2.5

379 36 4
                                    

İyi okumalar💗
Oy vermeyi unutmayın, bölüm ona gore geliyor zaten...

Sınır 15 vote.

Geçmişten kesit^

Genç kız elindeki telefonu çantasına koyup uzun koridorda kalın tabanlı botlarının üzerinde koşuşturuyordu. Yağmur yağmamasına rağmen bot giyindiği için kendini tebrik ediyordu ancak böyle olmayı seviyordu.

Hep böyle olmuştu, ortaokulda bile kış olmasına rağmen mont giyinmediği için herkes ona garip garip bakardı mesela. Oysaki o üşümüyordu diye giyinmiyordu, iki gün sonra da hasta olurdu tabii.

Sınıfının kapısına geldiğinde kolundaki saate baktı. Dersinin bitmesine yaklaşık on dakika vardı, girmek istememişti çünkü hocayı sevmiyordu. Geçen gün haklı olduğu bir konuyu savunduğu için hocası ona sunum hazırlamasını istemişti.

Üstelik verdiği sunumun konusu onun için hiçbir şeydi. Çünkü Alçin zaten adını duyurmuş olan bütün model ve ressamların isimlerini biliyordu.

Çocukluğundan beri ressam olmak istiyordu, bu onun için çocuk oyuncağıydı.

Son anda derse girmekten vazgeçip kampüste dolaşmak için geri tarafa döndü. Arkadaşının bugün dersi olmadığından kendini yalnız hissetse bile, Alçin bunu dışarıya yansıtacak birisi asla değildi.

Dışarıdan tamamen soğuk ve donuk biri gözüküyordu, bunu biliyordu da.

Bu zamana kadar hep bunu görmüştü babasından, babası ona büyüdüğünü düşündüğü bir zaman diliminde- ki Alçin için kendi yaşı daha küçücüktü o sıralar. "İnsanlara derdini anlatsan ve içindekileri onlar ile paylaşsan dahi yaklaşık iki dakika sonra bu onların umurunda olmayacak." demişti.

Bir süre bu düşüncenin gerçekten mantıklı olduğunu kurdu kafasında Alçin.

Zaten o hep kurardı. kafasında.

Ancak daha sonra babasının dediği şeyi başka insanlardan bekleyince bunun yanlış bir düşünce olduğunu anlamıştı. Beliz ile neredeyse yeni tanışmışlardı ama onun ne derdi olduğunu merak ediyordu. Belki de dertlerini dinlemek istiyordu.

Dünyada tek meraklı o değildi değil mi?

Aslında içten içe bir gün onunda dertlerini, sorunlarını gerçekten dinleyecek bir insan bulamamaktan korkuyordu.

Kafeteryanın yönüne doğru gidecekken az çok tanıdığı hocanın onun adını seslenmesi ile arkasını döndü.

"Alçin! canım sana zahmet bunu fotoğrafçılık kulübüne bırakabilir misin ya?"

Olumlu bir şekilde kafa sallayarak hocanın elindeki fotoğrafları aldı ve yukarıdaki kata çıkmak için merdivenlere doğru ilerledi. Bu sırada elindeki çekilen fotoğraflara dikkatli bir şekilde bakıyordu. Çekilen görüntüler fazlası ile iyiydi, genellikle doğa ile ilgili ancak dark forest görüntülerdi. Başka bir orman fotoğrafının arkasında ise Eymen Safa yazısı ile kaşlarını yukarı kaldırdı.

Güzel isimdi, diye düşündü.

Merdivenleri acele etmeden çıktıktan sonra gireceği sınıfı bulup kapıyı açtı. Sınıfta kimsenin olmadığını düşünüyordu ancak sınıfta cam tarafında arkası ona dönük oturan birisi vardı. Fakat kafa üstü kulaklık olduğu için sanırım kapının açıldığını bile duymamıştı.

Arkadan baktığından dolayı genç çocuğun sadece kumral saçlarını- daha koyu olabilir diye de düşündü -ve ensesini görüyordu, ona bakmamaya özen göstererek öğretmen masasının üzerine kağıtları bırakmak için ilerlerken elindeki birkaç fotoğrafın elinden düşmesiyle oflayarak yere eğilip düşürdüklerini aldı.

Az önce diğer fotoğraflara bakarken görmediği bir fotoğrafı görmesi ile duraksadı Alçin.

Her zaman gözlerini kaldırdığı ve hayranlıkla baktığı gökyüzüne değil de bu sefer fotoğraftaki en dikkat çekici şeye baktı Alçin. Çocuğun keskin çenesi ve kumral hatta daha da koyu olan saçlarına baktı önce. Daha sonra kafasını fotoğraftan kaldırıp arka sıralarda camı izleyen omuzları geniş olan çocuğun saçlarına baktı.

Fotoğrafın arkasını çevirip bir şey yazıyor mu diye bakma gereksinimi duydu, belki diğerleri gibi çeken kişi ismini yazmış olabilirdi.

Eymen Safa.

kaşlarını kaldırarak çocuğa baktı ama çocuk keyfinden memnunmuş gibi hem şarkı dinliyordu hem dışarıya bakıyordu.

Alçin elindeki fotoğrafları masaya bırakarak çocuğun kendisi olduğu fotoğrafla birlikte ve çocuğun onu fark etmediği düşüncesi ile sınıftan çıkmıştı.

Fakat çocuk genç kız sınıftan çıktığı anda oturduğu yerden kalkıp sakin adımlar ile az önce kızın getirdiği fotoğrafları eline aldı ve hangi fotoğrafı aldı diye kontrol etti.

Elbette bir fotoğrafı aldığını sınıfa girdiği anda izlediği camın gölgesinden görmüştü, üstelik kulaklık ile şarkı dinlemeyi sevmezdi o.

Evet bir fotoğraf eksikti ancak tahmin ettiği fotoğraflardan birini değil de kendi fotoğrafını aldığını görünce kaşlarını çattı çocuk.

Oysaki kızın hem gökyüzü hem de ağaç ve yeşil ortamı sevdiğini bildiğinden aldığı fotoğrafın diğer çektikleri olduğundan emindi.

📸

Ava giderken avlanirsin Eymencim

Alçin'i en başında beri bu kadar kurnaz yazdığım için çok seviyorum🙇🏻‍♀️

Bir diğer bölümde görüşmek üzere🙋🏻‍♀️

Fotoğrafı şuraya bırakayım...

Fotoğrafı şuraya bırakayım

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Fotoğrafçı | TextingOnde histórias criam vida. Descubra agora