\başlangıç/

171 10 0
                                    

*önceki bölüm*

Bakugou daha çok ağlamaya başladı.

Benim için ağlıyordu.

Hiçbir şey duymuyordum.

Gerçekten de ölüyordum.

!PAT!

O da neydi?

                                ...

(Burdan sonra bunları Bakugou anlatıyor gibi birşey, karışmaması için yazacağım)

Bakugou ayağı kalktı. Çatıya çıkacaktı. izuku'nun eşyalarını alıp birazını annesine verip diğer kalanı da o alacaktı. Çatıya çıktığında eşyalarını gördü. Bir de mektuplar...

*Bakugou'nun gözünden*

Eşyalarının yanına gittim. Orda çantası, ayakkabıları ve üstünde ismim yazan bir mektup buldum. Kendi mektubumun üstünde atkı vardı. Yoksa o bana atkısını mi vermişti...

Hemen atkıyı taktım ve kendi mektubumu okumaya başladım
(Yazdığı mektupları diğer bölümde atacağım)

Daha çok ağlamaya başladım. Birisi için bu kadar ağlamamıştım. Eşyalarını aldım ve aşağı indim. İzuku hastaneye çoktan gitmişti. Annesini hemen aramışlardı. Hemen hastaneye gitmiştim. Nasıl bir hızda gittiğimi hatırlamıyorum bile. Gittigim zaman annesini gördüm. Annesi ağlıyordu. Ağlaması benim içimi daha kötü etti.

İnko: İZUKU! TATLIM NEDEN YAPTIN BUNU! BARİ BANA ACISAYDIN

Annesine sakinleştirici verip bir odaya yatırdılar. İzuku'yu kontrol etmek için odasına gittim. Kapının ordayken içerden ses gelmişti. Hemen gidip baktım ki içerde izuku yoktu!

Hemen hemşire çağırma tuşuna bastım.  Ne yapacağını bilmiyordum. Takip etmek istesem de çoktan kaybettim onları. Sadece kırık bir cam vardı o kadar.

Hemşire geldi. Hemen doktoru ve polisleri çağırdı. Ne yapacağım diye düşünüyordum. Onun ölümünün sebebi bendim ve daha erken gelmediğim için deku kaçırılmıştı. Sadece kendimi suçluyordum. Çünkü başka bir açıklaması yoktu.

*Bakugou yatağa oturur*

Onun kanı ve kokusu yastığa geçmişti ve ben de sadece koklayabildim. Bir anda titriyordum. Nedeni neydi anlayamamıştım. Hiçbir şey göremiyordum. Başım zaten ayrı bir diyardaydı sanki. Deli gibi titrediğimi anladım. Hemşireler ve doktorlar beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Yani bunlar benim hatırladıklarım. Sonrasında ne oldu bilmiyorum...

*3 saat sonra*

En sonunda eve gidiyordum. Hala aklımda deku vardı. Annesine mektubu ve diğer eşyalarını zar zor verebildim. Ağlaması beni daha kötü ediyordu. Eve doğru yürürken birisini gördüm. Dur, yoksa o...

Deku muydu?

Hayır hayır imkansızdı. O ölmüştü ve ardından kaçırılmıştı. Ama yanına gitmek istiyordum. Özür dilesem bile kabul etmezdi ama yalvarmakdan başka bir çarem yoktu. Koşmaya başladım. Belki bir ümit vardı.

Deku da koşuyordu. Her zamankinden çok daha hızlıydı. Yakalayamayacağımı anladığımda koşmayı bırakmıştım. En iyisi eve gidip uyumaktı.

Eve geldiğimde yaşlı kadın sürekli sorular soruyordu. Odama gidip kapıyı kapattım. Üstümü değiştirdim ve hemen uyumaya başladım.

*Sabah 7 civarı*

Sabah olmuştu. Okul artık umrumda bile değildi. Sonuçta artık gidicek bir nedenim yoktu. Benim yüzünden birisi ölmüştü. Artık o ortaokulu görme niyetim yoktu.

Deku benim 1 numaralı kahraman olmamı istiyordu. Onun icin UA'yı kazanıp sevebileceği en iyi kahraman olacaktım. Bunu kafama takmıştım ve yapıcaktım.

O günden sonra sınavlara daha çok çalıştım. Kendimi kuvvetlendirmeye çalıştım. En iyi ben olucaktim. O sınavda birinci olmaya niyetlenmiştim.

                               ...

Arkadaşlar üzgünüm burda- kesiyorum

Daha erken gelicekti ama odevler- olunca durum değişti.

Digerki bölümde mektupları- atacağım!

Bay-bay!💕-

~halüsinasyon~Where stories live. Discover now