Elma

22 4 11
                                    

Birkaç gün sonra eve geri dönmüştü.Sessizlik eve hakimdi.Genelde onun sesi,gülüşü evin sessizliyini bozardı.Çoğu zaman çok gürültü yaptığından şikayetlensede şuan onun sesini duymak için yapa bileceklerinin sınırı yoktu.

Her adımda,her odada, duvarda onun bir anısı vardı.Düşünmek bile boğazının düğümlenmesini sağlıyordu.Su almak için mutfağa gitti.Mutfak tezgahının üzerinde yarı yenilmiş, günlerdir burada bırakıldığından rengi koyulaşmış, yeşil elma duruyordu.

Şanssız günden geriye kalan tek şey bu yarı yenilmiş elmaydı.Nereden bilebilirdiki, küçük bir kavganın böylesine büyük bir faciaya sebep verebileceğini?Onun için sadece bir kavgaydı.

Aklına geldikce kendinden tiksinmeye başlıyordu.O şuan yoksa bunun nedeni kendisinden başkası deyildi.Eğer bu kadar egoist olmasaydı, eğer kendindede hata bulmayı becerseydi şuan yanında olurdu.

Elmanı eline aldı.Öfkeyle onu çağırdığı zaman bunu yiyiyor olmalıydı.  "Neden bu kadar berbat olmalıydım?" Diye aklından geçirdi.Gözleri yaşlarla dolarken ayakta duracak gücü kalmamıştı.

Ruhunda gürültülü patlamalar olurken sessizce dizlerinin üzerine çöktü.Aptalca neden yüzünden kalbini kırmıştı.Haketmediği halde kalbi kırık şekilde terk etmişti, onu, dünyanı, kendisini.

O gün  ikisinin beraber yaptığı bir projenin cevabı gelmişti.Zaten sıkıntı içindelerdi,  "redd edildi" yazısını gördüğünde, elinden birşey gelmemesinin verdiği acizlik, kötü durumun verdiği öfkeyle kendini kayb etdi.Egosu yüzünden kendisinde hata bulamadı ve bağırarak onu çağırdı.

Elmasını bırakıp hızla onun yanına geldi.Telaşlı bakışlarla ona bakarak

-Noldu?
+NEMİ OLDU!?YİNE HER ZAMANKİ GİBİ HERŞEYİ MAHV ETDİN.

Gözleri büyümüştü.Niye böyle yapıyordu?O bana bunları söylemez diye düşünerek ona döndü.

-Ne?Ne saçmalıyorsun?Noldu?

Karşısındaki öfke dolu gözlerle ona bakarak

+İşe yaramazlığın yüzünden son umudumuz, projemezide redd edildi!

-Bekle!Bekle!Bu sunumu ikimiz hazırlamıştık.Neden sadece benim suçum oluyor?
+YETER!bahaneler üretmeyi kes!

Son umut hafifce gülümseyerek,elini tutdu

-Ne bahanesi?Bak üzülme.Biliyorum zor durumdayız ama güçlü olursak aşamayacağımız sorun yok.Yeni bir yol bulabili-

+YENİ YOL YOK!BAŞKA ÇÖZÜM YOK! "Elini sertçe çeker" yine aynı şey olucak.Çünki sen "parmağını ona uzatır, önce tereddüt eder fakat proje aklına geldiğinde hızlıca" SEN HAYATTA HİÇBİR ŞEYİ BECEREMEDİĞİN GİBİ BANA YARDIM ETMEYİDE BECEREMEZSİN!!! BECEREMEDİNDE!!! yanımda olduğun için o kadar pişmanımki, keşke hiç olmasaydın.

Tüm bunları söyledikden sonra durmuştu.Sanki bir anda rüyadan uyanmıştı.Söylediklerinin ancak şuan farkına varmıştı.Panikleyerek

+Hayır!Hayır! Ben öyle demek istemedi-

-" başını aşağı dikmişti" hakkımda bunlarımı düşünüyordun? "Başını kaldırır,göz yaşları yanaklarıdan akarken" en azından dürüst olduğun üçün teşekkür ederim.Seni bu kadar bıktırdığım için, "boğulduğu için yutkunur, sözler ağzından çıktıkca dahada üzülüyordu"  ama....ama bunu düzelte bilirim.

Hızlıca kendini kapıdan dışara doğru atar, koşarak oradan uzaklaşınca, ötekide arkasından geliyor,ondan geri dönmesini istiyordu.Fakat birden bir faciya olur.Önündeki, hayatında çok önemsediği o, bir taşa takılır, kafası sertçe bir taşa çarpar.

Anın şokuyla donar bir anlık ancak akan kanı görünce hemen yanına gider.Zaman durmuş gibi hiss eder, kanamasını durdurmak için elinden geleni yaparken,yakınlarda birini arar.Çıkarken yanına telefonunu almamıştı.Tenha sayıla bilecek bir yerde yaşıyorlardı, gelip geçen pek olmazdı.

O yerde kanlar içinde yatarken,ağlayarak birini arıyordu.Bir süre sonra birini bulur.Ancak vakit kayb etmişti.Hemen onun yanına koşar.Bir umut , sallar onu, uyandırmaya çalışır

+Nolur uyan.Nolur.Hayallerimiz için.Lütfen ölme,ambulans yolda.Lütfen......

Ambulans sonunda gelir.Durumu kritikdi.Günlerce onun yanındaydı, uyanmasını arzuluyordu ama artık geçti.3 günün sonunda artık o herşeyi arkasında bırakıp gitmişti.

Aklına olanlar netleştikce acısı dahada artıyordu, şuan ölü bedeni, mezarı önünde defalarca dilediği özrü başta dileseydi,o hayallerini bırakmak zorunda kalmazdı.

Hatırlıyordu verdiği sözleri

+Bak görüceksin birgün çok zengin olucağım, harika yaşayacayız

Yıldızların altında çimlere uzanırken yanındakine söyledi.O kıkırdadı, gülümseyer ona baktı

-Başaracağından hiç şüphem yok.Gökteki en parlak yıldızlardan daha parlak olacaksın.Ama söz ver hep bir-birimize iyi olacağız.Çünki benim hayalimde bu,çocukluğumdan beri tanıdığım seni korumak, yanında kalmak

Hafifce kalkar.Bir elini yukarı, diğer elini kalbine koyarak

+Söz veriyorum.Seninle kalmaya, seni korumağa

Anılar tek-tek aklından geçerken anlar.Birini yıllarca tanıdığında onun hep yanında kalacağını düşünürsün, rahatça kırarsın.Sabah yine yanında olacağını düşünürsün.Ancak aynı gece yıldızlarının, sabah kayb olacağı gibi, onlarında bir anda yok ola bileceğini ve sizin bir özür bile dileme şansınız olamayacağını unutursunuz.

Çok pişmandı.Çok pişman.Fakat artık pişmanlığı onu geri getiremeyecekti.

Sessizce yarım elmanı alır, boş olan buzdolabına koyar.Açlıktan buzdolabında bulunan tek şey olan yediği elma ondan kalan son şey olmuştu.Değersiz gözüken bu elma, ona asla unutamayacağı bir ders vermişti

_________________________________________

Bazı hikayeleri böyle kimlik, ilişki vermeden yazacağım.Herşey sizin hayal gücünüze kalsın.Aileniz, sevgiliniz, arkadaşınız her kimse.Sizin hayal gücünüz

Sadece şey sevdiklerinizi üzmeyin.Onları sevdiğinizi söylemekten, özür dilemekten, zaman geçirmekten çekinmeyin.Yarın onunla bunları yapa bileceğiniz şansın olup-olmayacağına kimse garanti veremez

Kısa hikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin