*Ava'dan devam*
"Hadi kaldıralım."
Odaya elinde ağır kelepçeler olan askerler geldi. Beni kaldırmaya çalıştıklarında direndim.
"Bırakın beni."
Onu ittirdim. Diğer asker beni saçımdan tuttu ve kafamı sertçe ranzanın demirine vurdu. Ağzımdan küçük bir inleme çıktı.
Sonra saçımdan tutup kafamı kendine yaklaştırdı.
"İnan bana aşı elinde olmasa seni öldürürdüm."
Beni sertçe kelepçelediler ve ittirmeye başladılar.
Günlerdir adam gibi bir şey yiyip içmiyordum. Her gün sabahtan akşama kadar beni bir labirent simülasyonuna mahkum ediyorlardı. Yürümekte bile zorlanıyordum ve şimdi de bir de kafam zonkluyordu. Kaynadığını hissediyordum. Zaten kanımı almaktan adam gibi kanım kalmamıştı bir de kan kaybediyordum.
Beni bir odaya sıktıklarında odayı incelemek için Kafamı bile kaldıramamıştım. Gözlerimi zor açık tutuyordum. Hatta kapanıyordu bile.
"Ava."
O iğrendiğim sesi duyunca gözümü kapattım. Tamamen sinirdendi.
"Kafandaki yarana baksak iyi olur. Kötü görünüyor."
Bana doğru yaklaşınca Kafamı kaldırıp tam açamadığım gözlerle ona baktım. Geri çekildi.
"Beni duyabiliyor musun? Burada ufak bir kız var. İsmi Shai Ann. Üç hafta önce hastalığa yakalanmış. Ama Ava. Onu kurtaracaksın."
Gözlerim kapanıyordu nerdeyse.
"Çok daha fazlasını kurtarabilirsin. Burda yaptıklarımız işe yarıyor. Anlıyor musun? Bu yüzden çok önemli. Bilmeni istedim."
Yanıma gelip çenemi tuttu ve kaldırdı.
"Yarana..."
Bu yakınlığını fırsat bildim ve tüm enerjimi topladım.
Kafasını alıp masaya vurdum.
"Seni hain!"
Kafasını tekrar masaya vurdum.
"Senin yüzünden orda bir sürü insan öldü!"
"Bırak beni!"
Diye bağırdı. Bırakmadım. İçeriye askerler girip beni zorla çekince Teresa kalktı. Bağırdım.
"Bırakın beni! Seni öldüreceğim! Pislik! Can kurtarmıyorsun sen!"
Askerler Kafamı sertçe masaya bastırdığında Teresa gidiyordu.
Masada gördüğüm şeyle neşem yerime gelmişti. Teresa'nın şiş gibi sivri saç tokası masaya düşmüştü.
Askerler beni götürürken saç tokasını gizlice cebime koydum. Bu benim buradan kaçış biletim olabilirdi.
Askerleri ittirdim. Şu an kaçmayı denemeyecektim. Sadece onlardan rahatsız oluyordum.
Ama bunu yapmam pahalıya patlamış olacaktı ki bana şok vermişlerdi. Bilincim kapanırken yavaşça yere düştüm.
"Sabaha kadar bekleyemez miydi gerçekten? Bu onu öldürebilir biliyorsun değil mi? Bu kadarını tek seferde almak."
"Emir böyle Janson hepsini istiyor."
Bilincim yavaşça yerine geliyordu. Tam duyamıyordum. Bulanık görüyordum. Tam algılayamıyordum ama bi doktor ve bi askerin olduğunu tam seçemesek de tahmin ediyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maze Runner • Gally
FanfictionThomas, Minho ya da Newt ile sevgili değilsiniz. Kutudan çıkıp koşmayacaksınız. Koşucu değilsiniz. Ne olacağını merak ediyorsanız buyurun gelin. ~İlk Gally kitabı~