Rüya -2-

42 4 2
                                    

"S-sen O'sun." Aslında bu çocuk beni uykularımdan eden bir salaktı benim için. Hatta üzerine atlayıp onu dövmem gerekirdi. Ama yapmadım. Sonuçta bir psikoloğun önündeyiz,beni tımarhaneye kapatabilir. "Öyle saf saf bakma. Türk'ten yol tarifi dinleyen turist gibi."  Ovv atarlıyız beyfendi? Bana da şöyle hanımbey gibi görünmüştü. Tabi siz "Hanımbey ne lan?" Diyeceksiniz. Benim şöyle masum suratlı,beybi feys erkekler için kullandığım tabir. Evet psikopatım. Hazal arkadaşımızı dışarı alıyoruz. Neyse bu çocuk zaten dalga geçicek yer ariyor. Bide bunun ağzına sakız olmayalım. Oturdum. İkimizde salak salak birbirimizi inceliyorduk. En sonunda konuşan ben oldum. "Hazal." Dedim elimi uzatarak. "Buğra." Elimi sıktı. Demek Buğra. Severim ben bu ismi. Kulakta hoş bir his bırakıyor. Ayrıca O'nun da ismi... Neyse o konu kapanalı çok oldu. Hiç girmeyelim. Belki başka zaman yani. "Memnun oldum." Dedim. Hiçbir tepki vermedi. Mal. "Sen olmadın galiba?" Evet bunu ben söyledim. "Senin yüzünden uyuyamıyorum gerizekalı. Nasıl mutlu olmamı beklersin?" Ben bunu döverim. Demedi demeyin. Bi gün bi dayak yiycek benden görcek gününü. "Merak etme bende sana meraklı değildim zaten. Rüyalarına istemsiz giriyorum. Ayrıca şöyle bir şey var ki sen aptal mısın? Bende uyuyamıyorum." İki iç sesimden şeytan kısmı seçtim. Buğra sanki beni dövecek gibi bakıyor. Psikologda az önce kahve alma bahanesiyle gitti. Hassiktir. Bu beni döver. Oh be hasta bakıcı içeri girdi. Bağırmaya başladım. "İmdağğt! Bakma öyleğğ yardım ett! Bakıcı hadi beğğ! Bu adam psikopat beni dövcek!"  Evet cidden böyle bağırdım. Napiyim? Uyku basınç yaptı saçmalıyorum. Buğra yarım dakika kadar sonra şokun etkisinden çıktı ve "Kusura bakmayın beyfendi. Hanfendi hamile. Hormonları tavan yaptı yine. Bakmayın siz ona." Oha! Yavaş gel oğlum. Sakin. Hasta bakıcı odadan çıkınca Buğra'ya dik dik baktıktan sonra "Oha be. Hatta oha değil çüş sana. Ona nasıl uydurma?" Dedim ve birkaç şey daha zırvaladıktan sonra o konuşmaya başladı. "Napiyim be? Duvara emziren kadın resmi koymuşlar. Haliyle ben daha onu görünce aklıma bu geldi." Ya bende ne sandım ya. Yanlış şeetirmişim. Bu arada deli doktoru sağolsun gelebildi. "Hanfendimizde teşrif edebilmiş." Diye mırıldandıktan sonra Buğra'dan domuz sesli kahkaha geldi. Deli doktoru bize boş boş bakarken bende dayanamayıp gülmeye başladım. Kadının attığı bakış resmen "Kafanız güzel mi amk?" Bakışıydı. Dikkat çekmek istermişçesine boğazını temizleyince bizde toparlandık. Ama içimde hâlâ kahkaha atma isteği vardı. Buğra'nın da olduğu dudaklarını kemirmesinden anlaşılıyordu. "Hazalcım, Buğracım, sanırım siz biraz daha birbirinizi tanımalısınız. Ama burda değil. Sizin bir kafeye gitmenizi istiyorum. Merak etmeyin herşey benden." Kadına kafasını kesip 17 yerinden bıçaklayıp yakıcı bakışlarımı attım. Salak mısın be kadın? Sevgilim görse ne der? Triplerine girmiycem merak etmeyin. Çünkü sevgilim yok. Daha sonra Buğra'ya bir araba anahtarı uzattı. Hayır yani belki psikopat? Belki araba kullanınca ayağı uyuşuyo? Olamaz mı? Buğra anahtarı alınca aşağı indik. Anahtarın otomatiğine bastık. Sesi dinleyerek arabayı bulduk. Tam arkaya geçecekken Buğra "Nereye?" Dedi. Noroyo? Kör müsün hıyar? "Arka koltuğa." Dedim saçma sapan bir sesle. "Saçmalama da geç şuraya Hazal." Bok geçsin senin yanına. "İyi." Diye mırıldanarak öne geçtim. Buğra arabayı sürmeye başlayınca fark ettim de karizmatik çocukmuş. Ama aşık oluncak tiplerden değil. O daha çok Francisco LACHOWSKI tipli kanka gibi bişey olur bana. Deli doktorunun verdiği adrese gelince kafe değil resmen Osmanlı Mutfağı gördük. Böyle lokanta görmedim ben. Bide kafe diyo ya. He canım he. İçeri geçer geçmez garsonlardan birine yapışıp "Bana wi-fi şifresini veğğr." Diyesim geldi. Ama Buğra vardı. Aslında yeni tanıştığım bile olsa insanların yanında saçmalamaktan çekinmem. Ama o Buğra. Buğra olmak bunu gerektirir. Çocuğu 2 saatte çözdüm. Zehir gibiyim yeminle. Masaya geçtikten sonra Buğra lavobaya gidince karşımdaki piç smile yapan Atakan'ı gördüm. Wat dı fak?! Atakan?! Öküz Atakan?!

S.A gençler :D şimdi ilk önce bölüm geç geldi. Çünkü sınav haftam başladı. Bunu da haftasonu yazdım zaten. Kısa olduysa kusura bakmayın artık. Çünkü tekrar bakmadım kısa mı uzun mu diye. Neyse falan filan. Şimdi asıl mevzu şu ki ben genelde hikayeden çok size ne diye hitap etsem diye düşünüyorum. Onun için size ad bulmamız lazım. Zaten okuyucu kitlemiz çok büyük değil. İnşallah şimdilik. Adınızı HIYARLAR koymak istiyorum nasıl? Eğer sizinde fikirleriniz varsa söyleyebilirsiniz. Hadi gıdısını aldıklarım :D

RüyaWhere stories live. Discover now