Again

1.1K 64 146
                                    

Saat 11.47 idi. Sevgilisi on üç dakika sonra gelecekti Bokuto'nun.
Bir yandan da onun için hazırladığı minik masaya göz attı.

Akaashi'nin sevdiği her şeyi almıştı.
Ona küçük bir sürpriz hazırlamak istiyordu çünkü ilişkilerinin ikinci yılına girmişlerdi bile.

Daha sabah işe gitmesine rağmen hemen özlemişti sevgilisini. Yanında zamanın nasıl aktığını bilmiyordu.

Masaya bir kaç tane daha ıvır zıvır koyduktan sonra üst kata yani beraber uyuduları odaya
çıkıp boy aynadan kendine baktı. Ne kadar önemsemeyeceğini bilse de Akaashi'nin karşısına şık bir şekilde çıkmak istiyordu.

Daha hoş giyinebilirdi ama akşamki planları için daha rahat bir şeyler tercih etmişti ayrıca takım elbise giymeyi sevmiyordu. Ortamı daha resmi gösteriyordu onun göre.

Saçını pek beğenmediği için banyodan tarak alarak tekrardan aynanın karşısına geçti.

Saçına şekil verdiği vakit zilin çaldığını duydu. Yatak odasından hızlı adımlar ile aşağıya inip hiç bekletmeden kapıyı sevgilisine açtı.

Karşısında yorgunluktan bir hal olmuş minik sevgilisini görünce gülümsemeden edemedi. "Hoş geldin bebeğim." dedi.

Onu öpmek için eğilmişti ki
Akaashi kendi yükünü Bokuto'nun üzerine bırakarak üzerine atladı. Kafasını göğsüne bastırdı. Sendeleyen çocuk hemen dengesini koruyup kucağına aldı miniğini.

"Off! Canım çıkacak yakında bu kafede!" Diyerek sitem etti sevgilisine. Bir yandan da daha rahat bir konuma geçmek için kıpırdanıp duruyordu.

Part time olarak işe başlamıştı Akaashi, Bokuto her ne kadar bunu istemediğini, geçim sıkıntısı yaşamadıklarını söylese dahi Akaashi tüm yükü sevgilisine bırakmamakta kararlıydı.

"Bunun için hemen işi bırakman gerek biliyorsun değil mi? Ben sevgilimin her gece bitkin halde görmek istemiyorum. Ayrıca hiç mi üzülmüyorsun bana?"

Akaashi kafasını kaldırıp sevgilisine baktı, "Neden üzüleyim sana?" Bokuto yalandan dudaklarını titretip, "Sen geceleri yorgun geldiğin için hemen uyuyorsun ama ben ise tüm gün geldiğinde bana ilgi göstereceksin diye hayal kuruyorum. Sencede haksızlık değil mi?"

Akaashi, Bokuto'nun tatlılığına gülmeden edemedi. Bayılıyordu gri saçlı oğlanın bu hallerine. Yanında çocukluk yapmasını seviyordu.

Hemen sevgilisinin dudağına kelebek dokunuşu kadar hafif bir öpücük bıraktı. "Ama sevgilininde tüm gün işleri oluyor. Biraz anlayış gösteremez misin? Hm?"

Bokuto hemen dudaklarını tekrar birleştirip öpmeye başladı siyahlı çocuğu. Kapının hala açık olduğunu fark edince dudaklarını kısa süreliğine ayırıp, halen kucağında olan Akaashi ile kapıyı kapattı.

Dudaklarını tekrar birleştirmeden yemek masasına oturttu sevgilisini. "Önce güzel bir şekilde karnını doyurmalısın sonra işimize devam edebiliriz. "
Diyerek göz kırptı miniğine.

"Bunları senin yaptığına inanmam. Umarım uygun fiyatlı menülerden sipariş vermişsindir şef Kōtarō. " diyerek dalga geçiyordu. Tabii ki bunların hepsini Bokuto'nun hazırladığını biliyordu. Sadece onunla alay etmek eğlenceliydi.

"Yani cidden aşk olsun." Dedi gri saçlı oğlan. Kendisi ile dalga geçtiğini çok iyi biliyordu.
Hemen karşısına oturdu sevgilisinin.
"Dalga geçiyorum, senden başka kim bu kadar iyi hazırlayabilir ki zaten?
Ayrıca iyi olup olmaması umurumda değil sen hazırladın nasıl olsa." dedi. Cümlenin sonunda tebessüm ederek Akaashi.

Si solo  [ Bokuaka one shot ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin