İçine Aldıklarına Ağlayan Yağmur

64 6 0
                                    

Bu bölümü Bıcırığıma ithaf ediyorum

İYİ OKUMALAR

BÖLÜM ŞARKISI: Deriko/ Dilan EKİNCİ, Paul DWYER

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yaşamdan kaçmak...

Sadece toplumdan soyutlanmak mıydı?

Belki insan sevmez bazı insanlar. Altında sebep arar. Yoktur ya hani içinde eksiklikler boş ve gereksiz hissettirir. Ağlamak. Haline ise ne hoş.

Biz ve bizim gibiler soyutladı toplumdan önce yaşamdan kendini.

Yaşamdan kaçanlarız biz sığınacak yeri olmadığı halde sığınak bulma ümidiyle bir ömrü yitiren ardında...

Uzun yürüyüşü etrafa dikkat kesilerek devam ettirdik.

Gelirken çatışmaya girmek zorunda kalmıştık silah seslerine başkalarının gelmesi çok yüksek bir ihtimaldi.

Bir time yardım için gönderilmiştik. Hangi tim olduğu söylenmemişti. Elimizi çabuk tutmak zorundaydık şayet tutmazsak hem şehit verebilir hem de şehit olabilirdik.

Gocunmazdık bundan lakin timi karargaha götüremezsek görev tamamlanmaz namusumuz zehirlenirdi.

Elimizde olan bilgiler sadece timin kordinadları ile bir ağır yaralılarının olduğuydu. Gerisi ise koca bir muamma.

Biraz daha yürüdükten sonra konuşma sesleri geldi.

Anka timine elim ile durma emri verdim.

Seslere yaklaştıkça netlik kazandı. Türkçe konuşuyorlardı.

Ardından bir ses yükseldi.

"Sessiz olun birileri var. Tim yaralıyı çevreleyin." dedi ses.

Time kayaların ardına saklanmasını emrettikten sonra konuştum.

"Sen TÜRK müsün?" diye sordum.

"TÜRK'ÜM." dedi ses.

Önden yürümeye başladım tim ardımdan gardlarını düşürmeden geliyordu.

Ses veren kişiyi görünce duraksadım ama yaralıyı fark edince kalakaldım.

"Baba..."diye mırıldandım.

Hemen toparladım.

"Yardım isteyen tim siz miydiniz amca?" sorumu Erkan amcama yönelttim.

Kafasıyla onayladı.

"Hekim yaralıya." diyerek ilk emrimi verdim.

"Komutanım ağır yaralı fakat çok hayati bölgelerden değil yürüyemez belki ama taşımamızda sorun yok." diyerek Burak görüşünü bildirdi.

"Tamamdır. KURT timi ULUKURT sizde. Xane, Antepli, Çatlak arka taraf sizde." Ege, Halil ve Mert arkaya geçti.

"Hekim sağ yana Yabancı sol yana." Burak sağ tarafa Ali ise sol tarafa geçti.

"Börü benim ile öndesin."

Can başıyla beni onayladı ve yanıma adımladı.

Böylece yürümeye başladık.

"Amca bir sorun var mı?" dedim korkarak. Bir varımı daha vermeye hazır olduğumu düşünmüyordum.

"Sıkıntı yok yiğenim."dedi Ercan amcam.

Erkan ve Ercan amcam ikizdi. Onlardan büyük birde Emine halam vardı. En büyükleri babam Emin'di.

Dağ gibiydi benim babam ardımda ulu bir çınardan halliceydi. Bastığı yeri titreten ULUKURTTU o. Asenasını yitirmesine rağmen dimdik ayakta durabilendi. Şimdi beni bırakamazdı. Emir'i üzemezdi.

DERİKOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin