Acımasız Hayat

21 4 11
                                    

  Koşuyordu karanlık sokaklarda nereye gittiğini bilmeden. Gözündeki yaşlar yağmurla bir olup akıyordu çenesinden. Neydi bu his? Üzüntü, belki de hayal kırıklığı ya da pişmanlık. Hayır bu duygu kelimelerle tarif edilemez.
.

En sonunda durdu. Yoruldu koşmaktan ve kendini sokağın ortasına bıraktı. Belki bir araba çarpıp onu kurtaracaktı bu hayattan. Belki de biri öldürecekti onu burada. Umrumda değildi tek istediği kurtulmaktı.

Yağmur dinmişti akan göz yaşları kurumaya başlamıştı. Kaç saattir orada öylece oturuyordu? 1 belki de 2?

Sokak lambaları yanmaya başlamıştı. Etrafta yaşama dair bir belirti yoktu. Yolun ortasinda öylece oturuyordu genç kız.

Ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Uçurumun en ucuna gidiyordu yavaş adımlarla.

Gelmişti işte. Hayatına başladığı yerde son verecekti. Gitti kayaligin en ucuna kadar ve aşağıya baktı.

Buradan atlasa kimse onu bulamazdı ve büyük ihtimalle parçalara ayrılacaktı.

En ucuna kadar gitti ve derin bir nefes aldı. Atlayacakti ve kendine dair herşeyi yok edecekti.

Arkadan bir ses yükseldi

"Light!"

Döndü ve baktı genç kız arkasına. Tam karşısında duruyordu en büyük korkusu.

Light- Herşeyin sonuna geldim Lavinia...

Titreyen ve dolan gözleri ile baktı lavinia ya.. Yok oluyordu Light..

Lavinia- yapma Light! Gel buraya.. Bırakma beni!...

Son kez baktı o hayran olduğu gözlere. Son kez görecekti o koyu ve yoğun bakan gözleri..

Baktı son kez o gözlere..

"Hoşçakal Lavinia... Seni seviyorum"

Kendini aşağıya bıraktı ve ağaçların arasında kayboldu..

Yere çöktü lavinia.. Bir parçası gitmişti ve o tek kalmıştı bu lanet hayatta...

Hayat acımasızdı. Yetersiz olanların yaşayamadığı bir cehennemdi.... Evet Light tek başına yetersizdi... Lavinia tek kalmıştı koca hayatta. Sadece Light ile anıları yaşıyordu kalbinde.. O da bir nebze..

Little Stories Where stories live. Discover now