sucker punch ✓

20: hile yaptın

kuruyemıs bolumu😅😅😅😅🙏🏻🧘🏻

—

(♡)

-lee minho.

kulağımda yankılanan zil sesiyle birlikte olduğum yerde sallanırken mutluydum. sonunda jisung'un beni sevdiği bilinciyle bu evin önündeydim ve bu his gerçekten kalbimi yerinden çıkartmaya bile yeter gibiydi.

kapı açıldığında karşımdaki bedenin gülümsemesine bile izin vermeden kollarımı boynuna sarıp kafamı omzuna koydum. dışarıdaki hafif rüzgar ile jisung'un boynundan gelen koku başımı döndürürken o bir eliyle belimi kavradı ve ardından kapıyı kapattı.

sarılmayı bitirmek istemiyordum bu yüzden benden ayrılmasın diye kollarımı daha çok sardım boynuna. o da sonunda iki koluyla belimi sarıp kafasını boynuma gömdü ve derin bir nefes aldı. birazcık huylanmıştım.

ne ara yaslandığımı bilmediğim dış kapının çıkıntısı sırtıma battığında kollarımı gevşetip güçlükle ayrıldım jisung'dan. gözlerimiz buluştuğunda bayık bakışları karşısında neredeyse eriyecek gibiydim. bana çok güzel bakıyordu ve ben bunu daha yeni fark edecek kadar salaktım sanki biraz.

hâlâ boynuna sarılı olan kollarımdan destek alarak onu biraz daha kendime çekip tek bir beden olmamızı sağladım. hafiften şaşırsa da bana ayak uydurup birleştirdiğim bacaklarımı kendi bacakları arasına aldı ve iki eliyle de boynumu kavradı yüzümü incelerken. "çok güzelsin."

aldığım minik itiraf yanaklarımın kızarmasını sağlarken gülümsedim. bir yandan da boynumu okşayan elleri ile gözlerimi kapatmamaya çalışıyordum. gerçekten uykumu getirmişti bu hareketi.

"jisung." dedim aklımda henüz söyleyeceğim bir cümle yokken. adını sayıklamak istiyordum sanki sürekli.

"hm?"

ne diyeceğimi bilmiyordum. beni sevdiğini öğrendiğim andan beri hızla atan kalbim hâlâ sakinleşememişken ve beklentiyle bakan gözleri üzerimde gezinirken söyleyecek bir şey bulamamıştım.

bu yüzden aramızdaki zaten az olan mesafeyi uzanarak kapattım ve birkaç saniye önce yaladığım dudaklarımı onunkilerle birleştirdim.

anında vücuduma yayılan sıcaklık hissi beni terletmeye başlatırken ellerimi omzuna götürüp biraz daha kendime doğru çektim onu. bu hareketimle de dudaklarındaki sabitliği bozup kafasını yana eğdi ve üst dudağımı aldı kendi dudakları arasına.

boynumdaki ellerinin baskını artırıp öpüşmeyi yönetmeye başladığında inlememek için kendimi zor tuttum. sonrasında bir eli yavaşça kalçama doğru giderken ne yapacağımı bilemeyip sol bacağımı kaldırdım biraz. bu da tabii ki yanlış bir seçim oldu ve dizimle onun sertliğine sürtündüm istemsizce.

jisung, hafif açık olan ağzımın içine kısık bir inleme sunup kendini geri çektiğinde ben de nefeslenmek adına kafamı eğdim hemen. belki birazcık da utanmış olabilirdim, bilemiyorum.

"sen az önce," diyip derin bir nefes aldı ve devam etti cümlesine. "bana mı dokundun?"

kafamı aniden kaldırıp ellerimi inkar etmek için kendime doğru çektim. "hayır! saçmalama."

ağzının içinde döndürdüğü diliyle gülüp etrafta gezinen bakışlarımı çenemden tutarak kendisine çevirdi zorla. "hile yaptın."

gülerek söylediği şey aksine korkutucu olurken beni kapı ile arasına aldığı yerden sıyrılıp kaçtım hemen. birkaç adım ilerideki koltuğa adeta kendimi fırlatırken yanımdaki yastığı da kucağıma yerleştirdim. "yapmadım hile falan."

ellerini beline koyup yavaş adımlarıyla yanıma gelmeye başladı ve gerçekten, nasıl her haliyle bu kadar seksi olabiliyordu ki?

öpüşmekten kızaran dudaklarını yalayıp koltuğun arkasından üzerime doğru eğildi ve birbirine bastırdığım dudaklarımı çenemden tutarak ayırdı. gözlerim şaşkınlıktan yerinden çıkacak gibiyken surat ifadesini hiç bozmayıp minik bir öpücük bıraktı dudaklarıma.

ardından duruşunu düzeltip mutfağa doğru ilerlemeye başladı. tepkime bakmadı veya bir şey de demedi. ciddi bir şekilde mutfağa doğru gitti, ben de kucağımdaki yastığı arkasından fırlatıp salak gibi bağırmaya başladım. "öyle zorla öptükten sonra kaçamazsın be!"

—

kızlarrr yazarken hayal etmekten bı hal oldum ımdatlarrr olsn gercekten cok sırın oldu bunlar