¹⁰

339 15 58
                                    

Emre'den;

Uyandığımda yanımda Hürkan'ın nefes alma sesleri vardı. Normalde sessizlikten nefret ederdim ama bu sessizlik muazzamdı. Soluma döndüm ve nefesimin kesildiği o manzarayla karşılaştım. Hürkan'ın saçları dağılmış yüzünde de yastık izi vardı. Günlerden sanırım Pazar olması lazım. En sevdigim Pazar bu Pazar olacaktı.

Elimi yavaşça yanağına götürdüm. Benim aksime Hürkan'ın uykusu hafiftir. Biliyordum uyanacağını ama o hiç bozmadı kendini. Yanağını sevdikten sonra öpücük kondurdum. Ve o şarkı sözlerini söylemeye başladım.

E: Uyurken izliyorum, en sevdigim halini. Saçların dağınık, yüzünde yastık izi. Bir pazar kahvaltısı gibi.

Ve devam ettim.

E: Küçük oyunlarının, büyük savaşlarının arasında olduğu kadar. Bir aşktı bizimkisi

Hürkan devam etti gözleri kapalı şekilde.

H: Bir pazar gecesi uykusu gibi. Ne yaparsam olmuyor, olmuyor eskisi gibi. Güldürmüyor, ağlatmıyor kimse senin gibi.

Gözlerini açtı. Gözlerimiz buluştu. Bana döndü. Ve sevgi dolu bir öpücük bahşetti dudaklarıma.

E: Bu aşk dolu öpücüğü neye borçluyum acaba?

H: Bi kahvaltıya çıksak iyi olur aslında. Ama hala çıplağım sanırım yataktan çıkmasak daha iyi.

Perdeler kapalı olduğu için içeri çok güneş ışığı gelmiyordu.

E: Bende çok isterdim sevgilim fakat yatakta durmaya devam edersek seni yiyeceğim. Ama sensiz yaşamak pek benlik olmadığı için...

Dedim ve ellerinden tutup kaldırdım. Nefesimi kesen bedene tekrar baktım ve;

E: ...fakat yine de bu fikri tekrar gözden geçirebilirim.

H: Bence kahvaltıya gitmeyelim evde kalalım, evde kahvaltı yaparız.

E: Sana çok güzel bir haberim var.

H: Ne oldu söyleee?

E: Akşam konserim var ve sana ayrı özel bir sürprizim.

H: Gerçekten mi? Çok heyecanlandım.

Heyecanlanmamıştı. Bunu hissetmiştim. Keşke bir dediğim doğru çıkmasa. Ama yazar işte her defasında amımıza koyuyor böyle.

H: Evde bir kaç bir şey eksik. Onları alacağım.

Hissediyordum köyü şeyler olacaktı.

H: Gidiyorum.

Dedi ve bana sarıldı.

E: Öpücüğüm nerede.

Diye sızlandım küçük çocuk gibi.

H: O da gelince artık.

Dedi ve çekip gitti.

Hürkan'dan:

Heyecanlanmıştım fakat çok ömrüm kalmamıştı artık. İlaç tedavisi yetmiyordu bana artık. Belki bir nöbet geçirip hayatıma veda edecektim. Emre'nin hayatına ise belki ikinci defa. Bu benim için çok zor.

Emre belki uykusu hafif diye fark etmedi ama iki gece yattığımızda da ben geceleri lavaboya gitmiştim. Onun hayatını zorlaştırmak istemiyordum. Eve geri dönmeyecektim. Evime geri dönmeyecektim.

Emre'den;

Hürkan ortalıkta hala yoktu. Konser saatim yaklaşıyordu. Bana bir işi olduğunu ama konserimde orada olacağını söylemişti ama yoktu işte yoktu.

Simge belki bana ellinci defa "Sakin ol Hürkan gelir, sözünü tutar." Diyordu.

E: İKİ SENE ÖNCE DE SÖZÜNÜ TUTMAMIŞTI BENİ SİKİNE TAKMAYAN ADAM BUNU MU TAKACAK!

S: Emre tamam hepimiz gerginiz ama lütfen sakin ol Hürkan bizimde canımız.

K: Bak sakin ol Mert ve ben buradayız bir şey olmayacak.

Kaan'a sarıldıktan sonra sahneye çıktım. İşte! Şimdi benim sıramdı.

E: Selam! Çoğunuz beni Mentor olarak tanıyor. Ben Emre hoşgeldiniz. Bu konserde ışık yok ve fazla ses yok.

Büyük bir alkış koptu.

E: Bu benim ilk ve son konserim sanırım. Biraz heyecanlıyım özür dilerim. Buraya şarkıları daha iyi söyleyebilmek için kalbim kırık bir şekilde geldim.

Gülüşmeler duydum fakat o gülüşler arasında tanıdık bir gülüş vardı. O tarafa döndüm.

E: Iııı sanırım artık kalbim kırık değil kendi adınıza konuşun arkadaşlar.

Hürkan gülümsedi, benim kalbim eridi. Bu şarkı benim ilk ve son aşkıma gelsin. İlk şarkım sizlere gelsin sonra diğer şarkılarımla devam edeceğim.

Bu şarkının adı: Kupa Kızı ve Sinek Valesi

Bir iskambil falında çıkmıştık birbirimize
O güzel kupa kızıydı, sinek valesiydim bense
Gece yarısı, o perşembe rastladım köprü üstünde
"Ağlama" dedim, o ağladı trabzanlardan indiğinde

"Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak?" dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var?
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?

Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi eri ağzımda
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi eri ağzımda

Tanıştığımız yeri söylerken gülüşüm büyüdü. Şimdi kısmı söylerken ise daha büyük bir coşkuyla söyledim.

Sırılsıklamdı, soyundu, vücuduma dokundu
Biraz pürüzlü tenimde yaşam hücrelerimi buldu
Mutluyudum, o uyudu, sarıldım sayıklarken
Tanımadığım o adları yanımda çırılçıplak

"Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak?" dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var?
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?

Nakaratı hep beraber söylediğimizde benim gözüm Hürkandaydı her an kafamı çevirsem gidecekmiş gibi hissediyordum. En acılı kısma gelmiştik şimdi.

Rüyamda gururluydum, "Biliyordum" diyordum
İnanmak lazımmış meğer iskambil fallarına
Uyandım, bakakaldım, hayali bir parmağın bıraktığı yazıya, pencere camının buğusuna
"Hoşçakal"

Şarkıyı bitirdiğimde çok büyük bir alkış kopmuştu.

E: BEN İNANDIM SİZDE FALA İNANIN ARKADAŞLAR!

Hürkan'a baktığımda başını tutuyordu baygın gözlerle bana baktı. Sonkez "Hoşçakal" dermiş gibi.

***
Bir kar tanesi ol <3

Optum bay, gomdum say <333

Epilepsi // MengolaWhere stories live. Discover now