Kaya'nın Yemini

114 2 0
                                    

"Aptal, hastalıklı kadın," diye içinden söylendi Kaya Tegin.  Ulu Ece kendisiyle beraber onu da Kızıl Tamu'ya götürecekti. Sırf yıllar önce ölmüş olan bir kumaya duyduğu takıntısı yüzünden. Bu işten nasıl kurtulacak hiçbir fikri yoktu. Ulu Ece'yi koruduğu her gün canı tehlikeye giriyordu.

Annesi koca bir dağ obasını katletmişti. Daha da kötüsü bunu yapmak için kullandığı çaşıtların bazıları onundu. Kuzubeg'e bunun hesabını soracaktı ama önce halletmesi gereken işleri vardı. Kandaşlarıyla anlaşmaya varmalıydı.

Kaya, Batuga'nın kapısını çaldı.

"Gel," dedi Batuga'nın sesi.

Kaya itina içeri girdi. Temur ve Akkız da Batuga'nın odasındaydı. İkisi de onu öldürecek gibi bakıyordu. Batuga'nın gözlerinde şüphe ama daha çok yorgunluk vardı. Kaya kandaşını incelerken onun hayli zayıfladığını fark etti. Tabii, günlerce o çukurda kalmıştı.

"Daha iyi görünüyorsun, küçük kandaşım," dedi Kaya gülümseyerek

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Daha iyi görünüyorsun, küçük kandaşım," dedi Kaya gülümseyerek.

Temur gözlerini kıstı ve Kaya'ya bir hamle yaptı. "Sen birazdan o kadar iyi görünmeyeceksin."

"Bırak konuşsun." Batuga elini kaldırarak sakince Temur'a durmasını emretti. Kaya Temur'un Batuga'yı dinlemesini şaşkınlıkla izledi. "Kaya, beni zehirden kurtardığın için teşekkür ederim."

Kaya Batuga'yı süzdü. Batuga, onu başka amaçlarla kurtardığını biliyor olmalıydı. Sonuçta küçük kandaşı aptal değildi.

Akkız ve Temur hâlâ onun üstüne atılacak gibi bakıyordu. Batuga sessizliği bozdu. "Neden buradasın, Kaya?"

Kaya gülümsedi. Bu haliyle fareyi yemeden önce onunla oynayan bir kediye benziyordu.

"Anlaşma yapmak için."

"Nasıl bir anlaşma?"

"Ulu Anam senin aklın olduğu ortaya çıktığından beri gittikçe dengesizleşiyor. Aranızda çıkacak olan savaşa kurban gitmek istemiyorum. Bu yüzden Ulu Anam sınırları aşarsa, Alpagu Han'a benim bununla bir ilgim olmadığını söyleyeceksin. Seni dinler."

Batuga'nın gözleri açıldı. Kaya'nın her zaman Ulu Ece'nin tarafında olduğunu herkes bilirdi. Eğer onu bu şekilde terk ediyorsa Ulu Ece çoktan sınırları aşıp kendisini batağa sürükleyecek bir suç işlemiş olmalıydı. Dağ obasını katletmek gibi.

Kaya, Batuga'nın önce yumruğunu sıkan Akkız'la sonra Temur'la olan bakışmasını izledi. Anlamışlardı. Güzel. Artık Ulu Ece ayağına dolanmayacaktı.

"Bu tek taraflı bir anlaşma. Eğer seni Alpagu Han'dan korursam sen benim için ne yapacaksın?"

"Ben de seni Ulu Ece'den korurum. Hayatta olduğum sürece ne o ne de fedaileri kılına dokunamaz. Adil şartlarda taht için mücadele ederiz."

"Sen kendini bile koruyamazsın," diye araya girdi Temur. "Hem adil olduğun nerede görülmüş?"

Batuga Temur'u duymazlıktan geldi. Akıllıca bir seçim diye düşündü Kaya.

"Adil bir mücadele. İstediğin bu mu," diye sordu Batuga sakince.

"Evet, ben Batı Gök Kağanlığı'nı kaybettim, senin de oban sen hanken katledildi. İkimiz de eşit derecede başarısızız. Eğer ben kazanırsan bir daha Türk Boyu'nda yüzünü göstermezsin."

Batuga gülümsedi. Onun gülümsemesinde Kaya'nınkinden farklı bir şey vardı. Yoksa bu şefkat miydi?

"Ya ben kazanırsan kandaşım" diye sordu Batuga, akrep zehirlediğinde onu bulduğu zamandaki ses tonuyla. "O zaman ne olur?"

"Aklımı ve ömrümü hizmetine adarım." Sözler ağzından çıktığı anda Kaya'nın içi pişmanlıkla doldu. Böyle bir söz vermeyi planlamamıştı. Sanki Gök Tengri onun ağzından bu lafları çekip almış gibiydi.

Batuga'nın gülümsemesi büyüdü. Temur yine araya girdi. "Gerçekten bizi öldürmeye çalışmadan durabilecek misin?"

"Sen ve Batuga'ya karşı hamle yapmam ama babamızı vuran pençe için aynı şeyi söyleyemem."

Akkız tehditkâr bir biçimde ona yaklaştı. "Denesene, geçen sefer bir göz açıp kapayışında yere serilmiştin."

Batuga kaşlarını çattı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Batuga kaşlarını çattı. Bakışlarındaki şefkatten eser kalmamıştı. "Pençemi tehdit edemezsin, anlaşma yok. Dışarı çık."

Kaya homurdandı. "Aah, tamam! Vahşi küçük dağlına da dokunmayacağım, mutlu musun?"

"O zaman anlaştık," diye elini uzattı Batuga. "Kandaşım."

Kaya, Batuga'nın elini sıktı ve sonra küçük kandaşının yüzünü inceledi. Sanki onunla eğleniyor gibiydi. Batuga'nın sakinliği ve gülümsemesi onu hep rahatsız etmişti. Temur'u kızdırmak Batuga'yı kızdırmaktan daha kolaydı. Yıllarca onca hakarete rağmen Batuga'nın damarına basamamıştı. Batuga 15 yıl oyunca aklını saklayacak kadar kontrollüydü. Tüm bunların yanında Batuga'nın bir gün gerçekten kandaş olacaklarına dair gülünç bir inancı vardı.

 Tüm bunların yanında Batuga'nın bir gün gerçekten kandaş olacaklarına dair gülünç bir inancı vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gök tengrim diye düşündü. Tek koluyla bana sarılmadan buradan gitmeliyim.

Kaya, göz teması kurmadan elini çekip odadan hızlıca çıktı. Ne diye kaybederse Batuga'nın hizmetine gireceğine dair söz vermişti ki? O kısmı planlamamıştı.

Neyse! Böylece Batuga'yı daha kolay ikna etmişti. Ayrıca Temur haklıydı. Kaya adil oynamak ne bilmezdi ve o kadar da adil oynamak zorunda değildi.

Ama Batuga'yı Ulu Ece'den koruma konusunda ciddiydi. En azından küçük yarışları bitip kimin en iyi olduğunu görene kadar.


Not: Bunu yazarken çok eğlendim.  Dizide bu ikisinin olan onca olaya rağmen az sahnesi olmuş. Destan ile ilgili aklıma gelen veya içimde kalan olaylar ile ilgili böyle tek bölümlük hikayeler yazmaya devam edeceğim :)


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 18, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Destan -Tek bölümlük HikayelerWhere stories live. Discover now