2. Bölüm

425 36 14
                                    

•Medya: Menderes BEYOĞLU

•Dikkat! Bu bölüm yetişkin içerik içermektedir. Rahatsız olacak olanlara (bence yok pexmuxlemzyz) duyurulur!

•Bölüme -In This Shirt- şarkısını armağan ediyorum ಥ⁠‿⁠ಥ

...

İlahi bakış açısıyla...

"Bir şey içer misin?" Menderes'in sorduğu soruyla Lapis kafasını iki yana salladı.

"Direkt duş almak istiyorum." Menderes kollarını göğsünde bağlayarak mutfak tezgahına yaslandı. Kasları gerilince ne kadar yakışıklı olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Gerçi Lapis'in ona yiyecekmiş gibi bakması üzerine gülüp kafasını iki yana salladı.

"En azından bir şeyler ye. Güçten düşmeni istemem daha sonra lazım olacak." Diyerek göz kırpınca, Lapis kaşlarını kaldırdı.

"Asıl sen bir şeyler ye..." Dedikten sonra elini düşünür gibi bir surat ifadesine büründü. "Neydi onun adı kuvvet macunu muydu neydi? İstersen sana ondan alalım. Bir yerde okumuştum bazı organlara çok yararlıymış." Dedikten sonra gözlerini Menderes'in bacak arasına dikti. Menderes yaslandığı yerden doğrularak, Lapis'in oturduğu sandalyenin kol koyma yerlerine ellerini yerleştirdi ve öne doğru eğildi.

"Sence benim öyle bir şeye ihtiyacım var mı?" Diye sorduğunda Lapis sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi omuzlarını silkti. Menderes gülüp hızla Lapis'in dudaklarına yapıştı. Dudaklarını içine çekip vakumladıktan sonra geri çekildi.

"Gerçi doğru söylüyorsun gerek yok. Benim Mersedesim nasıl olsa son model." Diyerek dişlerini göstererek gülümsedi Lapis. Menderes, Lapis'in gülümsemesine bakıp tebessüm etti. Aralarında yaş farkı vardı bu belki Lapis için sorun değildi fakat Menderes, Lapis'e fark ettirmemeye çalışsa da bunu sorun ediyordu. Kendini çok tutmuştu ama Lapis bütün tabularını yıkmıştı. Gerçi Lapis'in aklından geçen şeyleri tahmin bile edemezdi Menderes. Belki Menderes'i sevmiyordu bile, sadece içinde ki boşluğu doldurmak için onunla birlikteydi. Menderes bunları hiçbir zaman bilemezdi. Lapis tam duygularını belli etti dediği zaman, hep peşinden bir şaka da yapardı. Ama olsundu, Menderes bunları sorun etmiyordu. Lapis'in istediği şey bedeniyse eyvallahtı. Duygularını da isterse ona da eyvallahtı.

Lapis, Menderes'in ona olan bakışını fark edince her zamanki yaptığı şeyi yapıp ortamı bozdu. Belki bilerek yapıyor belki yapmıyordu. Bunu Lapis'te bilmiyordu ki. Ama bildiği tek şey Menderes'in yanında huzurlu hissettiğiydi. Abisi bir, Menderes ikiydi.

"Mmhh sanırım acıktım. Tatlıdan önce bana bir şeyler hazırlamaya ne dersin." Menderes derin bir nefes alıp geriye çekildi. Lapis ise yüzünde ki munzur ifadeyi bozmadan devam etti.

"Tahmin et tatlıda ne var?" Menderes yine güldü.

"Ben mi?" Diye sorduğunda Lapis kafasını aşağı yukarı salladı. Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. Menderes gülümseyerek ellerini yaslandığı masadan uzaklaştı.

"Köfte yer misin?" Menderes buzluğun kapağını açtıktan sonra buzluktaki köftelere baktı.

"Seni bile yerim." Lapis'in verdiği cevapla başını iki yana salladı ve köfteleri buzluktan çıkartıp, buzları erisin diye mikrodalgaya attı. Saniyeyi ayarladıktan sonra tekrar Lapis'e döndü. Lapis avuç içlerini çenesine yaslamış bir şekilde kendisini izliyordu. Menderes onun bu tatlı görüntüsüne dayanamayıp Lapis'in yanağını oldukça sert bir şekilde öptü. Öyle bir öpücüktü ki etrafta şap diye bir ses yankılandı. Lapis'in kafası öpücüğün etkisiyle geriye doğru düştü. Oturduğu sandalyede dengesini sağlayamayarak geriye doğru kaydı. Yüzünü şok ifadesi bürüken ellerini refleks olarak etrafta sallama başladı. Menderes hızla Lapis'in beline yapışsada sandalye Lapis'in altından kaymış ve Menderes'in bacaklarına çarpmıştı. Sandalyenin tam diz kapağının altına çarpmasıyla Menderes sertçe yüzünü buruşturdu. Ama ikiside dengesini koruyamayınca birlikte yere düştüler.

KleopatraTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon