-Giriş-

5.5K 210 197
                                    

Herkese selamm <3
Bu bölümü yazarken o kadar çok heyecanlıydım ki, bu kitabı yazarken kendimi Halenin yerine koymak benim canımı çok yakmıştı. Maalesef Türkiye de bu olaylar gerçek bir şekilde yaşanıyor ve hepimiz susuyoruz :)

Elimizden gelen hiçbirşey yok birimiz savunmaya kalksa bizide susturacaklar bunu gayet iyi biliyoruz.

Bu kitabı şiddet gören kadınlarımıza,

Bu kitabı İstismara uğrayan çocuklara ya da (kadınlarımız)

İçin yazmaya başlamış bulunmaktayım.

Desteklerinizi bekliyorum :)

Her biriniz ayrı ayrı seviliyorsunuz<3

9 yıl önce

Yaşarken ölmek arasındaki o duyguyu bilmek ve yaşamak o kadar berbat bir duygu ki. Ölmeyi dileyecek kadar aptal olabilmek çok acınası bir durumdu. Ama küçük bir çocuk bunlara dayanmaya çalışması çok daha kötüydü. O çocuktu o nasıl kaldırabilirdi ya da o çocuk ne yapmış olabilirdi ki? İşte bende bu haldeydim.

Ben küçük bir kız çocuğuyum acıları çekerken ufak bedenim her taşıyamadığında kendi kendime "sabret Alçin bunlar da geçecek" diyordum. Benim tek tuttunabildiğim dal umut dalıydı. Ama canım her geçen gün daha çok yanıyor ve daha çok acı çekiyordum. Bunlara göz yummak kalbimde büyük ve derin yaralar açıyordu. Bu yaralar belki de bir daha asla kapanamayacaktı. Bugün benim çocukluğumun büyük bir günüydü çünkü ben bugün hayatımda yeni bir döneme başlayacaktım.

Ben Alçin Marian, belli belirsiz bir hayat süren kız çocuğuyum. Benim hayat'a dair olan savaşım doğduğum da başladı. İzi asla geçemeyecek olan yaralarımın sahibi Tayfun Sancak'tı. Ben öz amcam tarafından herşeye mahruz kalmıştım. O benim çocukluğumu elimden almıştı. Ama benim çocukluğum tam bir aptaldı. Küçük Alçin amcasının ona dokunmasını sevgi sanacak kadar aptaldı. Amcası ona her dokunduğunda "demek ki sevgi böyle oluyormuş." diyecek kadar saf'dı. Ama şimdi 15 yaşındaydım, evet şimdi yine çocuk olabilirdim ama bu gerçekleri farketmeyecek olmamın imkanı yoktu. İçimde biriktirdiğim öfke, kin, nefret her neyse zamanı geldiğinde bir intikam topuna dönüşecekti. O top patladığın  da bir kişinin sonu olacaktı.

Şimdi kendime gerçek bir söz veriyordum.

Bu intikam ateşini iliklerime kadar hissediyordum, o pislik bu topraklardan yok olana dek durmayacaktım. Yemin olsun ki o pislik hapisten çıkınca kaç yaşında olursam olayım onu öldüreceğim.

Bunu o saftirik küçük Alçin'e borcumdu. Bunu yapacağım ve onun acılarını yok edemem  ama onu bu hâle getiren kişiyi yok edebilirdim.

1 hafta önce yapılan planım bugün takır takır işliyordu. Bu planı tek yapamazdım ama bana gerçekten yardım edebilecek bir dost edinmiştim. Bir kaç ay önce bile, ben o kızla anlaşamıyordum. Geçmişten kalan izlerim ile alay ederdi ve her oyun oynamak istediğim de beni dışlardı. Ama gün geçtikce o da herşeyin farkına varmıştı. Şimdiyse son durumumuz,beraberlik olmuştu, tek umudum oydu. Bugün başaramazsak bir daha başaramazdık.

"Lan neredesin!"

Basbas bağıran amcamın sesini duyunca gözlerimi camdan çekerek merdivenlerden inen amcama döndüm.

"Lan aptal!"

Seslenmedim. Benim adım farklı lakaplar  değildi, benim bir ismim vardı.

"Lan neden cevap vermiyorsun!"

Cam kenarından ayrılarak bir kaç adım attım. Gözlerine baktım öfke vardı. En büyük ateş topu buydu.

Kelebeğin ölüm dansıWhere stories live. Discover now