eskort sevgilim

17. Bölüm

TW: taciz, ilaç kullanımı. ha bir de smut.

Banu POV:

17 Yıl Önce...

Sonunda aylardır beklediğim an geldi. 20 Ağustos. Doğum günüm. Cansu benim için babasına bizi Back Street Taksim'e sokması için yalvardı. Cansu'nun ısrarlarına rağmen kendim gitmek istedim. Günüm çok kötü geçmişti. Yürüyüş yapmaya ve biraz nefes almaya ihtiyacım vardı. Zaten evime yakın sayılırdı.

Cansu ile birkaç gün önceden seçtiğimiz mini elbisem ve kendi paramı ilk kazandığım gün aldığım topuklularla Taksim'in karanlık sokaklarında yürüyordum. Saat 9'a gelmek üzereydi.

Mekana gelmeme bir sokak kalmıştı. Navigasyon en kısa mesafenin ıssız ve normalden daha karanlık, daracık sokaktan geçmek olduğunu söyleyince ürperdim. O daracık sokağa girdikten sonra bir grup çocuğun yolun sonunda beklediğini gördüm. Anırarak kahkaha atıyorlardı. Sakinliğimi koruyarak yürümeye devam ettim. Onlara yakınlaşınca hepsinin ağızlarından gelen alkolün tatlı kokusunu fark ettim. Normalde bu kokuyu ne kadar sevsem de şu an o kokudan iğrenmiştim.

Tam fark edilmeden aralarından sıvışacakken birisi, "Oof karıya bak be." diye bağırdı. Diğerlerinin önümü kesmesini sağlayan cümle buydu. Hepsinin ağzından gelen alkol kokusunu ve iğrenç cümleleri midem kaldıramıyordu. Pis terli vücutları bana yapışıyordu. O an kaskatı kesildim. Paniklemiştim. Kaçmam gerekiyordu ama yapmıyordum. Çığlık atmam gerekiyordu ama ağzımı açamadım bile. Ta ki içlerinden birisi ellerini belime, diğeri kalçama dolayana kadar. O an kendime geldim ve 12 cm topuklumla arkamdakinin ayağına sertçe bastım. Diğerini ittirdim. Zaten dengesini sağlayacak halde değildi. Yere yapıştı. Hemen ordan kaçmaya çalıştım.

Ama diğer 3 çocuğu unutmuştum. Birisi kolumdan tutup beni yere fırlattı. İki tanesi kollarımı, diğer ikisi ayaklarımı tutuyordu. Ayaklarımı tutanlar bacaklarımı birbirinden ayırdılar. En son kalan da kafasını bacaklarıma doğru eğdi. Dizimden başlayıp aşağı doğru öperek indi. Bir yandan kollarımı tutanlar memelerimi mıncıklıyorlardı. Fakat unuttukları şey ağzımı kapatmaktı. Çığlık attım. Atabildiğim kadar attım. Neyse ki barın önündeki görevli çığlığımı duydu.

Oradan nasıl çıktığımı hatırlamıyorum bile.

Koşarak bara girdim. İçeriden bangır bangır müzik sesi geliyordu. Tuvaleti bulup kendimi oraya kapattım. Zaten bok gibi bir gün geçirmiştim. Bunun üstüne bir de doğum günümde tacize uğradım. Aynada kendime bakıp makyajım akana kadar ağladım. Çantamdan titreme sesi gelince arayanın Cansu olduğunu anladım. Nerede olduğumu merak etmiş olmalıydı. Titrek ellerimle titreyen telefonumu çantadan çıkardım. Ve telefonu açtım.

"Banu nerdesin sen? Dışarda olay olmuş. Bi grup birisine taciz mi etmiş tecavüz mü etmiş dövmüş mü bilmiyorum. Barda herkes çok gergin. Sen olayı gördün mü?" diye soru yağmuruna tuttu beni.

'Ben olayı birebir yaşadım.' diyemedim. Onun yerine "Ha evet dışarda bir şeyler oluyodu bulaşmamak için hemen içeri girdim. Aşırı tuvaletim vardı. Hemen koşa koşa tuvalete girdim. Siz nerdesiniz ben yanınıza geliyim." dedim.

Barmenin önünde beklediklerini söyledi ve yüzüme kapattı. Hemen gözyaşlarımı sildim ve makyajımı yeniledim. Aynada kendime bakıp yüzüme sahte bir gülümseme kondurdum. Ve tuvaletten çıktım. İnsan gruplarını ittirip aralarından geçerek en sonunda bara geldim. Son kez derin bir nefes alıp tüm olanları geride bırakacağıma yemin ettim.

—16 shot sonra—

Cansu ile dans etmek beni çok yormuştu ve susatmıştı. O yüzden şu an barmene hayat hikayemi anlatıyordum. Bir yandan da biramı içiyordum. Biz barmenle annemin bana küçükken yaptıklarına kahkaha atarken yanıma bir çocuk geldi. Kimdi tanımıyordum. Ama kulağıma eğilip elinde çok güzel malların olduğunu söyleyince tanıyormuş gibi yaptım. Bir de çakmak gazı vardı. Daha önce çakmak gazı çekmiştim. Bir ara bağımlısıydım. Bir şişe çakmak gazı ve birkaç mutluluk hapı aldım. Sarhoş gözlerim barı taradı. Çocuğa parayı verdim ve çocuk bir anda kayboldu.