finale: lacuna

70 11 47
                                    

Ev kavramı her zaman canımı yakmıştır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ev kavramı her zaman canımı yakmıştır. İki harfin yan yana geldiği bir kelimenin bu kadar ciğerimi söküp atması asla mantıklı gelmemiştir bana. En yakınlarım yanımda ev özleminden ağlarken sırtlarını sıvazlamayı bırakın gözlerinin içine bakabildiğim bir an yoktur. Peki sebebi nedir bunun? Annem babamdan mıdır? Benim için ev kavramı nedir ki? Ev nasıl olmalıdır? Bugün tam olarak bunu bilmediğim için buradayım. Sefilim, cidden çözümü buraya getirmek büyük bir sefilliktir. Şubatın yedisinde gecenin bir buçuğunda bir âşk oteline elimde kitap-kalem ile gelmek bir sefilliktir.

Ne zaman bu kadar çaresiz oldum bilmiyorum. Şuan bu durumu yanlış anlamayın demeyeceğim. Yanımda getirdiğim kitap-kalem ile burada zevk uğruna ter dökmeyeceğimi şimdiye kadar anlamışsınızdır. Acı acı çığlık atan kulaklarımın şimdiden duydukları pişmanlıktan mı yoksa soğuktan mı çığlık attıklarını bilmiyorum. Ama burada daha fazla böyle durursam gidebileceğim bir yer olacağını da zannetmiyorum.

Derin bir nefes verdim. Ağzımdan çıkan dumanın soğuktan olduğunu bilmek rahattı. Yanıma sigara almadım bugün, daha da sefil hâle gelmek istemiyorum. Eninde sonunda kendimi içeriye sürükledim.

Öncelikle beklediğim gibi bir yer değildi. Hatta beklemeseydim daha az şaşırırdım . Duvarlar sarı bir duvar kağıdı ile kaplanmıştı. Resepsiyon tarafındaki ampul son demlerini veriyordu. Koridorların oradaki ampüller çoktan patlamış duruyordu. Loş ışıktan anca anlayabildiğim kadarıyla resepsiyonda bir kadın oturuyor gibiydi. Hemen ortaya bir tahmin atmak istemedim. Saçlarının uzunluğu sebebiyle ne siması ne kimliği tam anlaşılabilirdi. Arkamı döndüm. Dışarıya çıkmak için olan son şansıma el uzattım. Belki bu beni durumumdan vazgeçirebilirdi. Tutmadım. Vazgeçiremedi. Resepsiyondaki kişiye doğru yürüdüm

Yaklaştığımda tahminlerimin doğru çıktığını anladım. Ama asıl odağım o değildi. Kadının yüzük parmağına gitti gözlerim. Loş ışığın altında olsa bile yüzüğü ayrı bir hoşluk ile parlıyordu. Şaşırdım. Buraya geldiğimden beri çok şaşırıyorum. Evli bir kadını bir âşk oteli resepsiyonunda görmek nedensiz bir güven hissettirsi. Kritik anlarımda yakınımda bir kadın bulunması genelde güvende hissettiriyor. Bu his erkekliğimden mi yoksa hayatımda olan figürlerin etkisinden mi bilmiyorum. Bugün bu soruyu düşünmek istemiyorum.

Kadınla göz göze gelişimiz ile kadın da afallanmış duruyordu. Sanki beni burada görmeyi beklemiyormuş gibi. Suratıma bakıp tek bir kelime etmedi. Kafasını geri önüne eğdiğinde uğraştığı kağıdı fark ettim. İşi bitene kadar ses etmedim, etmek istemedim. Geri kaldırdı kafasını. Daha önce hiçbir kadından bu kadar net duymadığım şeyler söyledi.

"Burada gördüğüm seks bağımlılarına benzemiyorsun. Vücudunu satan biri olsan zaten bilirdim seni. Eh pek bir sürtük veya seks bağımlısı izlenimin de yok. Tek gece için mi geldin?". Bir âşk otelinde böyle net konuşulması gerekir mi bilmiyorum. Bir kadın böyle bir yerde bu kadar rahat olmalı mı onu da bilmiyorum. Sadece kafamı salladım. İçimden kendime küfürler etmedim. Şoku atlatmaya çalışıyordum. Kadın tekrardan önündeki kağıda baktı. Tekrar bana döndü.

KOCA BİR SAÇMALIK ➤ NOMINWhere stories live. Discover now