𝕶𝖚𝖓𝖎𝖐𝖎𝖉𝖆 𝕯𝖔𝖕𝖕𝖔

163 14 60
                                    

Genç kadın belgelerle ofise girdi. Bugün silahlı dedektiflik ajansındaki ilk yılını tamamlıyordu. Elindeki belgeleri bandajlı adamın masasına bıraktı.

"Ah~ yine mi? Benim daha önemli işlerim var bunları Atsushi'nin masasına koy, lütfen."

Kadın yan masadan bıkkın bir şekilde Dazai'ye bakan çocuğa güldü ve göz kırptı. Atsushi'yle araları iyiydi ara sıra birbirlerine yemek tarifi verir, bir şeyler yemeye çıkarlardı. Ancak ikisi de birbirine romantik hisler beslemiyordu.

"Üzgünüm, Dazai-san ama Atsushi-kun'a farklı bir görev verilecek."

"Öyle mi, neymiş?"

Diye sordu onları dinleyen kaplan çocuk.

"Bir tür teslimat diye duydum ama benim de tam bir bilgim yok şu an, yakında öğrenirsiniz zaten."

Kadın kibar bir gülümseme gönderdi ve kapıya yöneldi. Çıkmadan önce bir süredir aşık olduğu gözlüklü sarışın adama bir göz attı, bakışları çakıştığında utançla önüne döndü ve kapıdan çıktı. Yapması gereken işler vardı.

...

Hava kararmıştı. Yaz ayları eve daha aydınlık yollardan gidebiliyor olsa da şimdi soğuk havalarla birlikte evine karanlıkta gitmek zorundaydı. Gece yürüyüşlerini her ne kadar sevse de son zamanlarda kendini daha da tedirgin hissediyordu. Altıncı hissin gerçek olup olmadığından emin değildi ama içinde tuhaf bir his olduğunu kabul edebilirdi.

Evine giden yolların diğer yollara göre daha tenha olması, üstelik yolundaki sokak lambalarının birkaçının arızalı olması ister istemez eve koşma isteği uyandırıyordu onda.

Evine birkaç sokak kala arkasında duyduğu ayak sesleriyle hızını daha da arttırdı. Arkasındaki adam, kötü ya da iyi bilmiyordu ama köşeden döndüğünde onu atlattığına emindi. Yanılıyordu.

Başının arkasında hissettiği acıyla zaten karanlık olan etraf daha da karardı ve hiç de tatlı olmayan bir uykuya geçti.

...

Uyandığında sadece etrafındaki sesleri duyabiliyordu. Gözleri ve ağzı bağlıydı. Ve muhtemelen bir sandalyeye bağlanmıştı. Rahatsız uykusundan uyandığını belli etmek istemiyordu. Başındaki ağrı ve acı dışında bir sorunu yokmuş gibi duruyordu, ellerindeki ve ayaklarındaki sıkı bağlar dışında başka ciddi bir acı hissetmiyordu.

Etrafındaki artan hareketlilik ve ona yaklaşan ayak sesleri ile hafifçe nefesini tuttu, korkuyordu.

Sessizce buradan kurtarılmayı beklemeyi tercih ederdi ancak saçından tutup kafasını sertçe kaldıran adam bu planını ortadan kaldırmıştı. Kadın acı bir inleme bırakmıştı. Pis bir kahkaha attıktan sonra konuştu.

"Böyle güzel bir mal ne kadar eder acaba?"

Kadın insan tüccarlarına yakalandığını anlamıştı. Muhtemelen öldürmezlerdi ama kurtulamazsa sonunu hayal bile etmek istemiyordu.

Gemiden yurt dışına kaçırılacaktı muhtemelen. Şu an bir sarsıntı hissetmediğine göre kaçmak için hâlâ bir fırsatı vardı. Ağzı ve gözleri bağlıydı, şimdilik pek bir şey yapamazdı. Konuşmaya çalıştı, belki adamlar ne dediğini merak eder ve bağı çözerler diye umuyordu.

"Bağırmaya çalışma, zaten kimse seni burada duyamaz."

Bu sözle kafasında nerede olabileceğine dair bir harita belirdi. Bir binanın bodrum katı? Bir depo? Belki?.. Limana yakın olması daha mantıklıydı bu yüzden depo fikrinde yoğunlaştı.

Buradan çıkması ya çok zordu ya da imkansız. Bir yeteneği yoktu, tek şansı iplerden kurtulmak ve deponun kapılarından en azından birinin açık olmasıydı. Ancak daha ilkini bile başaramamıştı. Hem kapı açık olsa bile adamlardan kaçıp kurtulması mümkün müydü ki? İlkinde yakalanmıştı, bir de üstüne üstlük şimdi yaralıydı.

Düşüncelerini yarıda kesen metalin çıkardığı gürültüydü. Ses sol taraftan geliyordu, muhtemelen deponun limana bakan tarafından. İçerideki adamların hareketleri ve çıkardıkları seslerden onların da tedirgin olduklarını anlayabiliyordu. Bu iyiye işaretti, muhtemelen.

Yerinden sökülen dev metal kapının yere çarpma sesi, bağırmalar, çığlıklar ve silah sesleri arasında iş arkadaşlarının sesini duyduğunda yüzünde şaşkın ama mutlu bir ifade belirdi.

Sandalyeden çözülüp taşındığı esnada onu çatışmanın ortasından kurtaran kişiyi biliyordu. Tanıdık erkek parfümü hoş ve hafifti, saatlerce kokusunu alsa bile bıkmayacağı türdendi.

Göz bağı açıldığında mutluluk gözyaşlarıyla karşısındaki gözlüklü adama sarıldı. Sevgisine ya da sarılmasına karşılık alamayacağını biliyordu ama kendine engel olamıyordu.

Belindeki kolu ve başının arkasındaki eli hissettiğinde şaşırmıştı. Saçlarını yavaşça ve huzur verici şekilde okşayan el onu daha da rahatlatmış, uykusuzluğunu daha da fark etmesine sebep oldu.

"İyi olmana çok sevindim Y/N. Beni çok korkuttun, sensiz ne yapardım bilemiyorum."

Kadının şaşkınlığı kat kat artarken duygularının karşılıksız olmamasının getirdiği mutlulukla hafifçe gülümsedi.

Bu cidden olmadı, Kunikida'dan doğru düzgün bahsetmedim bile of

Lan adamın adı bile geçmemiş fksnfksmfksk

Ölüyom jdsjxkanfksnfk

Neyse olsun belki sonra bir daha yazarım Kuni adama

Sonu nasıl tamamlayacağım derken aklıma 3.sezon 5.bölümde Kenji'nin kapıyı söküşü geldi djsbcjsnxksnd

Kuni adam <3

𝐴𝑛𝑖𝑚𝑒 𝑥 𝑅𝑒𝑎𝑑𝑒𝑟Where stories live. Discover now