350 43 60
                                    

Müstehcen içerik içermektedir, rahatsız olacak okuyucuların okumamasını tavsiye ederim. Karakter bazlı kötü yorumlar silinecektir

-

"Buraya düşeceğime, cehenneme düşseydim..."

Renkli gözlü çocuk, arkasındaki demir kapının kapanma sesini umursamadan istifini bozmadı, kendisine bakan kuzgun gözlere odaklandı. Küçük hücreyi aydınlatan tek ışık, havalandırma için duran parmaklık ve tellerle örülü bir kafanın bile sığmayacağı büyüklükteki camdı.

Ay ışığı, oturan suçlunun yüzüne serilmiş, gölgeli yüz hatlarını ortaya bir sanat eseri gibi döküyordu. Yüzünün bir kısmı ay ışığı ile kutsanırken diğer yarısı, kendini gölgelerin bilinmez kollarına bırakmıştı anlaşılan.

"Oi," dedi oturan, hırıltılı bir sesle.

"Fakirhaneme hoşgeldin, Matsuno..."

Alaycı ses tonu, günlerdir insan yüzü görmemenin verdiği gerginlik ile harmanlanmış gibiydi. Yüzünü buruşturdu Matsuno. İçinden bilmem kaçıncı kez o adamın gözüne diş fırçası sapladığı için pişman olmuştu.

Matsuno Chifuyu. Henüz yirmi beşinde olmasına rağmen müebbet hapis cezasına çarptırılan bir katildi. Ellerinde onlarca insanın kanı vardı, yurt dışına kaçmaya çalışırken peşindeki polisler tarafından gafil avlanmıştı. Henüz bir senedir kafeslerin ardına kapatılmıştı.

Baji Keisuke, yirmi yedisinde bir canavardı. Toplu katliamları, organize suçları ve silah kaçakçılığı ile bilinen durdurulamaz bir canavar. Eh hali ile, hakim ve savcılar ona acımamış, ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmıştı. O ise üç senedir buralardaydı. İkisi de henüz, yolun çok başındalardı.

Elbette bu ilk karşılaşmaları değildi. Bu yüzden Matsuno Chifuyu, cehennemi yeğlerdi. Baji Keisuke ve o, oldum olası birbirlerine hem ilgi duymuş, hem de nefret etmişlerdi.

Burası onların koğuşu değildi. Burası, ceza hücreleriydi. Koğuşlardaki insan sayısı işlenilen suçlara göre artma ve ya azalma gösterebilir. Örneğin sadece gasp, hırsızlık gibi suçları olanlar çok fazla durmazlardı. Bu yüzden en kalabalık onların koğuşu olurdu.

Katiller ve siyasi suçlular ise kişinin davranışlarına göre yerleştirilirdi. Öğreğin, birisi eğer sorun çıkarmaya müsait biriyse onu olabildiğince az kişinin arasına koyarlardı. Ve bu ikisi, sorun çıkarmıyorlardı. Onlar, başlı başına sorundular.

Herhangi bir kavga olayında ilk yumruk atan her zaman suçlu kabul edilirdi. Hatalı olanlar ise zindan tarzı hücrelere kapatılırdı, en fazla üç gün orada yalnız bırakılırdı. 'Kafasını toplasın, aynı hataya düşmesin' der gibi. Bazen ikili hücrelere koyulduğu da oluyordu.

İşte, bu ikisi aynı hücreye düşmüşlerdi. Doğrusu iki gün önce sırf acıktığı için koğuş arkadaşını döven Keisuke, bugün sırf boş konuştuğu için koğuş arkadaşının gözünü diş fırçası ile oyan Chifuyu'yu beklemiyordu.

Bu yüzden eline gelen eğlence fırsatını kaçıramazdı. Aynı şey Chifuyu için geçerli değildi, kendisi ile karanlık bir geçmişi olan bu adamla aynı koğuşta baş başa kalmak onu bir bakıma rahatsız etmişti. Fakat kabul etmediği bir tarafı heyecanlanıyordu.

Evet, ikisi az önce dediğim gibi birbirlerinden nefret etseler bile fark etmeden birbirlerine düşüyorlardı. Gün içerisinde edilen laf dalaşlarının ardından herkes uyuduğunda, koğuş tuvaletlerinde iki muhtaç bedenin sesi yankılanıyordu.

birds in the cage, bajifuyu ✓Where stories live. Discover now