Yolculuk

221 62 111
                                    

                             Yolculuk

Sabahın erken saatleri camiden bir sela sesi duyuldu. Okunan isimle tüm mahallenin yüreği param parça oldu.

"İkindi namazı vaktiyle beraber mevtanın cenaze namazı kılınacaktır."

Sokakta yürüyen insanlar durdu, yatanlar doğruldu, anaların gözlerinden yaşlar sicim gibi aktı.

Kendilerine emanet edilen yavruyu koruyamamışlardı. O kadar kişi bir olup da Şifa'nın şifası olamamışlardı.

26.12.2023

Hoca önde insanlar arkada ve Şifa tabuttaydı. Hepsi mezarlığa doğru yol almıştı. Attıkları her adımda yürekleri cızırdarken, omuzlarındaki nur yüzlü güzeli kara toprağa verecek olmak kalanlara ölümdü.

Şifa öksüzdü! Şifa yetimdi! Şifa kimsesizdi!

Kimsesiz kızın kimsesi olmuşlardı kısa zamanda. Öksüz bir kızın annesi olmuştu, mahallenin eli öpülesi nineleri. Yetim bir kızın babası olmuştu, mahallenin bilge dedeleri.

Ama ne faydaydı! Şifa ölürken yine kimsesizdi.

Koruyamamıştı onu hiç kimse, canice öldürülmekten.

24 yaşındaydı, gencecikti. Hayalleri, umutları, geleceği... Saatler önce acımasızca alınmıştı elinden.

Kim yapardı? Kim kıyardı canına bu melek kızın? Kim ne isterdi Fatma Nine'nin kınalı kuzusundan? Kim ne isterdi Şeyma'nın dostundan? Kim ne isterdi Ali Dede'nin yavrusundan? Kim ne isterdi Yavuz'un yareninden?

Adımlar durdu. Vücutlar titredi. Yeni kazılmış mezarın başına herkes toplandı. Son görevlerini, son vazifelerini yerine getirmek için.

Açtılar ellerini semaya, açtılar ellerini Yaradan'a. Hoca duasını okudu sonrasında döküldü her dilden "amin" kelimesi.

Sordu bu sefer hoca: "Hakkınızı helal ettiniz mi?"

"Helal olsun!" dediler hep bir ağızdan.

Tekrar sordu hoca: "Hakkınızı helal ettiniz mi?"

"Helal olsun!" dediler boğazlarında ki yumruya rağmen.

Son kez sordu hoca sesi titreyerek: "Hakkını helal ettiniz mi?"

"Helal olsun!" dediler yeri göğü inleterek.

Sahi başka ne gelirdi elden?

Eller yana düştü. Uyuyan güzel, tabuttan beyazlar içinde çıkarıldı. Toprağın derinliklerine yatırıldı.

Üşürdü kızı orda bilirdi Cemile Nine'si. Bilirdi ya kızı üşüyecek nasıl rahat etsindi şimdi yüreği? Nasıl örtünsündü gece yatarken battaniyesini? Kızının üstüne örtü diye toprak atıldığını görmüşken hem de.

Korkardı Şifa karanlıktan. Nasıl ışığı açardı artık Yavuz? Nasıl aydınlanırdı şimdi bu mahalle? Nasıl aydınlanırdı bu koca şehir?

Sahi, sahi şimdi başka ne gelirdi elden?

ÎKİ DEFA ÖLÜM(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin