𝕻𝖊𝖓𝖚𝖒𝖇𝖗𝖆 | 𝑠𝑖𝑟𝑖𝑢𝑠 𝑏𝑙𝑎𝑐𝑘

[𝐓𝐡𝐞 𝐰𝐨𝐮𝐧𝐝𝐬 𝐨𝐟 𝐦𝐞𝐦𝐨𝐫𝐢𝐞𝐬]

Eheh bu bölüm ortalık birazcıcık karışıcak :)

Oy ve yorum yapmayı unutmayınnnn

×anıların yaraları×

(Sarah)

"Siktir! Sarah şu lanet elimi tut ve sakın bırakma." dediğinde gözlerim hâlâ en önde dikilen ikilinin üzerinde oyalanıyordu.

Sirius onları gördü mü bilmiyordum ama gördüyse bile şu anda pek oraya odaklı gibi durmuyordu.

Yüzümü elleri arasına alıp gri gözlerine çevirdiğinde boğazımda oluşan yumruğu yok etmek adına yutkundum.

"S-sirius," içime çektiğim nefesim bile titriyordu.

Aklım bir anda o geceye dönüyor ve mermer zemine dağılmış kan, avuç içlerinde ki kırmızılık, yanan kıyafetlerimiz...

Titreyen ellerim Sirius'un ilk iki düğmesi açık yakasını tuttu.

"B-ben ne yaptım," Sirius'un gözleri büyüdü. Ardına kadar açılan gözleri konuşmam için bakıyordu.

"B-ben," dedim titreyerek. "Ben yapmadım, ben yapmadım-"

"Sarah," dedi usulca. "Ben buradayım, sana zarar gelmesine ne olursa olsun engel olucam ama lütfen biraz sakin olmayı dene benim için tamam mı?"

Yanağımda ki eli yavaşça yaşlar süzülen tenimi okşadığında bir kaç saniye gözümü kapatıp kendime gelmeye çalıştım.

"Sarah, benim küçük Sarah'm."

Kulağımı gıdıklayan ses içimde büyüyüp duran huzursuzluğun bir kısmını yok etmişti.

"Ne gördün, söyle bana." dedi Sirius. Ama duvarın ardına uzanan başı ile yakasında duran ellerimi yanaklarına çıkartıp bana bakmasını sağladım.

"Gidelim, lütfen."

Duvara doğru kısa bir bakış attıktan hemen sonra soğuk elimi sıcak elinin arasına alıp sıkıca kavradı.