ツꜰʀɪᴇɴᴅꜱ「𝐬𝐮𝐧𝐚 𝐱 𝐫𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫 𝐱 𝐤𝐮𝐫𝐨𝐨」

↬ｅｉｇｈｔ

.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.

𝅘𝅥𝅮ᴄʀᴇᴇᴘɪɴ'- ᴛʜᴇ ᴡᴇᴇᴋɴᴅ𝅘𝅥𝅮

0:27───|──────3:42
⇄ ◃◃ ⅠⅠ ▹▹ ↻ ♡

.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.

Suna Rintarou hayatında gördüğün en sinsi insandı, buna bir kere daha emin oldun. İçgüdüleri son derece kuvvetliydi biliyordun. Onun hakkında bir şeyler konuşacağınızı sezmiş ve sizi dinlemişti. Onun hakkında ne konuştuğunuzu sorduğuna göre konuşmanızın ya tamamını ya da konuşmanızı net duyamamıştı. İkisi de muhtemeldi.

"Sana ne be? Ne konuştuysak konuştuk." Kaşlarını çattın. İçinden daha fazla soru sormaması için tanrılara dua ediyordun.

"Ne demek sana ne?" Senin gibi o da kaşlarını çattı, yüzünü buruşturdu.

"Dedikodunu yapıyorduk işte." Arkadaşının yüzüne bakıp sırıttın. Sürekli o seni sinir edemezdi değil mi? Biraz da senin onu sinirlendirmen gerekliydi.

Sessizliğini koruyan Osamu sohbetinize katıldı. "Her zamanki gibi seni bana şikayet etti işte." Rintarou gözlerini devirdi.

"Ciddi misin sen? kaç yaşındasın, beş falan mı?" Tek kaşını kaldırıp sana sorgular bir ifadeyle baktı.

"Kapa çeneni."

"Ne? Çocuksu tavırlarına tepk-" Rintarou'nun saçına asıldın. Saçını normalde kullandığı boydan biraz daha uzun bir boy kullanmaya başladığından beri ona karşı en geçerli hareketin buydu. Senin bileğini kavrayıp çevirdiğinde dişlerin arasından sinirle inledin. Ayağınla Rintarou'nun karnına tekme atmak üzereyken senin ne yapacağını fark edip seni durdurmuştu.

"İkiniz de kesin şunu!" Osamu'nun sizden tiksinir bakışlarını gördüğünüzde birbirinize sataşmayı kestiniz. "Y/N'nin tavırlarına çocuksu diyorsun da sanki seninkilerin onunkilerden çok bir farkı var." Osamu ayaklandı ve aranıza girdi.

"Sen Atsumu ve Aran'ın yanına git. Biz biraz konuşalım." Osamu sakin bir sesle konuştu ve cümlesi ardından sana gülümsedi. Ortamı daha da germeye gerek yoktu. Biraz denize girip serinlemek güzel olurdu. Şimdilik. 

"İyi peki." Ayaklandın ve bikini altını düzelttin. Osamu dünya üzerinde en çok güvendiğin insandı. Ona şüphesiz bir şekilde sırtını yaslardın. Rintarou ve ikisi arasında ayrım yapmazdın, ikisi de beraber senin güvendiklerin listesindeki birincilikte kalabilirlerdi. Ancak aynı şeyi ağzında bakla ıslanmayan Atsumu için söyleyemezdin. O eşeğe bir sır vermek ondan daha eşek olmak demekti.

Osamu seni gülerek uğurladıktan sonra ciddi bir ifadeyle Rintarou'ya döndü. "Y/N bir erkek değil farkında mısın? Ayrıca annesi sağ olsun bedeni eskisi gibi güçlü kuvvetli değil."

Rintarou cevap vermeden Osamu'yu dinledi, dudaklarını büzdü. Cevap vermek istemiyordu. Rintarou'nun sessizliğine derin bir iç çekti Osamu.

"Sen antrenmanların sayesinde daha da güçleniyorsun ama bu kızı annesi manken yapmak istediği için bu kız zayıflıyor. Sen ona bir erkeğe tepki gösteriyor gibi gösterirsen bu kız daha ne kadar böyle gidebilir? Hem fiziksel hem mental."

Osamu işaret parmağını Rintarou'ya doğrulttu. "Kuzenime nazik davransan iyi edersin Rintarou."

"Gerçekten beni sana şikayet mi etti?"

Osamu göz temasını kesmen saniyeler boyunca Rintarou'nun gözlerini inceledi. Bakışlarından net anlaşılmasa bile bir şeyler biliyor gibi duruyordu. İşin sinir bozan kısmı buydu zaten. Y/N'nin duygularını ona asla söylemezdi ama içinde yatan çöpçatanlığa da engel olamıyordu.