~ Lanet ~

86 12 0
                                    

Minho:
- Hyunjin açık konuşacak mısın yoksa Sungie'den peçete getirmesini istiyeyim mi

Hyun:
- Peçete mi wow fantezi

Minho:
- Hıı göstercem ben sana fanteziyi

Hyun:
- Tamam Hyung kızma anlatıyorum şimdi
- Sen aramızda en büyük olansın ve taşlar hakkında çok fazla şey biliyorsun

Minho:
- Eee

Hyun:
- Siz nasıl Jisung ile nasıl bu kadar yakınlaşabiliyorsunuz?

Minho yine panik oldu hatta gözlerini öyle bir açtı kı grinin en parlak tonu olan saçları gözüne girdi.

Hyun:
- Sakin
- Mesela bizim aramızda bir şey olursa güçlerimizi kaybedebiliriz ya da taşlaşabilir mişiz Jeongin öyle biliyor. (Jeongin'e dönüp) Değil mi?

Jeongin kafasını evet der gibi salladı.

Minho:
- Doğru biliyor ama bunun sebebi farklı elementlerden olmanız değil babalarınız arasındaki düşmanlık. (Hyunjin'e dönüp) Baban, Jeongin'in abisi olan çocuğu öldürdüğü için (Jeongin'e dönüp) senin babanda Hyunjin'in annesini öldürdü. Bunun üstüne Hyunjin'in babası büyücü ve cadılarla iş birliği yapıp krallıkları lanetledi. Lanet ancak bir ceset karşılığında kaldırılabilirdi.

Jisung:
- Böyle şeyleri bana niye anlatmıyorsun ben de bilmek istiyorum belki (sinirli gözükmek için kaşlarını çattı)

Minho:
- Ama böyle yapma çok fazla tatlı oluyorsun üstüne atlayasım geliyor insan içinde yapma böyle şeyler

Jeong:
- Kimin cesedi ne

Minho:
- Senin cesedin

Jeongin'in şaşkınlıktan dili tutulmuştu ve Hyunjin'e bakıyordu

Hyun:
- Söyleyecektim gerçekten söyleyecektim

Jisung:
- Bu konuyu taşları yerine yerleştirdikten sonra konuşalım mı

Hyun:
- Mantıklı evet öyle yapalım hadi

Hepsi yere oturdu ve bağdaş kurdu. Taşları ortalarına aldılar.

Minho:
- El ele tutuşun taşlara ulaşmaya çalışın ulaşınca hepsini bir arada düşünürseniz birleştirebiliriz

Herkes Minho'nun dediğini yaptı. Bir ışık patlaması oldu gözlerini acıtacak kadar parlaktı. Geçtiğinde gözlerini açtılar ve tüm taşların birleşip kalbe benzer bir şekil aldığını gördüler. Çukurun dibindeki hava boşluğu dünyanın kalbiydi aslında.

Deniz altına binip yola çıktılar. Minho sürüyordu. Hyunjin ise kendini Jeongin'e açıklama peşindeydi.

Hyun:
- Babam beni buraya gönderirken seni öldürmemi söyledi. Lütfen korkma benden ben seni öldüremem seni seviyorum ben

Jeongin bu ölüm işini gayet anlayışlı karşılamıştı.
Jeong:
- Biliyorum, sen kimseye zarar veremezsin ama duymadın mı lanet ortadan kalkacakmış. Bizden sonra ki çiftler için kendimi feda edebilirim. Öldür beni sorun değil. Babana istediğini ver

Hyun:
- O babamın isteği, benim değil

Jisung:
- Aklıma bir şey geldi

Hepsi bir anda Jisung'u dinlemeye başladı

Jisung:
- Ceset Jeongin'in olmak zorunda mı?

Minho:
- Hayır, değil

Jisung:
- O zaman çözüm basit; Hyunjin, Jeongin'i alıp ateş krallığına götürecek. Babasına "orada öldürmedim burda içeceğine zehir katarak canını alacağız" diyecek e babasıda inanacak doğal olarak sonra Jeongin'in değil babasının içeceğine zehir katacak. Jeongin zehirleniyormuş taklidi yapıp bayılmış gibi yapacak Hyunjin'in babası öldüğünü sanacak fakat o sırada zehir kanına karışıp onu öldürecek. (Hyunjin'e dönüp) Büyücülere de babanın cesedini vereceksin lanet ortadan kalmış olacak

Minho:
- Senin küçük bir bebeğin böyle şeyler düşünmesi iyi değil ne izliyorsun sen

Jisung:
- 22 yaşındayım ben ne bebeği

Minho ağzının tek tarafı ile sırıtarak:
- 22 yaşında olman benim bebeğim olduğun gerçeğini değiştirmez

Minho:
- Geldik, Jeongin hadi taşları koy ve geri gel

Jeongin suya daldı olabildiğince hızlı şekilde taşları yerleştirdi. Yerleştirdiği anda deniz sakinleşti. Başarmışlardı. Herkesi kurtarmışlardı.

Deniz sakinleştiğinde diğerleride krallıklarına dönmek için suya atladılar. Minho hepsine oksijen balonu oluşturdu böylece dalmaları kolaylaştı. Jisung ve Minho birbirlerine sımsıkı sarılmıştı.

Jisung:
- Bir sonraki haberi benden başkasının getirmesine izin vermeyeceğim. Haber bahanesi ile seni görmeye gelicem. Hoşçakal görüşmek üzere

Minho:
- Görüşürüz bebeğim

Opposite Side (HyunIn) [tamamlandı] Where stories live. Discover now