Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☁︎☔︎☁︎
"hazırsanız çıkalım mı, Yüzbaşı?"
Levi boğazını temizleyip kafasını salladı. kolunu girmesi için Diana'ya uzattı. bunu yapmaktan hiç hoşlanmıyordu, daha doğrusu utanıyordu. bu yüzden bunu her yapmak zorunda kaldığında kafasını başka bir yere çevirirdi. şimdi de aynısını yapmıştı. hatta her zamankinden daha fazla yapma gerekliliği duymuştu.
Levi'ın bu hareketi Diana'ya her zaman çok tatlı gelirdi. neden yaptığını pek anlayamasa da. bazen utandığını düşünürdü ama Yüzbaşı'nın utanma gibi bir duygusu olduğunu pek sanmıyordu açıkçası. veya bu duyguyu da diğer çoğu gibi saklıyor olabilirdi. eğer durum buysa, gerçekten de başarılıydı.
kapıyı açıp dışarı çıktıklarında yakınlarından gelen ışıkla ikisi de gözlerini kıstı. ışığın kaynağı önlerinde durduğunda bunun Bay ve Bayan Brekker'ın arabası olduğu anladılar. sürücü koltuğunun yanında oturan Bayan Brekker yüzünde bir gülümsemeyle binmelerini söyledi. Levi, Diana'dan önce davranıp kapıyı açtı ve binmesi için onu bekledi. ifadesine bakılacak olursa bunu istekli bir şekilde yaptığı söylenemezdi. ama bu hareketi, ne için yapmış olursa olsun onu hem şaşırtmış hem de mutlu etmişti. Levi'a reveransta bulunarak, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle arabaya bindi. Diana'nın bu tepkisiyle Levi hafifçe gülümsedi. ardından eski ciddi ifadesine bürünüp Diana'nın yanındaki yerini aldı.
Bay ve Bayan Brekker Marley'nin önde gelen ailelerindendi. Marley'de bulunan en büyük emlak şirketinin sahibi onlardı ve bu yüzden güçlü bir mal varlığa sahiptiler. bunu onları tanımasanız bile bindikleri oldukça gösterişli ve başka üretimi olmayan arabadan anlayabilirdiniz.
bütün bu lüks Diana ve Levi ikilisi için fazla kaçıyordu. Paradise'te bu kadar gösterişli bir arabayı bırak, karada seyahat edebilmek için at arabasından başka bir araç yoktu.
"ah, neredeyse unutuyordum."
Bay Brekker bir eliyle direkiyonu tutmaya devam ederken bir eliyle de ceketinin cebinden bir şey çıkarmaya çalışıyordu.
"bunlar girişte lazım olacak."
ikili kendilerine uzatılan zarflara baktı. zarfın süslenişindem bile önemli ve pahalı bir şey olduğu belli oluyordu. Levi zarfı açmadan ceketinin cebine koyarken Diana merakla zarfın üstündeki mührü yırtmaya başladı. zarfın içinden en az zarf kadar gösterişli olan bir davetiye çıktı.
"şey... sadece restauranta gidiyoruz sanıyordum. yoksa bir baloya falan mı davet edildik?"
