0.3

206 12 60
                                    

Leyadan"

Mutfakta kendime sıcak çikolata yapmıştım. Bardağı alıp salona geçtim ve telefonu elime aldım. Tam o sırada instagramdan bir bildirim geldiğini gördüm

"@yagizkilincofficial tarafından bir yorum;
"Yeşilin en güzel tonları ;)"

Bu yorumu görmemle yüzümde anlatamayacağım bir sebepten gülümseme oluştu..

Yeşilin en güzel tonları..

Tam o sırada Zeynepten arama geldi. Allahım bu oyundan vazgeçmeyecek galiba, ki bende bu oyunu oynamak zorundayım.

Derin bir nefes alıp vererek of'ladım. Ama yine de gelen aramayı açtım.

L: Efendim?
Z: Hazır mısın?
L:Neye?
Z: Bu gün Yağız basketbol oynamaya gidecekmiş. Sen nereden biliyorsun diye sorma orasını boşver. Hazırlan ve atacağım konuma git!
L: Tamam giderim.
Z: Leya bir şey soracağım
L: Sor?
Z: Yağız'a karşı asla duygu besleme tamam mı?! Bak yoksa kötü olur.
L: Merak etme hiç bir duygu hissetmiyorum zaten Ona karşı.

"Bu sadece bir oyundan ibaret"

Z: Aferin, şimdi hazırlanıp gidebilirsin

Demiş ve yüzüme kapatmıştı.

Hadi bakalım Leya Kırşan, maceraların devam ediyor!

Hemen bir şeyler giyip, saçlarımı açık bıraktım. Sorun olmazdı yani açık bırakmamda?

Sonra ise, Zeynep'in attığı konuma gittim.

Yağız oradaydı, basketbol oynuyordu. Daha sonra ara verdi terini silmek için. Tanrım bir insan bu kadar karizmatik olabilir miydi ya?!

Saçmalama Leya! Her insan karizmatik olabilir yani o kadar da çekici değil.

Beni farketmiş olacak ki, topu yere atmış ve gülümseyerek yanıma gelmişti.

Y: Biz, biraz fazla mı karşılaşıyoruz ne
L: "Yalandan gülümsedim" Dimi ya bende şaşırdım yani tesadüfe bak
Y: Basketbol oynamayı sever misin ya da bilir misin?
L: Ben, severim basketbol'u ama oynamayı pek bilmiyorum.
Y: Hmm, şöyle yapalım. Ben sana oynamayı öğreteyim. İster misin?
L: Ah, çok iyi olur!
Y: O zaman başlayalım. Gel bakalım.

Sahanın ortasına geçtik. Topu elime verdi.

Y: Öncelikle, dikkatin topun üzerinde olmalı tamam mı? Başka şeylerle dikkatini dağıtma.
L: Anladım, peki.

Tam topu atacakken elimden tuttu.

Y: Dur

Anlamayarak kaşlarımı çattım.

L: Neden?

Y: Bak topu öyle tutma. 5 yaşındaki çocuklarla yapılan mahalle maçlarına benzemez bu

Diyerek gülmüştü.

L: "Bende gülmüştüm" Tamam o zaman sen öğret.

Yağız cevap vermeden geldi ve topu kollarımın arasında düzeltti. Kolu koluma değdiğinde değen yerlerin biraz yandığını hissediyordum sanki..

Neydi bu, neyse boş bir his işte.

Y: Şimdi atmayı dene bakalım
L:Bakalım. Yapabilecek miyim

Topu attım ama potaya girmedi. Kahretsin!

L:Off olmuyor işte ya olmuyor!
Y: Sakin ol Leya, sadece ilk atış bu bak şimdi ben sana destek olacağım.
L: İstemiyorum ben destek falan!

Diyerek sinirle arkamı dönerek kapıya taraf yönelecekken kolumdan tuttu ve kendine çevirdi.

Y: Pes etmek bu kadar kolay değildi, sen sadece 1 kez attın ve bu normal. Yapabilirsin ben güveniyorum sana.

Yine gülümsedi bunları derken.

L: Tamam, pes etmek yok o zaman. Ama sende bana destek ol tamam mı?
Y:Söz, destek olacağım.

Tekrardan topu atmak için durduğumuz yere geçtik.

Yağız da benim arkama geçti ve kollarını bana sardı. Sonra ise topu atmama yardım etmek için topu düzeltti.

Biz şimdi fazla yakındık..

Sonra, ben topu attım ve gözlerimi kapattım, çünkü sonucun kötü olacağından korkuyordum.

L: Atabildim mi Yağız?
Y: Aç gözlerini, kendin gör Leya
L: Hayır ya, sonuç kötüdür belki!
Y: Hadi ama, insan yanlışları bile olsa kendi farketmeli. Eğer gerçekten yanlışsa onu düzeltmek için uğraşmalı. Şimdi aç gözlerini

Sözlerinden etkilenmiştim doğrusu, gözlerimi açtım ve topa baktım. Potadan geçmemiş öyle potada kalmıştı? Bu nasıl olur ya?

L:İyi de bu orada kaldı Yağız?
Y: Olsun yine de, tamamen yapamamış değilsin. Bi de güzel yandan düşünmek gerek. Hem bak saçların açık diye de terlemişsin. Biraz ara verelim.

"Tamam" demiş ve gidip getirdiğim su'dan biraz içmiştim. Sonra telefonun titrediğini gördüm ve Ülkü'nün aradığını anladım.

Saçlarımı terden dolayı kulaklarımın arkasına geçirdim ve aramayı açtım.

L: Efendim Ülkü?
Ü: Leya bebeğim neredesin sen?
L: Ben basketbol oynuyorum şu an da
Ü: İyi de sen bilmezsin ki?
L: Yağız da burda Ülkü, o öğretiyor bana.
Ü: Hmm, tamam görüşürüz daha sonra.

Demiş ve yüzüme kapatmıştı.

"Son günlerde Ülküde de bir gariplik vardı ama ne?"

Yine de düşüncelerimi boşvererek Yağızın yanına geçtim.

Bana doğru gelmiş ve bir soru sormuştu.

Y:Saçlarını topla bence
L: Ah, unuttum doğru söylüyorsun.

Kolumdaki toka'yla saçlarımı toplamaya çalıştım ama yapamıyordum. Neden saçlarını açık bıraktın ki yani Leya?!

Yağız durumumu farketti ve gülerek toka'yı elimden aldı.

Y: Gel bakalım ben toplarım.

Arkama geçerek toka'yla saçlarımı kısa zamanda toplamıştı ama yine de geri çekilmiyordu.

Neden? Diye düşünüyordum ki, Yağızın burnunu boynuma dayadığını farkettim..

Y: Parfum kullanmıyorsun bence, doğal kokun. Bu kadar güzel kokmak zorunda mısın yani?

"Madem seni çok istiyorlardı
Öylece ortaya koymasalardı
Aldım bir kere geri vermicem
Aşığım,mutluyum vazgeçmicem

-Selam!
-Yeni bölümle karşınızdayım!
-Beğeneceğini düşünüyorum :)
-Sizleri fazla seviyorum💗:)

Yalan Aşk | LYМесто, где живут истории. Откройте их для себя