14

62 5 2
                                    


Jennie üzerindeki sweati düzeltirken aynadan yaptığı topuzu kontrol etmişti. İlk defa arkadaşları evine geliyordu ve bu da bugünü onun için özel kılıyordu. Annesinden izin istediğinde kadın daha önce böyle birşey olmadığı için bir sürü şey yapmaya çalışmıştı. Fakat sonunda kızının bu durumdan rahatsız olduğunu görünce sadece kek yapacağına söz vermişti.

"Anne hani sadece kek yapacaktın!" Jennie çatık kaşları ve sıktığı elleri ile annesine bakıyordu. Kadın kekin yanına kurabiye ve poğaça yapmıştı ve bu Jennie'yi şaşırtmamıştı. Zaten böyle bir şey yapacağını biliyordu fakat yinede kızmıştı.

"Aman anneciğim ne olacak yesin kızlar. Hem bak çok güzel olmuş dereotlu yaptım çok seversin sen. Aaa" Kadın elindeki poğaçayı kızın ağzına soktuğunda tüm siniri geçmişti Jennie'nin. Eline alıp yemeye devam ettiğinde kadın gülümsedi. Jennie küçük bir çocuk gibiydi. Sevdiği bir yiyecek onu mutlu etmeye ve sinirini yatıştırmaya yeterliydi.

Tabiki bu her zaman böyle değildi. Ortaokulun sonlarında Jennie yemek yemeyi neredeyse bırakmıştı. Yediklerini kusmuyordu fakat günde sadece bir öğün yiyordu ve o da bir öğünü bile karşılayacak kadar olmuyordu. O günlerde Bayan Kim kendini harap etmişti. Evde Jennie'nin yemediği hiçbir şey pişmiyordu. Olur da yerse diye her zaman sevdiği abur cuburları ve içecekleri bulundururdu. Jennie sanal arkadaşlıkları sayesinde biraz da olsa düzgün yemeye başlayınca da bu devam etmişti. Sonrasında tamamen eski düzenlerine geri dönmüşlerdi. Bayan Kim'in anne yüreği yinede her zaman sevdiği şeyleri yapmaya çalışıyordu çünkü o dönemleri çok ağır atlatmışlardı. Yine dönmek istemiyordu. Kızının bu hali onu sevindiriyordu.

Kapının çalması ile Bayan Kim Jennie'ye kapıyı işaret etmişti. Jennie ise endişeyle annesine bakıyordu. Daha önce hiç arkadaş ağırlamamıştı. Misafir geldiğinde de odasından çıkmazdı. Ne yapması gerektiği hakkında bir fikri yoktu.

"Ne diyeceğim?" Annesi ellerini beline koymuş kızına 'salak mısın?' bakışlarını atıyordu.

"Yani ben hoşgeldiniz demen taraftarıyım ama sen eller yukarı donlar aşağı da diyebilirsin." Jennie annesini onaylayıp kapıya yöneldiğinde Bayan Kim arkasından bağırmıştı.

"Sakın dems öyle!"

Kapı ikinci kez çaldığında Jennie kapıyı açmış ve karşısında ki gülümseyen kızlara bakmıştı. Hepsi ellerinde poşetlerle bakıyordu genç kıza.

"Hoşgeldiniz. İçeri geçin." Jennie kenara çekildiğinde ilk içeri giren kişi Jisoo olmuştu. Kıza sarılmış ve içerideki annesine selam vermişti.

"Merhaba Bayan Kim ben Jisoo. Bunu sizin için getirdim." Elinde ki çiçeği kadına uzattığında kadın gülümsemiş ve kıza sarılmıştı.

"Teşekkür ederim canım çok şekersin." Sırayla kızlarda hediyelerini verdikten sonra Jennie onları odasına götürmüştü. Kızlar içeri girdiklerinde ağızları şokla açılmıştı. Kızın odası hiç bekledikleri gibi değildi.

"Ben senin estetiğini hiç böyle beklemiyordum." Duvarda asılı olan manga sayfalarına ve mumlara yakından baktı Lisa. Beklediği kesinlikle bu değildi.

Rosé siyah puflardan birine oturmuş ve onaylar yüz ifadesi ile kafa sallamıştı.

"Adamım sen çözmüşsün işi." Jisoo da yere oturduğunda odaklandığı şey odanın kokusu olmuştu.

"Odan hep böyle mi kokuyor?" Jennie kafa sallayıp masasının üstündeki tütsüyü gösterdi.

"Annem tütsüleri çok sever. Her odaya koyuyor." Jisoo gülümseyerek kafa salladı kıza. Sonrasında kenarda duran elektro gitarı görmüş ve şaşkınlıkla gözlerini açmıştı.

First PersonOnde histórias criam vida. Descubra agora