32.EN GÜZEL DUA

28 3 0
                                    

       Günler ne de zor geçiyordu böyle. Hele ki, büyük bir coşkuyla beklenilen, kavuşmayı arzu ettiğin bir şey ya da bir kişi olduğunda.

   Zamana resmen yük oluyordu beklentiler. Oysa mutlu anlar kanatlanıp uçuverirdi bir solukta gökyüzüne. Yetişmek anı yakalamak ne mümkündü. Geriye ise sadece hatıralar kalırdı.

   Genç adam,  şafak çizelgesi tutan bir asker gibi, itinayla masa takviminde bir günün daha üzerine çarpı attı. Bir hafta sonra Yaren'le olan ilişkilerinin deneme süresi olan bir ay dolacaktı. 

    Genç adamın İçi içine sığmıyordu. Evlendikten sonra Yaren'le oturacakları evi büyük bir coşkuyla aramaya başlamıştı bile.
  Biricik sevdiğinin , öyle lüks siteymiş akıllı evmiş bu ve türevleriyle işi olmayacağını adı kadar iyi biliyordu.  Yaren biraz eski modaydı, tıpkı kendisi gibi.  Ondan sebep sevmiyor muydu zaten bu eli maşalı kızı.

   Ah ah... Nasıl da içi gidiyordu ona. Zalim hiç anlamıyordu ki adamın halinden.
   Hamza elinde sade filtre kahvesiyle bilgisayarının karşısına geçmiş, ev ilanlarına göz gezdirme işine kaldığı yerden devam ediyordu.
 
  Şöyle bahçe içinde müstakil tek katlı bir evdi aradığı. Nezih bir mahallede bu aradıklarını bulabilirse, on numara beş yıldız olurdu.
  Fakat bu dediğini İstanbul'da bulmak öyle kolay değildi. Aklına bir kaç tanıdığı aramak geldi. Cep telefonu eline alıp karıştırırken, bu işlerle uğraşan kuzeni Fatih'in numarası ilişti gözüne. Vakit kaybetmeden arama tuşuna basıp beklemeye koyuldu.

 
__Aloo... Hayırsuzum Hamzam hayırdur? Sen beni arar mıydun?

__O ne biçim açış ula? Böyle açacağunu bilsem aramazdum da...

__Eeee gapat o zaman...

__Eeeeyii gapatıyım da..  Arayan da kabahat...

   Hamza tam telefonun kapatma tuşuna basacakken,

__Ula... Deli manyağ... Dur da... Ayarsuz... Sahiden gapatacaktın haa?

___Adam gibi konuşmiysin da... Ohhhşş... Baa baakk... Lafı dolandır mıyim... Hal hatır faslını sonra yapuruk...

___Anlaşuldu. Senin bi Karun ağrun vardur... Ikın bakayimm.. Yanında olsam sırtini sıvazlardum...

__Seni aramayi düşünün aklima tükereyum da... Geveze iki laf ettirmedün... Cıvvık heruf...

__Cıvvık senin gıçından çıkacağa benzer...

__Fatih!... Yengemi çok severum... Amcamda gayet normaldir ula sen kime çektun böyle?...
 
  Fatih kuzeni deli etmiş olmanın mutluluğu içinde, telefonun diğer ucunda kıkırdayıp duruyordu.
 
  Hamza "Ya sabır" diye kendini telkin edip, hazır çenesi kapanmış olan kuzeninin sessizliğinden istifa ederek derdini dile getirdi.

__Fatih bana ev lazumdur...

Genç adam duyduklarına şen bir kahkaha daha patlattı.

__Adamın babası en kralinden müteahhit benim gibi gariban bir emlakçıya ev soriyo... Üstelik ben İstanbul'dayum da... Nereden bulayum sana buradan evu?....

__Hay seni koca kafalu... Ben bilmiyırdum babamın mesleğuni sanki... Bana İstanbul'da ev lazumdur... Ondan senin gibi şaşkuni aradum da...

   Fatih'te jeton paraşütle düştüğü için anlaması biraz zaman almıştı.

__Heee... Ondan diyirsun... Niyekü?
İstanbul'da napacaysun?

 
__Bana bak Fatih... Sabrimun sonindayum basicayum küfri...

YARENWhere stories live. Discover now