Sevgilim

78.5K 3.2K 2.1K
                                    

....

Babamın güzel yüzünü seyrederken bilmem kaçıncı rüyasında olan adamı artık rahat bırakmak için ayaklandım.

Annem küçük kanepede battaniyeye sarılmış uyurken bu iki çifte kumruları yalnız bıraksam daha iyiydi.

Kapıya yönelmeden hemen önce babamın alnına tüy misali bir öpücük bıraktım.Kulağımı kalbine koyup o hasret kaldığım ritmi dinledim.İki gündür tek yaptığım şey babam uyuduktan sonra hem nefesini hem de kalp ritimlerini dinlemekti.

Babamla aramı düzeltmiş bulunuyorum ve bu konudan çok memnunum.Bayıldığım gün babamda uyanmıştı ve o gözlerimi açtığımda annemin hamile babamın ise uyandığı haberi içimde koskoca bir şölene yer vermişti.

Fırat abi beni o gün annem bayıldığından dolayı ve babamın durumunun kritik olmasından binaen almaya gelecekmiş ama gelin görün ki küçük bir panik atak geçirip hastaneye gelmiştim.

Beni hastaneye getiren Demirmiş.Açelya öyle söyledi ama hemen bırakıp gitmiş.Mesela bu gün günlerden perşembe ve ben onu üç gündür görmüyorum.

Kabul etmem lazım ki burnumda tütüyordu.Sanki yıllarca görmemiş gibiydim.

Kocaman sarılmak istiyordum.Kollarımı açıp iri bedene sarılmak ve "seni seviyorum"demek istiyordum ama yapamıyorum...

Kızmayın olur mu?Ben her ne kadar fena ve açık sözlü,patavatsız olsamda bu konularda dut yemiş bülbüle dönüyorum.Sevme ne bileyim gönül işlerine karşı biraz çekingen olan yapım beni bu gün yani perşembe günün akşamına saat on biri on geçeye kadar frenlemişti.

Evet burada sadece elli dakikam var ve ben kara kara düşünüyorum.Gidip söylersem ne olacak diye?

Öğretmenimle aşk yaşayacağım.Tamam yirmi yaşında artık genç bir kızım ve hocamla aramda sadece sekiz yaşın olması o kadar da abartılacak bir fark değil.

Evet kendimi bununla avutuyor ve cesaretsiz olan Meleki cesaretlendirmek için her yolu deniyordum.

Sadece elli dakika.Hatta şu an kırk dokuz dakika kaldı.

Bir iç çekerek başımı babamın sol göğüsünden çektim.Mışıl mışıl uyuyordu aynı annem gibi.

Annemin yanına gidip yanağına ufacık bir öpücük bıraktım ve kapıya doğru yöneldim.

Kafam çok karışıktı duygularımın rotası ise belliydi.Demir Güngör!

Acaba dedim.Beni mi bekliyordur şu an.Acaba cidden evinde oturmuş beni mi bekliyordu?

Gidecek miydim peki?Orası muamma.Hatta yarım saat kadar önce tamam demiş evet gidip 'seni seviyorum lan' diyecektim ama tam hastane odasında çıktığımda babamın adımı seslenmesiyle durmak zorunda kalmıştım.

Şu an ise yerim saatten biraz fazla bir zaman diliminde içimde verdiğim mücadeleye galip gelmek için çabalıyorum.

Açelya tabi Demiri sevdiğimi öğrenmişti aptallığım yüzünden ve ona anlattığım şeylerden sonra benim gitmeyeceğimi bildiği için

"Ya dur bir Demir hocayı arayayım evde mi?"demişti.

"Saçmalama arayıp ne yapacaksın?" Telefonda resmen ona karşı fısıltıyla ama öldürücek gibi konuşmuştum.

Dershane Hocam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin