1.3

4.5K 807 465
                                    

Minho önündeki bilgisayardan açık olan davayı incelerken kaşlarını çattı, Profesör Lee'nin cinayetine bir arkadaşı bakıyordu ama arkadaşı onun bakmasını teklif etmişti çünkü katile en yakın kişilerden biri Minho'ydu.

Bununla beraber dilekçe vermişlerdi ve Minho şimdi tamamen elinde olan tüm kanıtlarla beraber dosyayı inceliyordu, saat gece yarısını geçmişti ki evin içini dolduran zil sesi ile hızla bilgisayarın alt sekmesinden güvenlik kamerasını açtı.

Polis memurunu görmesi ile de göz devirip ayağa kalktı.

"Ne var gecenin bu saatinde?" diyerek sertçe kapıyı açtığında Chan elindeki dosyayı onun göğsüne bastırdı. "Hiç uyuyor gibi durmuyorsun, sıkıntı olmaz diye düşündüm."

İçeri doğru bir adım atmış, attığı adım önüne çıkan Minho ile kesilmişti. Savcının nefesini yüzüne hissederken kaşlarını çattı Minho. "Bir savcının evine izinsiz girdiğinin farkındasındır umarım."

"O savcıyı sorguya da almıştım ben," dedi rahatça Chan ve yanından süzülüp içeri girdi. Gelen "O ayakkabıları çıkar!" bağırışı ile göz devirmiş, ayakkabılarını çıkarıp terlik giymişti. Minho kapıyı çarparak kapattıktan sonra göğsüne vurulan dosyaya baktığında öğrencilerin düzenledikleri mahkemeye ait olduğunu gördü.

"Nereye otursam? Tüm savcıların evi böyle mi ya, satranç mı o?"

Elini Minho'nun özel yapım satrançına uzattığı an Minho "Onlara dokunursan seni öldürürüm," demişti ki Chan işaret parmağı ile dokunduğu piyonla beraber Minho'ya baktı ve yüzündeki sırıtma ile piyonu olduğu kareden bir tık öne itti.

"Polislikten men edilmek istiyorsun diye yorumladım Bang Chan."

Chan kafa sallayıp doğruldu ve ellerini giydiği kotun arka ceplerine yerleştirdi. "Emekli olma vaktim geldi diye düşünüyorum dersek daha iyi olur."

Bu kadar takılmanın yettiğini düşündüğü için boğazını temizleyip ciddi bir hal aldı ve Minho'nun satranç masasının etrafındaki iki sandalyeden birine oturup ayaktaki adama baktı.

"Savcı artık senmişsin diye bir haber aldım ve öğrendiğim şeyle de sana geldim."

Minho onun karşısına oturdu. "Dosyayı okumayı daha bitirmedim ama dökül."

"Şöyle ki," diyerek onun elindeki dosyayı alıp Jeongin'in repliklerinden birini açtı ve Minho'ya gösterdi. "Jeongin'in öldürdüğü maktul iki kere göğsünden ve bir kere de boyun, ense çevresine bir darbe alarak ölüyor."

Ekledi. "Profesör de aynı şekilde ölüyor."

"Ne?"

Minho yerinden kalkıp hızlıca masasındaki dava dosyasını ve bilgisayarını alıp geri geldi. Önlerindeki sehpadaki bir yere dokunması ile iki kapak otomatik açılıp satranç takımı içeri girerken kapak üstlerine kapanmış ve normal masa halini almıştı.

Chan ıslık çaldı ve dosyayı masaya bıraktı, Minho da elindekileri masaya bırakmış ve tam da profesörün otopsisini incelediği yeri açmıştı. Göğsünde iki bıçak yarası ve kafasının arkasına doğru da bir yarık vardı.

"Bir saniye," diyerek tekrardan ayağa kalkıp raflarını karıştırmaya başladı. Öğrenciler diyalogların yanısıra bir de yalancı dava dosyasının bir örneğini de ona vermişlerdi.

Oradaki maktulün fotoğraflarını açması ile beraber profesörün fotoğraflarını karşılaştırdığında gördüğü benzer şeyler kaşlarını çatmasını sağladı. "Davayı kopyalamış," dediğinde Chan kafa salladı.

law school, hyunin ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin