir domuza benzer bir ses çınladı.

"AH! ATEŞ! Ellerim yanıyor.AHHHHHH~~~"

"Geri çekilin!Hepiniz geri çekilin!Lanet olsun!Böylesine garip bir mühür oluşumuyla bir tür tanrısal hazine saklanmış olmalı! Hepiniz burada nöbet tutun ve onları burayı izlemeye devam edin! Ben onların asla çıkmayacaklarına inanmayı reddediyorum!"

Onlar güvenli bir sığınağa ulaşmış olsalar bile korkunun gölgesi hala Anka Kuşu Klanındaki herkesin üzerindeydi ve dışarıdan gelen sohbet onları daha da umutsuzlaştırdı.Yun Che kaşlarını çattı ve bir süre düşündükten sonra Lan Xueruo'a söyledi.

"Kıdemli Kardeş,Dev Kar Kartalının uyanması ne kadar sürer?"

Lan Xueruo endişeyle başını salladı:

"Benim hiç bir fikrim yok.Bu kez Minik Kar'ı bitkinleştiren şey sadece onun gücü değil aynı zamanda sağlığı.O uyanmadan önce bir süre dinlenmeli;bu belki bir hafta belki bir ay ya da daha bile uzun sürebilir. ''

"Eğer o uyanırsa ne kadar insanı taşıyabilir?''

"On insanı taşımak problem olmamalı."Lan Xueruo konuştu.

"On insan...."Taş odasındaki iki yüzden fazla insanlık kalabalığı bakınca onun kaşları daha da çatıldı.Dev Kar kartalı uyandığında o Lan Xueruo ile birlikte hiç bir problem olmaksızın kolaylıkla kaçabilirdi.Fakat o onların hayatta kalması için en ufak bir sorumluluğu olmasa bile Lan Xueruo'nun mizaç ve ilkelerine dayanarak bu insanları kesinlikle kaderlerine terk edemeyeceğine inanıyordu.

"Sonuçta biz burada saklanıyoruz.Umarım anka kuşunun kutsal ruhunu kızdırmayız."

Feng Baichuan keder ve çaresizliğin yanında kasvet ve hayal kırıklığıyla dolu bir yüzle deliğin girişinde duruyordu.

"En azından sizin hayatlarınız şimdilik güvende.Anka kuşları kutsal ruhlardır,onlar bunun gibi birşey için muhtemelen sizi suçlamazlar."Yun Che Feng Baichuan'a doğru yürürken söyledi.

"Öyle olmasını umuyorum."

Feng Baichuan başka bir nefes daha aldı,

"Bu kadar yıldır bizim klanımız yerini bildi ve kendini tuttu.Biz dikkatlice asla anka ruhunu kızdırabilecek herhangi bir şey yapmaya asla cesaret edemedik çünkü biz basitçe çok korkuyorduk.Bugünün böyle bitebileceğini kim düşünürdü ki....Ve hatta bu sebeple bu sadece bizim geçici cennetimiz olabilir;sen bu kötü adamların söylediklerini duydun.Onlar belli ki mağaranın girişinde sürekli nöbet tutacaklar.Burada ne yiyecek nede içecek kaynağı yok;bizim bu durumu uzun süre için devam ettirme olanağımız yok.Bu özellikle çocuklar ve yaşlılar için doğru.....Sigh.''

Against The God (ATG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin