8. Bölüm

702 40 16
                                    

Medya: Şehzade Mehmed

Sultan Murad, doğalı sadece birkaç saat olmuş , saat öğleyi geçmişti, şehzadesini kucağına almış bebeğin sol kulağına kameti, sağ kulağına ezanı okuyup ismini vermişti.

"Senin adın Mehmet, senin adın Mehmet, senin adın Mehmet. Büyük atam cennet mekan Fatih Sultan Mehmet Han'ın ismini taşıyacak."

Kucağındaki bebeği okşadıktan sonra, koklayıp alnına bir buse kondurdu. Şehzadeyi kendisini gülümseyerek izleyen yeni doğum yapmış gözdesinin kucağına vermiş, ardından Validesinin kucağından yeni doğmuş küçük Sultanı almış, yanağını okşamıştı.

Bebeğin sol kulağına kameti, sağ kulağına ise ezanı okuyup ismini vermişti.

"Senin adın Zeynep, senin adın Zeynep, senin adın Zeynep."

İsim verme merasimi bitince sırayla olmak üzere önce Valide Zümrüt Sultan, Atike Sultan ve Gevherhan Sultan hayırlı dileklerde bulunmuş, her iki bebeğe de bir nazar boncuğu ve altın takmışlardı.

Sultan Murad, yatağın kenarına yaklaşıp eğildi ve kucağında şehzadesini sallayan gözdesinin alnını ve saçını öptü. "Benim gönlümün sultanı. Teşekkür ederim." Kız sadece gülümseyerek bakmıştı hünkâra.

"Hayırlı uğurlu olsun Aysima Hatun, maşAllah sultanımız istikbalde sizin gibi pek güzel olacak." Ayşe Hatun'un karnını okşayarak söylediğiyle Aysima Hatun ona dönmeden kucağındaki oğlunun alnını öpmüştü.

"Allahıma şükürler olsun. Sultanım da, şehzadem de sağ salim doğdular ya başka ne isterim Allahtan." Kızın söylediklerinden sonra Valide Sultan oğluna dönüp konuştu.

"Arslanım, biz çıkalım artık. Aysima da dinlensin, istirahat etsin." Genç Padişah onaylar biçimde kafasını sallayıp bakışlarını kucağındaki yeni doğmuş kızına döndürmüştü.

Dairede artık sadece Aysima Hatun, Sultan Murad ve yeni doğmuş çocukları vardı.

Sultan Murad, gözdesinin yanına yatağın bir köşesine oturmuştu. "Aysima'm, ay yüzlü sultanım, benim güzeller şahım, ruh-u revan'ım, mehlikâ'm. Bugün beni öyle mutlu eyledin ki. Bir daha kimse sana karşı çıkamayacak, zillet dahi geçemeyecek. Zira sen benim hasekimsin. Sultanımsın."

Aysima Hatun utanmış veyahut sevinmişti. Artık kimse onu küçük göremeyecek, saygı da kusur etmeyecekti. Hakikaten o artık bir sultan olmuştu değil mi? Haseki Aysima Sultan.. Ve hatta Baş Haseki. Veliaht şehzadeyi doğurmuşu bugün. Mehmedi ve Zeynebi, artık tüm hayatı onlardı.

Yemin etmişti o anda, ömrünü onlara adamıştı. Onların kılına zarar gelirse yüreği dağlanır yapmayacağı şey olmazdı. Evlatlarına zarar veren kim olursa olsun karşısında onu bulmuş olacaktı.

Sultan Murad kucağında henüz doğmuş minik sultan ile birlikte gözdesinin saçlarını koklayıp öpmüştü.

⸻♛⸻

Birkaç hafta sonra, Valide Zümrüt Sultan, yeni doğum yapmış olan gelinine hediyeler göndermek amacıyla mücevherler ve kumaşlar seçiyordu.

"Lalezar, Ayşe ve Hoşfidan Hatun'a haber gönder, gelsinler." Elindeki lacivert kumaşı incelerken söylediğiyle Lalezar kalfa kafasını onaylar biçimde sallamış ve daireden çıkıp iki hatunu görevlendirmişti. 

Daireye geri döndüğünde Kösem Sultan kısaca ona bakmış ardından konuşmuştu. "Bu ayırdığım kumaşları ve takıları güzel bir sandığa koyup Aysima'ya gönderin zira artık o bir Haseki Sultan."

"Emredersiniz Sultanım. Bizzat kendim götüreceğim Sultanımıza hediyelerini." Lalezar Kalfa gülümsüyordu. Aysima Sultanı seviyordu. İyi, merhametli bir sultandı ona göre.

Aysima Handan SultanWhere stories live. Discover now