17

888 46 6
                                    

Bir ay içerisinde sevdiğim iki kişiyi kaybetmekle kalmamış; çocukluğumu beraber geçirdiğim o insanın berbat değişimine de tanıklık etmiştim.

~

Olayın ardından yaklaşık iki hafta geçmişti. Sanzu ile henüz bir irtibatta bulunmamıştık. Okula gidip geliyordum. Derslerime ağırlık vermeye çalışıyor, olumlu düşünmeye itiyordum kendimi. Bir kafede garson olarak işe de başlamıştım. Okul sonraları işe gidiyordum.

Aylık kirayı ödemek için illaki onunla görüşmeliydim, bana bir iban numarası vermemişti ne de olsa.

Okul çıkışı yine kafeye gidiyordum. Yolda aklıma gelen kira mevzusu canımı sıkmıştı. Telefonumu çıkarmış, numarasını tuşlamıştım. Telefon uzun uzun çalmıştı fakat sonunda açılmıştı da.

"Alo?" Demişti bir kadın sesi. Bunu duyar duymaz yüzüne kapatmıştım. Bu konu hakkında hiçbir şey düşünmemeye çalışarak telefonumu cebime atmış ve böyle bir şey hiç yaşanmamış gibi yoluma devam etmiştim.

İş yerine geldiğimde Maiko-san güler yüzüyle karşılamıştı beni. Önlüğümü uzatıp elime bir bez tutuşturmuştu. Boş masaları temizlememi söyleyerek yönlendirmişti beni.

Dediğini yaparak masaları silmeye başlamıştım. İşimi yaparken aklıma sürekli telefonu açan kadının sesi geliyor, istemeden de olsa aklımda binlerce senaryo dönüp duruyordu.

Masaları silmeyi bitirmiş; gelen müşterilerin siparişlerini alıp, onlara istediklerini götürüyordum. Günün bu saatleri en yoğun olduğumuz saatlerdi.

Akşam olduğunda Maiko-san ve diğerlerine veda edip eve doğru yürümeye başlamıştım. Saat çoktan dokuzu bulmuştu. Sokaklar sessizleşmiş, şehir karanlığa bürünmüştü.

Tokyo'nun tenha sokaklarında ilerlerken birinin seslendiğini duymuştum. Çantamı sıkıca tutarken arkamdan gelen sese doğru yavaşça dönmüştüm.

Tanrım, bu Sanzu'ydu! Öylece dikilmiş bana bakıyordu. Öylesine heyecanlanmıştım ki gözlerim dolmuştu. Hatasız olsam da incinmişti ve konuşma fırsatım bile olmamıştı...

"Kirayı almaya geliyordum. Madem karşılaştık öde de gideyim." Demişti soğuk bir ifade ve ses tonuyla.

"Haruchiyo- Şey ben... Üzerimde para yok, benimle gelirsen bugün ödeyebilirim."

"Bana bu şekilde seslenmeni istemiyorum Hyera-san. Neyse, hadi gidelim o halde." Demişti garip bir şekilde. Böyle demesi beni gerçekten kırmıştı, çünkü seninle ev sahibi-kiracı ilişkisinden öte bir bağımız yok demekti bu.

Başımı olumlu anlamda sallamıştım. Eve kadar beraber gitmiştik fakat tüm yol boyunca aramızda üç dört adım mesafe bırakmış, bu mesafeyi de korumuştu.

Eve girerken nezaketen içeri girmesini teklif etsem de reddetmiş ve dışarıda beklemişti. Parayı getirip ona uzatmış, kirayı ödediğime dair belgeleri imzalamıştım.

Daha sonra hiçbir şey demeden çekip gitmişti. Tıpkı o gün gittiği gibi...

Kapıyı kapayıp kendimi koltuğa atmıştım. Gözlerim dolarken tavanı izlemeye başlamıştım. Başından beri ona yanaşmamalıydım anlaşılan.

Koltuktaki battaniyeyi üzerime çekerken kafamı yastığa koymuş ve gözlerimi kapatmıştım.

Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi zorlukla açıp işe gitmek için hazırlanmaya başlamıştım ki Izana'dan bir telefon gelmişti.

Kaşlarımı çatarak aramayı reddetmiştim. Fakat inatla aramaya devam ediyordu. En sonunda dayanamayıp açmıştım.

"Ne istiyorsun?"

"11 Aralık. Sen de davetlisin Yuna."

Ne diyordu anlayamamıştım bile. Fakat o bunu söyleyip direkt kapatmıştı telefonu. Sabah sabah kafam hiçbir şeye basmıyordu. Düşünmek de istememiştim zaten.

Üzerimi değiştirip hızla evden çıkmış ve iş yerine gitmiştim. 11 Aralık üç gün sonraydı...

...

 Artist  ||Sanzu X Fem Reader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin