ARABA!

1K 87 78
                                    

ÖZÜR DİLERİM!
ÖZÜR DİLERİM!
HERKESTEN ÖZÜR DİLERİM!
Ama yapmak zorundayım..
Rie'yi bırakmam!
Ben onun annesi değilim!
Ben onun en yakınıyım..
Ben onun ailesiyim!

Ben de onu terk edemem..
Onun yaşayacağına inanıyorum..
Daha hızlı koşuyordum..
Rie için..
Yaşaması için..

Heryer toz toprak..
Gözlerim acıyor..

Tam kavga yerine gitmişken Mikey elimden tuttu ve kendine çekti.

"Yapma.. lütfen."

"BIRA-"

Ben tam bağıracakken eli ile ağızımı kapattı ve beni duvara yasladı.

"Sessiz ol.. bizi bulurlarsa.. Rie yaşıyor olsa bile, onu göremeyebilirsin."

Bütün cümlesini kulağıma fısıldayarak söyledi.

Ama ben dayanamam..
Ben Rie olmadan dayanamam..
Ben ailem olmadan dayanamam...

"Sessizce bekle tamam mı?"

Kafamı salladım ve sustum.
Mikey elini ağzımdan çekti ve benden uzaklaştı.
Kavga yerine gizlice bakmaya çalışıyordu..
Ne görüyor ki?
Rie yaşıyor mu?

Mikey birden irkildi.. hatta dondu kaldı.

"Neler oluyor?"

Sessizce Mikey'e yaklaştım.

"Bıçakladı.."

"Ne?"

"Hana.. aniden kendini bıçakladı.."

"ÖZÜR DİLERİM YUİ!"

Hana..
Benden özür diledi ama..
Kendi canına kıydı..
Neden yaptın bunu!

...

"Gidelim artık Yui.."

"Hana.. ona ne oldu."

"Ambulans'a aldılar diye gördüm.. eğer biraz daha durursak yakalanacağız.."

"Tamam.."

Mikey bileğimden tuttu ve önden yürümeye başladı.
Ölmemesini umuyorum..
İkisinin de..
Ölmesinler..
Tanrım lütfen..

Mikey'nin bileğimi tuttuğunu yeni fark ettim.
Aniden durdum ve elimi çektim.

"Düşmanımsın sen.. dokunma bana."

"Pekala.. sen istemezsen yapmam."

Mikey etrafı kontrol ederek yürümeye devam ediyordu..
Göz yaşlarım kurumaya başladı..
İyi değilim ben..
Hem de hiç iyi değilim..
Berbat hissediyorum..

Mikey önde ki Drakenleri fark etti ve onlara seslendi.

"Ken-chin!"

Draken arkasını döndü ve bizi gördü.
Yanında 2 tane sarışın vardı.

"Mikey! nerelerdeydin sen!"

"Sakin ol Ken-chin.. Yui geri gitmeye çalıştı onu engelledim."

Draken bana baktı ve konuşmaya başladı

"İyisiniz değil mi?"

"İyiyiz."

Sarışınlardan en çok dayak yiyeni korku ile konuştu.

"Draken-kun bence gitmeliyiz."

"Haklısın Miççi.. hadi gelin."

"Pardon da nereye?"

Mikey bana döndü ve 'ne diyon aq' der gibi bir bakış sundu.

"Size nasıl güvenmemi bekliyorsunuz?"

Mikey derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Yui, şu an düşmanlık yapılacak en kötü zaman, ben senin arkadaşınım bana güvendiğini biliyorum."

"Sen benim eski arkadaşımdın! Şuan da düşmanlık yapılacak en iyi zaman! Size güvenemem."

"Bana neden güvenmiyorsun?"

"Şu olanlardan sonra san nasıl güvenmemi bekliyorsun! Sana nasıl düşman olmamamı bekliyorsun!"

Yan taraftan yüzüme düşen mavi ve kırmızı ışıklar ile birlikte sıçış anım olduğunu anladım.

Yan tarafımda ki polis arabasına baktım.. uzak hem de çok.

"Yui hadi!"

"Özür dilerim."

Gitmem gerekenin tam tersine koşmaya başladım.

"YUİ!"

Arkama bile bakmadan koşuyordum.
Polis arabası arkamda..
Tanrıya şükür ki ben den hızlı değil..
Tam da yolda koşmam dışında bir sorun yok.
Daha hızlı olabilirim.
Daha hızlı..

...

Şehire geldim ama bunlar hâla peşimde!
Daha hızlı gidebilirim..
Daha hızlı..
Daha..

HAYIR!
ARABA!

araba..
Acaba ne oldu.
Herneyse
Poka-Poka (ᗒᗩᗕ)

𝙳𝚞̈𝚜̧𝚖𝚊𝚗 𝙲̧𝚎𝚝𝚎 [𝑀𝑖𝑘𝑒𝑦 𝑋 𝑅𝑒𝑎𝑑𝑒𝑟] Where stories live. Discover now